Başında zah olan 15 kelime var. Zah ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde zah olan kelimeler listesine ya da sonu zah ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında zah bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
ZAHMETSİZLİK
ZAHMETLİLİK, ZAHMETSİZCE
ZAHMETSİZ
ZAHİTLİK, ZAHMETLİ
ZAHİRDE, ZAHİREN
ZAHİRE, ZAHİRİ, ZAHMET, ZAHTER
ZAHİR, ZAHİT, ZAHME
A H Z Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
HAZ
2 Harfli Kelimeler
AH, AZ, HA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ZAHMETSİZLİK
- ...
- ZAHMETSİZCE
-
-
[zarf]
Zahmetsiz bir biçimde, zahmet olmaksızın
-
[zarf]
Zahmetsiz bir biçimde, zahmet olmaksızın
- ZAHMETLİLİK
- ...
- ZAHMETSİZ
-
-
[sıfat]
Sıkıntı çekilmeden, güçlükle karşılaşmadan yapılan, eziyetsiz, kolay, emeksiz
- "Ayaklarınıza daha zahmetsiz giyilecek, daha sade, daha sıhhi bir kılıf icat edemez misiniz?" (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Sıkıntı çekilmeden, güçlükle karşılaşmadan yapılan, eziyetsiz, kolay, emeksiz
- ZAHMETLİ
-
-
[sıfat]
Zahmetle yapılan, yorucu, sıkıntılı, eziyetli, güç
- "Hepsinde, zahmetli bir oyundan henüz çıkmış mektep çocuklarının sevinçli yorgunluğu vardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Sıkıntı veren
- "Sıcaktan, zahmetli yollarda yürümekten yorulmuştu." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[sıfat]
Zahmetle yapılan, yorucu, sıkıntılı, eziyetli, güç
- ZAHİTLİK
-
-
[isim]
Zahit olma durumu
- "Zahitlikle dindarlığı birbirinden ayırmak lazımdır." (Orhan Seyfi Orhon)
-
[isim]
Zahit olma durumu
- ZAHİREN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Görünüşte, görünüşe göre
- "Zahiren ufak, ehemmiyetsiz, değersiz bir sebepten dolayı iki sevgili arasında bir nazlaşma kavgası." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[zarf]
Görünüşte, görünüşe göre
- ZAHİRDE
-
-
[zarf]
Görünüşte
- "Zahirde rezaletin devam etmesine mâni olmak istiyordu." (Mithat Cemal Kuntay)
-
[zarf]
Görünüşte
- ZAHTER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir çeşit kekik (Thymus longicaulis)
-
[isim]
Bir çeşit kekik (Thymus longicaulis)
- ZAHİRİ
- ...
- ZAHMET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sıkıntı, güçlük, yorgunluk, eziyet, meşakkat
- "Yalnız rica ederim, bir an için bir zahmet ve fedakârlık daha yapın." (Halit Fahri Ozansoy)
- "Yolda çok zahmet çekmiş, bereket versin Paris sefareti erkânından biri kendisine refakat etmiş." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Benim için yine yorulacaksınız, zahmete katlanacaksınız, dedi." (Refik Halit Karay)
- "Bunun için büyük zahmetlere girmeye gerek yoktur." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Sıkıntı, güçlük, yorgunluk, eziyet, meşakkat
- ZAHİRE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gereğinde kullanılmak için saklanan tahıl, aşlık
- "Zihnini, cerre çıktığı vakit toplayacağı paradan, biriktireceği zahireden başka hiçbir fikir işgal edemezdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Gereğinde kullanılmak için saklanan tahıl, aşlık
- ZAHİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Açık, belli
-
[isim]
Dış yüz, görünüş
-
[zarf]
Kuşkusuz, elbette, şüphesiz
- "Zahir, o anda başıma kan çıkmış, yüzüm kızarmış olacak ki..." (Sermet Muhtar Alus)
-
[zarf]
Görünüşe göre, anlaşıldığına göre
- "Ben yanlış biliyormuşum zahir."
-
[sıfat]
Açık, belli
- ZAHME
- ...
- ZAHİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Dinin yasak ettiği şeylerden sakınıp buyurduklarını yerine getiren (kimse)
- "Bu sualin karşısında, hakikati inkâr olunmuş bir zahit gibi doğruldu." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Dinin yasak ettiği şeylerden sakınıp buyurduklarını yerine getiren (kimse)