Sonunda za olan 4 harfli 19 kelime var. ZA ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde za olan kelimeler listesine ya da başında za olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A Z Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AZ

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

İMZA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir kimsenin, bir yazının altına bu yazıyı yazdığını veya onayladığını belirtmek için her zaman aynı biçimde yazdığı ad veya işaret
    • "Mektubun sonunda imzamı görür görmez kim bilir ne kadar şaşıracaksın." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Önüne bir tomar parşömen çeken ağa, yeni öğrendiği imzasını atmaya başladı." (Orhan Kemal)
    • "Bir haftaya kalmayacak, bizim delegeler sulhu imza edecekler." (Ömer Seyfettin)
  2. İmzalama işi
  3. Herhangi bir dalda ün yapmış yazar, sanatçı
    • "Dergi en ünlü imzalara yer veriyor."

HAZA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Bu, şu, o
  2. Etkisiz, kusursuz

LAZA

  1. [isim] Bal koymaya yarayan küçük tekne

ZAZA
...
ECZA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Canlılardaki rahatsızlıkların bozuklukların ve çeşitli hastalıkların tanısı, önlenmesi veya tedavisi için yararlanılan doğal veya sentez yoluyla hazırlanmış madde
  2. Çeşitli amaçlarla kullanılan kimyasal madde
    • "Burada musluklar, mermer teşrih masaları, antiseptik eczalar yok!" (Falih Rıfkı Atay)

NİZA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Çekişme, bozuşma, kavga

MİZA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Kumarda ortaya sürülen para

ROZA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Bir tür pembe elmas
  2. [sıfat] Bu elmasla yapılmış olan (takı)
    • "Roza küpe."

RIZA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Razı olma, isteme, istek
    • "Yarım yamalak ıslahat tedbirlerine inanmaktansa kazaya rıza göstermek bana daha hoş görünür." (Yahya Kemal Beyatlı)
    • "... kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz, rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz." (Anayasa)

HİZA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Doğru bir çizgi üzerinde bulunma durumu
    • "Çarşafların kenarları perdelerle bir hizada mıydı?." (Mithat Cemal Kuntay)
    • "Sandallar tam bir hizaya gelince onları birbirlerine elleriyle bitiştirerek tutan kayıkçılar." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Bir defada sözü, beni meslek hayatımda hizaya getiren uyarmalardan biri olmuştur." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)

KEZA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Aynı biçimde
    • "Süt beyaz, kar keza, pamuk keza."

KAZA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Can veya mal kaybına, zararına neden olan kötü olay
    • "Tren kazası."
    • "Yalnız ortada tef çalan, bunların arasına kaza ile düşmüş gibi." (Halide Edip Adıvar)
    • "Bu yaşa geldim, Allaha bin şükür, namazımı kazaya bırakmadım." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
    • "Osman, kazaya kalan namazını daha ziyade geciktirmeden korkarak ayağa kalktı." (Refik Halit Karay)
  2. İlçe, kaymakamlık
    • "Kazada mektepli dişçi olmadığı için onu vilayete götürdüm." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. Vaktinde kılınmayan namazı veya tutulmayan orucu sonradan yerine getirme
  4. Yargı
  5. Kadılık görevi

CEZA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Uygunsuz davranışlarda bulunanlara uygulanan üzüntü, sıkıntı, acı verici işlem veya yaptırım
    • "Hırsızlıktan üç ay ceza çekti."
    • "Hasretten lime lime olmuş zavallı kalbinle oynayanlar cezalarını buldular." (Halide Edip Adıvar)
    • "Bu haylazlığının cezasını çeker." (Peyami Safa)
    • "Seni yalana tövbe ettirecek bir cezaya çarptırmalıyım." (Refik Halit Karay)
  2. Suç işleyen bir kimsenin yaşantısına, özgürlüğüne, mallarına, onuruna karşı yasaların öngördüğü yaptırım
    • "... kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz." (Anayasa)

SEZA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [ünlem] Uygun, yaraşır, bir şeye değer
    • "Hele, Topaç dedikleri o mollanın hâli görülmeye seza." (Sermet Muhtar Alus)

FEZA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Uzay

BAZA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Mobilyanın uzunluğunca konulan dar ayak
  2. Dolap gövdesinin zemine düzgün oturmasına yarayan çerçeve şeklindeki kaide
  3. Yatağın yerden yüksek olmasını sağlayan veya sandık olarak kullanılan boş bölmesi

KOZA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] İçinde tohum veya krizalit bulunan korunak, kozalak
    • "Pamuk kozası. İpek kozası."
    • "Hiçbir tarakta bezim kalmadı, ipek böceği gibi kozama çekilmiş, kendi hâlimde, politikaya bulaşmadan yaşıyorum." (Atilla İlhan)
    • "Pamuk ırgatları alaçıkların önüne oturmuşlar, koza çekiyorlardı." (Yahya Kemal)
  2. İpek böceğinin ördüğü ve içine kapandığı korunak

BOZA

  1. [isim] Arpa, darı, mısır, buğday vb. tahılların hamurunun ekşitilmesiyle yapılan koyuca, tatlı veya mayhoş içecek

GAZA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İslam dinini korumak veya yaymak amacıyla Müslüman olmayanlara karşı yapılan kutsal savaş
    • "Küffar üzerindeki gazamızın sevabı bize kâfidir." (Feridun Fazıl Tülbentçi)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü