Sonunda ç olan 4 harfli 45 kelime var. Ç harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ç harfi olan kelimeler listesine ya da başında ç harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

AMAÇ

  1. [isim] Ulaşmak istenilen sonuç, maksat
    • "Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz." (Anayasa)
    • "Dernekler, 13'üncü maddedeki genel sınırlamalara aykırı hareket edemeyecekleri gibi siyasi amaç güdemezler." (Anayasa)
  2. Gaye
    • "Kuruluş amaç ve şartlarını kaybeden yahut kanunun öngördüğü yükümlülükleri yerine getirmeyen dernekler, kendiliğinden dağılmış sayılır." (Anayasa)
  3. Hedef
    • "Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı maliye politikasının sosyal amacıdır." (Anayasa)

MURÇ

Kelime Kökeni : Ermenice

  1. [isim] Betonu kırmakta veya betona delik açmakta kullanılan sivri uçlu, çelikten yapılmış bir alet

DREÇ

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Ağlı kepçe, tarama ağı
    • "Dreçlerle, algarnalarla, manyetolarla avlanmak."

FERÇ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dişi canlılarda üreme organının dış bölümü, vulva

ORUÇ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Tanrı'ya ibadet amacıyla yeme, içme vb. şeylerden belli bir süre veya biçimlerde kendini alıkoyma
    • "Eh, biz her vakit duamızı, orucumuzu eksik etmeyiz, çok şükür!" (Necati Cumalı)
    • "Akşam Rabia ile beraber oruç bozuyor, iftar ediyoruz." (Halide Edip Adıvar)
    • "Bütün sene cumadan gayri günlerde oruç tutarım." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Çok sevilen veya istenen şeylerden uzak durma
    • "Ayıplama kardeş, üç gündür lakırtı orucundayım." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

İLAÇ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir hastalığı iyi etmek veya önlemek için türlü yollarla kullanılan madde, em, deva
    • "Hani eskiden cahillere davultozuyla minaregölgesinden ilaç yapıp paralarını alıverenler varmış." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Doktor geldi, ilaç yazdı..." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. Çare, önlem
    • "Böylesi zor bir iş için çalışmak bana ilaç gibi geliyordu." (Cahit Uçuk)

ŞERÇ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Anüs

PENÇ
...
AĞAÇ

  1. [isim] Meyve verebilen, gövdesi odun veya kereste olmaya elverişli bulunan ve uzun yıllar yaşayabilen bitki
    • "Neredesin yahu, seni bekleye bekleye ağaç olduk."
  2. [sıfat] Bu gibi bitkilerin gövdesinden ve dallarından yapılan
    • "Ağaç tekne."
  3. Direk

AKAÇ

  1. [isim] Bir yerde birikip kalan sıvıları, bir işlem sonunda geriye kalan artıkları, gereksiz nesneleri dışarıya akıtmak için kullanılan boru vb. araç
  2. Kanal, ark, su yolu
  3. Yer altı su oluğu

KONÇ

  1. [isim] Ayağa giyilen şeylerde ayak bileğinden baldıra doğru olan bölüm
    • "Çorap koncu. Çizme koncu."

BORÇ

  1. [isim] Geri verilmek üzere alınan veya ödenmesi gerekli para veya başka bir şey
    • "Vaktim yok, bana para bul, şu borcu ödeyeyim, söz verdim." (Peyami Safa)
    • "On beş lira borç aldıktan sonra eve döndüm." (Halide Edip Adıvar)
    • "Altlarında şilte, dolaplarında eşya kalmadı ama kimseye de borç yapmadılar." (Peyami Safa)
    • "Babasından bir şey koparamadığı zaman borç ediyor, sonra ona ödetiyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Birine karşı bir şeyi yerine getirme yükümlülüğü, vecibe
    • "Vatan borcu biter bitmez ordayım." (Bekir Sıtkı Erdoğan)

ÖVEÇ

  1. [isim] İki üç yaşındaki erkek koyun
    • "Git kumandana söyle, öveç ise, ucuz olursa iki tane de benim için alsın, anladın mı?" (Memduh Şevket Esendal)

PANÇ
...
SMAÇ

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Voleybol ve teniste topu yukarıdan aşağıya doğru sertçe yere vurma, küt (II)
  2. Basketbolda yakın mesafeden topu sertçe sepete geçirme

GENÇ

  1. [sıfat] Yaşı ilerlememiş olan, ihtiyar karşıtı
    • "Genç kızı bir gece pencerede görmüştü." (Haldun Taner)
  2. Gelişmesini tamamlamamış olan (bitki, hayvan)
    • "Genç ağaç. Genç at."
  3. Gençlikteki özelliklerini koruyan, dinç
  4. Zihin bakımından yeterince gelişmemiş, toy
  5. Yeni gelişmekte olan, kısa bir geçmişi olan
    • "Atatürk'ün tabutu arkasından ağlayan on beş milyon Türk'ün yaşadığı, genç Türkiye mutluydu." (Burhan Felek)

FEVÇ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İnsan kalabalığı

GÖNÇ

  1. [sıfat] Zengin, varlıklı

HARÇ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Harcanan para, masraf
  2. Resmî işlerde devlet veznesine ödenen para
    • "Tapu harcı. Mahkeme harcı."
  3. Yükseköğrenim öğrencilerinin ödemek zorunda olduğu katkı payı
  4. Yapıda tuğla veya taşların örgüsünü sağlamlaştırmak, duvarları sıvamak için kullanılan, toprak, saman, kum, kireç, çimento vb. şeyleri su ile kararak yapılan karışım
    • "Sıvanmış, boyanmış bir binanın tuğlaları arasındaki harcı göremeyiz." (Orhan Veli Kanık)
  5. Bir yemeğin yapılmasında kullanılan ve tat veren maddelerin bütünü
    • "Bu yemeğin harcı pek iyi değil."
  6. Giysiler dikilirken kullanılan tamamlayıcı veya süsleyici şeyler
  7. Bahçıvanlıkta değişik nitelikteki toprak vb. maddelerin karıştırılmasıyla hazırlanmış toprak

DERÇ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Alma, toplama
  2. Kaydetme

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü