Sonunda ze olan 5 harfli 22 kelime var. ZE ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ze olan kelimeler listesine ya da başında ze olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

HEMZE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gırtlakta, ses tellerinin birbirine yapışması sonucu havanın akışını birdenbire engellemesiyle oluşan ve bir kesinti izlenimi veren ünsüz
    • "Rey (re'y), neşe (neş'e), mesele (mes'ele)."

NEBZE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Az şey, az

FREZE

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Tornacılıkta, bir deliğin ağzını genişletmeye yarayan çelik alet
  2. Frezeleme işinde kullanılan takım tezgâhı

LERZE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Titreme, titreyiş
    • "Aşklarının düşüncesi artık lerze değil yeis ve meraret veriyordu." (Halide Edip Adıvar)

ÖNEZE

  1. [isim] Avcıların av beklemek için taş yığınlarından yaptıkları pusu, evsin
  2. Sürek avında pusuda av bekleyen avcı

HERZE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Saçma söz, zevzeklik
    • "Yatık Emine misin, Yanık Emine mi, her ne herze ise bana onun lüzumu yok." (Refik Halit Karay)

CAİZE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Şairlerin kasidelerle övdükleri büyükler tarafından kendilerine verilen bahşiş
  2. Yazıda bir sözün olduğu gibi tekrarlandığını göstermek için alt hizasına konulan tırnak biçimindeki noktalama işareti
  3. Yol yiyeceği, azık

AVİZE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Tavana asılan, şamdanlı, lambalı, cam veya metal süslü aydınlatma aracı
    • "Bulunduğumuz yeri sarayın tek parça, geniş camlarından akseden avize ışıkları aydınlatıyordu." (Refik Halit Karay)

KEBZE

  1. [isim] Kürek kemiği

SEBZE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Genellikle pişirilerek yenen bitkiler veya bunların taneleri, göveri, göverti, sebzevat, zerzevat

ENEZE

  1. [sıfat] Cılız, zayıf, güçsüz

AZİZE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ermiş kadın

TEYZE

  1. [isim] Annenin kız kardeşi, ana yarısı
    • "İhtiyar halaların, teyzelerin, bütün bu hısım akrabanın fikrini sorduk." (Memduh Şevket Esendal)
  2. [ünlem] Anne yaşıtı kadınlara söylenen bir seslenme sözü

ACEZE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Âcizler

GEBZE
...
GAMZE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bazı insanların çenelerinde, yanaklarında doğal olarak bulunan özellikle güldüklerinde daha iyi görülen küçük çukur
    • "Böyle gülümsediği zaman ağzının iki yanında iki şirin gamze belirirdi." (Haldun Taner)
  2. Yan bakış, göz süzme, sitemli bakma
    • "Elif kaşlarını çatar / Gamzesi sineme batar." (Karacaoğlan)

AVAZE
...
AHİZE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Telefonda seslerin duyulduğu ve iletildiği parça
    • "Ahize birinden ona geçerek belki bir saat konuştular." (Mithat Cemal Kuntay)

EVAZE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Etek ucuna doğru genişleyen (giysi)
    • "Evaze etek."

ALİZE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Tropikal bölgelerdeki denizlerde bütün yıl süresince düzenli esen rüzgâr
    • "Alizeler, Ekvator'un kuzeyinde kuzeydoğudan, Ekvator'un güneyinde ise güneydoğudan eserler."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü