Sonunda z olan 6 harfli 274 kelime var. Z harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde z harfi olan kelimeler listesine ya da başında z harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GÜNDÜZ
-
-
[isim]
Günün sabahtan akşama kadar süren aydınlık bölümü, gece karşıtı
-
[zarf]
Gündüz vaktinde
- "Gündüz çalışmalı, gece uyumalı."
-
[isim]
Günün sabahtan akşama kadar süren aydınlık bölümü, gece karşıtı
- KUMSUZ
-
-
[sıfat]
Kumu olmayan
-
[sıfat]
Kumu olmayan
- HAYLAZ
-
-
[sıfat]
Hoşa gitmeyen davranışlarda bulunan (kimse), hayta
- "Gelene geçene dilini çıkarır, edepsiz, haylaz bir çocuktu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Çalışma gücü varken çalışmayan, aylaklık eden, yaramaz
-
[sıfat]
Hoşa gitmeyen davranışlarda bulunan (kimse), hayta
- AMİTOZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Amip, akyuvar ve bazı bakterilerde hücre bölünmesi yoluyla olan çoğalma
-
[isim]
Amip, akyuvar ve bazı bakterilerde hücre bölünmesi yoluyla olan çoğalma
- DİLSİZ
-
-
Konuşma engelli, konuşamayan, ahraz
-
Ses çıkarmayan, sessiz olan (kimse)
-
Konuşma engelli, konuşamayan, ahraz
- DENSİZ
-
-
[sıfat]
Yakışıksız ve saygısızca davranan (kimse)
- "Babasız büyümüş, anasından yüz bulmuş, densiz, şımarık, münasebetsiz bir haşarı." (Sermet Muhtar Alus)
-
[sıfat]
Yakışıksız ve saygısızca davranan (kimse)
- KARPUZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kabakgillerden, sürüngen gövdeli parçalı sert yapraklı, sarı çiçekler açan bir bitki (Citrullus vulgaris)
-
Bu bitkinin dışı yeşil kabuklu, içi kırmızı ve sulu, iri meyvesi
-
Lamba karpuzu
-
Kadın memesi
- "Karpuzları daha da sarsıla sarsıla gülüyordu şimdi." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Kabakgillerden, sürüngen gövdeli parçalı sert yapraklı, sarı çiçekler açan bir bitki (Citrullus vulgaris)
- MERKEZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir bölgenin veya kuruluşun yönetim yeri
-
Bir işin öğretildiği yer
- "Er eğitim merkezi."
-
Bir işin yoğun olarak yapıldığı yer
- "İki harp esnasında, burası kolay kazançların, vurgunculuğun en işlek merkezlerinden biriydi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Belirli bir yerin ortası
- "Şehir merkezi."
-
Polis karakolu
- "Sizi merkezimize gönderip tevkif ettireceğim." (Aka Gündüz)
-
Biçim, durum
- "Çalışamaların bu merkezdeyken durdurulması iyi olmadı."
-
Bir kapalı eğrinin veya bazı çokgenlerde köşegenlerin kesişme noktası
-
Bir dairenin veya bir küre yüzeyinin her noktasından aynı uzaklıkta bulunan iç nokta, özek
- "Daire merkezi. Küre merkezi."
-
[isim]
Bir bölgenin veya kuruluşun yönetim yeri
- SANSIZ
-
-
[sıfat]
Sanı, ünü olmayan
-
[sıfat]
Sanı, ünü olmayan
- ANASIZ
-
-
[sıfat]
Anası olmayan
- "Anasız çocuklardı, üvey ana cehennemi idi." (Tarık Buğra)
-
[zarf]
Anası olmayarak
-
[sıfat]
Anası olmayan
- DALDIZ
-
-
[isim]
Marangozların kullandığı ağaç oymaya yarayan oluklu demir alet
-
Ağaçtan oyulmuş arı kovanı
-
Ağaçtan oyulmuş yayık
-
Petekten bal almak için kullanılan demir kepçe, demir bıçak
-
[isim]
Marangozların kullandığı ağaç oymaya yarayan oluklu demir alet
- YALDIZ
-
-
[isim]
Eşyaya altın veya gümüş görünüşü vermek için kullanılan, sıvı veya yaprak durumundaki altın, gümüş ve bunların taklidi olan madde
- "Boya değil, altın yaldız vursan manda gözü gibi donuk duruyor." (Burhan Felek)
-
Bu madde ile eşyalara yapılan süs
-
Aldatıcı dış görünüş, göz boyama
- "Onun kibarlığı yaldızdan ibarettir."
-
[isim]
Eşyaya altın veya gümüş görünüşü vermek için kullanılan, sıvı veya yaprak durumundaki altın, gümüş ve bunların taklidi olan madde
- NURSUZ
-
-
[sıfat]
Saygı uyandırmayan, sevimsiz
-
[sıfat]
Saygı uyandırmayan, sevimsiz
- DİNSİZ
-
-
[sıfat]
Dinî inancı olmayan
- "Bana yollarsın onu, dinsizin hakkından imansız gelir, korkma sen." (Ayşe Kulin)
-
Acımasız
-
[sıfat]
Dinî inancı olmayan
- ÇAPRAZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Eğik olarak birbiriyle kesişen
- "Mitralyözler onu çapraza almış, kızıl iğneleriyle gövdesini delik deşik ediyorlardı." (Atilla İlhan)
-
İki taraflı, karşılıklı
- "Çapraz ateş."
-
[zarf]
Eğik bir biçimde
- "Boynuna çapraz astığı tüfeğini yokladı." (Samim Kocagöz)
-
[isim]
Bir tür olta iğnesi
-
[isim]
Kopça, düğme
-
[isim]
Güreşte rakibin koltuk altından kol geçirip sarma oyunu
-
[sıfat]
Eğik olarak birbiriyle kesişen
- CAZSIZ
-
-
[sıfat]
Cazı olmayan
-
[sıfat]
Cazı olmayan
- AVARIZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kazalar, belalar
-
Engebe
-
Osmanlılarda önceleri yalnız olağanüstü durumlarda, sonraları ise sürekli olarak halktan toplanan vergi
-
[isim]
Kazalar, belalar
- KUTSUZ
-
-
[sıfat]
Uğursuz, kötü, menhus
-
Mutsuz, zavallı
-
[sıfat]
Uğursuz, kötü, menhus
- BİZSİZ
- ...
- ÇİLSİZ
-
-
[sıfat]
Çili olmayan
- "Çilsiz bir yüz."
-
[sıfat]
Çili olmayan