Sonunda z olan 5 harfli 204 kelime var. Z harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde z harfi olan kelimeler listesine ya da başında z harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

SALOZ

  1. [sıfat] Salak

DÖVİZ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Ülkeler arası ödemelerde kullanılabilecek para, çek, poliçe vb. her türlü ödeme aracı
  2. Yabancı ülke parası
  3. Propaganda, tanıtma amacıyla üzeri yazılmış bez veya karton

MASÖZ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bayan masajcı, ovucu

NÜFUZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İçine geçme
    • "Onu uzun müddet nüfuzu altında tuttuğuna bir misal olarak..." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Tatlı bir duman, bütün varlığını sararak en derin yerlerine kadar nüfuz ediyordu." (Peyami Safa)
  2. Söz geçirme, güçlü olma, erk
    • "Birbirlerinin servetlerini, nüfuzlarını, rütbelerini, kabiliyetlerini bilirlerdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)

MOLOZ

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Toprak ve kireçle karışık taş kırıntıları, yapı döküntüsü
  2. Değersiz, işe yaramaz şey veya kimse

TINAZ

  1. [isim] Dövülerek savrulmaya hazırlanan ekin yığını
  2. Yığın
    • "Bu surattan kurtulmak için kalkıyor, kitap tınazları arasından, ikisini görebileceği bir yer seçiyor." (Atilla İlhan)

ŞÖMİZ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Gömlek
  2. Kitap kılıfı

AKMAZ

  1. [isim] Durgun su, gölet

BANAZ
...
KERİZ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Geriz, çirkef, pislik
  2. Kumar
  3. Kolayca kandırılabilen kimse, aptal
  4. Eğlenti

BOĞAZ

  1. [isim] Boynun ön bölümü ve bu bölümü oluşturan organlar, imik, kursak
    • "Ses, ciğerlerde biriken havanın boğaza çarpması demektir." (Ömer Seyfettin)
    • "Birbiriyle boğaz boğaza gelen okul çocuklarını, Samet'in varlığı bugünlerde tek bir vücut gibi bir araya toplayabilirdi." (Halide Edip Adıvar)
    • "Çocukluğumdan beri sık sık boğaz olurdum." (Burhan Felek)
    • "Kediyi karşısında gördükçe yüreği titriyor, boğazı kuruyor." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Şişe, güğüm vb. kaplarda ağza yakın dar bölüm
    • "Şişenin boğazı. Testinin boğazı."
    • "Fazla imrendiriyorsun insanı, boğaz olacağız." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. İki dağ arasında dar geçit, derbent
    • "Yol üzerindeki derbentleri ve boğazları işgal ederek ordunun başında bunları takip ediyordu." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
  4. Yedirip içirme yükümü, iaşe
    • "İşçilerin boğazı bizden olacak."
  5. Yiyeceği içeceği sağlanan kimse
    • "Hayat zor anne, kaç boğazız evde, ağabeyim hangi birimize yetişsin." (Ayşe Kulin)
  6. Yeme içme
    • "Boğazına düşkün."
  7. İki kara arasındaki dar deniz

MARİZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Hastalıklı, hasta olan

SEKİZ

  1. [isim] Yediden sonra gelen sayının adı
  2. Bu sayıyı gösteren 8, VIII rakamlarının adı
  3. [sıfat] Yediden bir artık

NAMAZ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] İslamın beş şartından biri olan ve Müslümanların günde beş vakit, dinî bakımdan belirlenen kurallara göre yapmak zorunda oldukları ibadet, salat
    • "İki rekât namazı nerede olsa kılarız." (Peyami Safa)
    • "Bu adamlar birer ikişer gidip bir odada namazlarını kıldılar, gene geldiler." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Arabalar uzaktan görününce köyüne, adamına göre kâh derviş, kâh sofu olur, hemen namaza dururdu." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Bir akşam uyudu / Uyanmayıverdi / Aldılar götürdüler / Yıkandı, namazı kılındı, gömüldü." (Orhan Veli Kanık)

BATÖZ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Patoz

İMROZ

  1. [isim] Vücudu beyaz, baş ve ayaklarda siyah lekeler bulunan, küçük cüsseli, uzun ve ince kuyruklu, kaba karışık ve uzun yapağılı, Gökçeada ve kısmen Çanakkale ilinde yetiştirilen bir koyun türü

SAKIZ

  1. [isim] Bazı ağaçların ve özellikle sakız ağacının kabuğundan sızan, çiğnendiğinde yumuşayan, hoş kokulu, beyaz renkli reçine
    • "Kız kucağında hiç kullanılmamış, sakız gibi bir çamaşır sepeti ile çadırdan çıktı." (Osman Cemal Kaygılı)
  2. Şekerli ve kokulu ağızda çiğnenen eğlence yiyeceği, ciklet
  3. Vücudu beyaz olup başta ve ayaklarda belirgin siyah işaretler bulunan, ince kemik yapılı ve yüksek ayaklı, ince yağsız uzun kuyruklu bir koyun türü
  4. Sakız ağacı
    • "Sizi İnce dağ yollarının sakız gölgeleri içinde yalnız bırakmak lazım geldiğini hissediyordu." (Reşat Nuri Güntekin)

ANSIZ

  1. [zarf] Ansızın
  2. [sıfat] Anlayışsız, akılsız

OZMOZ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Geçişme

FOROZ

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Bir ağ atılışında çıkarılan balık miktarı

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü