Sonunda z olan 5 harfli 204 kelime var. Z harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde z harfi olan kelimeler listesine ya da başında z harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HIFIZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Saklama
-
Ezberleme, akılda tutma
-
[isim]
Saklama
- EKSİZ
-
-
[sıfat]
Eki olmayan
-
[sıfat]
Eki olmayan
- AYSIZ
-
-
[sıfat]
Ay ışığı olmayan (gökyüzü, gece)
- "Aysız, bol yıldızlı, çekirge ötüşleriyle dolu bir geceydi." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Ay ışığı olmayan (gökyüzü, gece)
- MİKOZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Mantar asalaklarından oluşan hastalık
-
[isim]
Mantar asalaklarından oluşan hastalık
- AHRAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Dilsiz, sağır ve dilsiz (kimse)
-
[sıfat]
Dilsiz, sağır ve dilsiz (kimse)
- CAMIZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Manda
-
[isim]
Manda
- EGZOZ
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
İçten yanmalı motorlarda yanan akaryakıtın gazı
- "Büyük kentin yazın egzoz, kışın kalorifer dumanı kokan havasından..." (Haldun Taner)
-
Bu gazın boşaltılması
-
Bu gazın atılmasını sağlayan düzen
-
Susturucu
-
[isim]
İçten yanmalı motorlarda yanan akaryakıtın gazı
- ADSIZ
-
-
[sıfat]
Adı olmayan, isimsiz
-
Tanınmayan, bilinmeyen
- "Babası silik, adsız bir berberken çocuk bütün akranlarını çekerek dükkânını canlandırdı." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Türklerde, ailesinden ayrıldığı için artık onun adını taşımak, onun adıyla anılmak hakkını yitirmiş olan, bir yararlık gösterdiğinde ancak ad kazanabilen delikanlı
-
[sıfat]
Adı olmayan, isimsiz
- ÜNSÜZ
-
-
[sıfat]
Ünü olmayan, gösterişsiz, şöhretsiz
-
[isim]
Ses yolunda bir engele çarparak çıkan ses, sessiz, sessiz harf, konson, konsonant
-
[sıfat]
Ünü olmayan, gösterişsiz, şöhretsiz
- HAPAZ
-
-
[isim]
Avuç
-
[isim]
Avuç
- FEYİZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Verimlilik, gürlük, ongunluk, bereket
-
Artma, çoğalma
-
İlerleme, kültürel gelişme, olgunluk
- "Bu hayırlı teşebbüsün doğu vilayetlerimiz gençliğine bahşedeceği feyiz Cumhuriyet hükûmeti için ne mutlu eser olacaktır." (Atatürk)
-
Manevi haz, mutluluk, iç huzuru
-
[isim]
Verimlilik, gürlük, ongunluk, bereket
- HAVUZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Su biriktirme, yüzme, çevreyi güzelleştirme vb. amaçlarla altı ve yanları mermer, beton vb. şeylerden yapılarak içine su doldurulan, genellikle üstü açık yer
- "Asıl binanın iki yanındaki kuru havuzlara ve havuzların hemen yanı başındaki kameriyelere doğru daha seyrek, daha bol çiçekli bitkiler yayılıyor." (Atilla İlhan)
-
Kum, asit vb. konulan çukur yer
- "Kum havuzu."
-
Büyük gemilerin onarılmak için çekildikleri yer
-
Bir amaç güdülerek farklı kaynaklardan gelen paranın ilgililere daha sonra paylaştırılmak üzere toplandığı belirli bir yer
-
[isim]
Su biriktirme, yüzme, çevreyi güzelleştirme vb. amaçlarla altı ve yanları mermer, beton vb. şeylerden yapılarak içine su doldurulan, genellikle üstü açık yer
- İŞSİZ
-
-
[sıfat]
İşi olmayan
- "Ben kendimi faydalı bir adam farz ettiğim hâlde, sen kendini niçin işsiz ve tufeyli sayıyorsun?" (Kemal Tahir)
-
[sıfat]
İşi olmayan
- TOKUZ
-
-
[sıfat]
Sık ve kalınca, tok (kumaş)
-
[sıfat]
Sık ve kalınca, tok (kumaş)
- ÇİROZ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Yumurtasını atarak zayıflamış uskumru balığı
-
Bu balığın kurutulmuşu
-
[sıfat]
Çok zayıf (kimse)
-
[isim]
Yumurtasını atarak zayıflamış uskumru balığı
- ÖLMEZ
-
-
[sıfat]
Ölümsüz, kalıcı olan
- "Her kim ki olursa bu sırra mazhar / Dünyaya bırakır ölmez bir eser." (Âşık Veysel)
-
Çok dayanıklı, kolay eskimeyen
-
[sıfat]
Ölümsüz, kalıcı olan
- SİROZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Karaciğerin büyümesi veya körelmesi ile ortaya çıkan bir hastalık
-
[isim]
Karaciğerin büyümesi veya körelmesi ile ortaya çıkan bir hastalık
- VALİZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Genellikle yolculukta içine çamaşır vb. eşya konulan küçük el bavulu
- "Ufak bir iş de bulmuş, istasyonda valiz taşıyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Genellikle yolculukta içine çamaşır vb. eşya konulan küçük el bavulu
- EVSİZ
-
-
[sıfat]
Evi olmayan
- "Zavallı evsizler ne zaman başlarının üstünde bir dama kavuşacaklar, diye her ağızdan bir nakarat..." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Evi olmayan
- HAYIZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kadınlarda aybaşı
-
[isim]
Kadınlarda aybaşı