Sonunda za olan 6 harfli 15 kelime var. ZA ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde za olan kelimeler listesine ya da başında za olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A Z Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AZ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- FARAZA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Diyelim ki, sayalım ki, tutalım ki, varsayalım ki
- "Faraza bendeniz beyefendi, ne ticaret yapabilirim ne memuriyet." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[zarf]
Diyelim ki, sayalım ki, tutalım ki, varsayalım ki
- MİMOZA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Baklagillerden, çiçekleri sarı, bazı türleri beyaz veya menekşe renginde, yaprakları akasya yaprağına benzeyen bir süs bitkisi, gümüşi akasya (Mimosa)
-
[isim]
Baklagillerden, çiçekleri sarı, bazı türleri beyaz veya menekşe renginde, yaprakları akasya yaprağına benzeyen bir süs bitkisi, gümüşi akasya (Mimosa)
- EZKAZA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[zarf]
Kazara
- "Ezkaza hastalandı mı bir Allahın kulu çıkıp hatırını sormaz." (Atilla İlhan)
-
[zarf]
Kazara
- MARAZA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hastalık
- "İkinci yarıda herkesin dili bir karış dışarı çıktığı, maraza aradığı, çamurlaştığı zaman, seninki, oyuna yeni girmiş gibi terütaze koşar durur." (Haldun Taner)
-
Anlaşmazlık, çekişme, kavga
-
[isim]
Hastalık
- MUKOZA
-
Kelime Kökeni : Latince
-
[isim]
Sümük doku
-
[isim]
Sümük doku
- İKTİZA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gerekli olma, gerekme
- "Madem bahçıvan iktiza etmiş, neden ille Rıza'yı istiyorlar?" (Haldun Taner)
-
[isim]
Gerekli olma, gerekme
- YALAZA
- ...
- HAKEZA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Bunun gibi, böyle
- "Bugün gelmeyeceğim, yarın da hakeza."
-
[zarf]
Bunun gibi, böyle
- TAKAZA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Azarlama, başa kakma
- "Siz şimdi, bu yavan takazaları bir kere daha, ya sabır çekerek dinlemek zorunda kalırsınız." (Haldun Taner)
-
[isim]
Azarlama, başa kakma
- HALAZA
-
-
[isim]
Ekinler biçilirken tarlaya dökülen tanelerden ertesi yıl kendiliğinden yetişen ekin
-
[isim]
Ekinler biçilirken tarlaya dökülen tanelerden ertesi yıl kendiliğinden yetişen ekin
- MAĞAZA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Büyük dükkân
- "Mahmutpaşa'da bir manifatura mağazası işletiyor ve ayrıca iyi iş yapan bir düğme fabrikasının da yarı yarıya sahibi bulunuyordu." (Haldun Taner)
-
Eşya ve azık deposu
-
[isim]
Büyük dükkân
- YAKAZA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Uyanıklık
-
[isim]
Uyanıklık
- HARAZA
-
-
[isim]
Kavga, gürültü, karışıklık
- "Yine mi kavga erenler? Yine mi haraza?" (Aka Gündüz)
-
Öfke, sinir
-
[isim]
Kavga, gürültü, karışıklık
- HAFIZA
-
-
[isim]
Bellek
- "Hafızamı kilitlemiştim, maziyi hiç çıkaramıyordum, küflensin kalsın orada diyordum." (Aka Gündüz)
- "Hafızamı yokluyorum, bu imza ile karşılaştığım gün, yirmi yılın gerisinde." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Bellek
- FARİZA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tanrı buyruğu
- "Hac farizası."
-
Yapılması gerekli ödev, görev
-
Şeriata uygun bir biçimde mirasçılara düşen pay
-
[isim]
Tanrı buyruğu