Ön

  1. [isim] Bir şeyin esas tutulan yüzü, arka karşıtı
    • "Beş on kişi, köşkün önünde toplandık." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Sıraya koyunca en önemlisini öne almak lazım geldi." (Burhan Felek)
    • "Yendiğimiz orduların bize üstün gelişi, bu çok acı hakikati önümüze serdi." (Orhan Seyfi Orhon)
    • "Yangının önü alındı."
  2. Bir şeyin esas tutulan yüzünün baktığı yer, karşı
    • "Altmış yaşında anamın önünde sigara içmek istemezdim." (Burhan Felek)
    • "Siz öne düşün. Ne derseniz onu deriz." (Ahmet Rasim)
    • "Kim olursa olsun önüme çıkanla yeniden evleneceğim." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Delikanlı Haydar ustanın önüne düştü, Hasip Bey'in evine geldiler." (Yahya Kemal)
  3. Bir kimsenin ilerisi
    • "Bir aralık önümüzden şarkı sesleri geldi." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Kasabaya kömür indiren dağ köylülerinin önlerine çıkıp yol kesen haydutlar." (Memduh Şevket Esendal)
  4. Yakın gelecek zaman
    • "Önümüz kış."
  5. Giyeceklerin genellikle göğsü örten bölümü
    • "Uçuk siyah renkli çarşaf pelerinin önü açık." (Peyami Safa)
  6. Önce olan, ilk
    • "Ön söz. Ön görüşme."
  7. Civar, yöre
    • "Kanlıca önlerine geldiler."
  8. [sıfat] Benzerler arasında bakılan veya gidilen yönde olan
    • "Ben, Anafartalar'da Mustafa Kemal'in bulunduğu en ön siperlerde de kurşun attım." (Aka Gündüz)

Kelime Anlamı Kaynağı : Türk Dil Kurumu (TDK) Güncel Türkçe Sözlüğü

Şunlara da göz atmak isteyebilirsiniz:

Ön kelimesi baş harfi ö son harfi n olan bir kelime.Başında ö sonunda n olan kelimenin birinci harfi ö , ikinci harfi n . Başı ö sonu n olan 2 harfli kelime.

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.