Sonunda z olan 4 harfli 46 kelime var. Z harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde z harfi olan kelimeler listesine ya da başında z harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- OMUZ
-
-
[isim]
Boynun iki yanında, kolların gövdeye bağlandığı bölüm
- "Başı omuzları içine çökmüş gibi idi." (Falih Rıfkı Atay)
- "Seni hizmetime alacağım, dedim. Âdeta omuz silkerek: -Pekâlâ, dedi." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Boynun iki yanında, kolların gövdeye bağlandığı bölüm
- VAAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Cami, mescit vb. yerlerde vaizlerin yaptığı, genellikle öğüt niteliği taşıyan dinî konuşma
- "Köylerde ne yapacağını sordu, anlattılar: Namaz kıldırmalı, vaaz etmeli..." (Falih Rıfkı Atay)
- "Nasrullah Camii'nde verdiği büyük siyasi vaaz bütün gönülleri fethetmişti." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Bir kimseye kalbini yumuşatacak, kendisini doğruluğa, iyiliğe götürecek biçimde söz söyleme
-
[isim]
Cami, mescit vb. yerlerde vaizlerin yaptığı, genellikle öğüt niteliği taşıyan dinî konuşma
- TARZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Özel oluş veya davranış biçimi, üslup, stil, janr
- "Şimdi beni meraka düşürmek suretiyle yine aynı zevki başka tarzda çıkarmakla meşgul..." (Refik Halit Karay)
-
Bir kimse için özel anlatım biçimi
- "Bu tarzda konuşmak doğru olmaz." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Güzel sanatlarda üslup, stil
- "Gotik tarzda bir yapı. Nedim tarzında bir gazel."
-
[isim]
Özel oluş veya davranış biçimi, üslup, stil, janr
- KLÜZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kanyon
-
[isim]
Kanyon
- AYAZ
-
-
[isim]
Duru, sakin havada çıkan kuru soğuk
- "Sürüp gider en sert ayazlarda bile / Bir tatlı sıcak kış vakti." (Behçet Necatigil)
-
Çok soğuk hava
-
[isim]
Duru, sakin havada çıkan kuru soğuk
- ALAZ
-
-
[isim]
Alev, yalaz
-
[isim]
Alev, yalaz
- VAİZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Cami, mescit vb. yerlerde öğüt niteliğinde dinî konuşmalar yapan kimse, öğütçü
- "Bir gün camide vaiz bir şey hikâye etmişti." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Cami, mescit vb. yerlerde öğüt niteliğinde dinî konuşmalar yapan kimse, öğütçü
- ARUZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hecelerin uzunluk ve kısalık, kapalılık veya açıklık değerlerine göre türlü ses kalıplarından oluşan divan edebiyatı nazım ölçüsü
-
[isim]
Hecelerin uzunluk ve kısalık, kapalılık veya açıklık değerlerine göre türlü ses kalıplarından oluşan divan edebiyatı nazım ölçüsü
- APAZ
-
-
[isim]
Avuç
-
[isim]
Avuç
- FERZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Satranç oyununda vezir
-
[isim]
Satranç oyununda vezir
- OBUZ
- ...
- ÜVEZ
-
-
[isim]
Gülgillerden, orta boylu bir ağaç (Pirus sorbus)
-
Bu ağacın muşmulaya benzeyen yemişi
- "Gülse bile gülüşünde ham ayva, muşmula veya üvez yemiş gibi bir burukluk vardır." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Gülgillerden, orta boylu bir ağaç (Pirus sorbus)
- OBEZ
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[sıfat]
Çok şişman
-
[sıfat]
Çok şişman
- OTUZ
-
-
[isim]
Yirmi dokuzdan sonra gelen sayının adı
-
Bu sayıyı gösteren 30, XXX rakamlarının adı
-
[sıfat]
Üç kere on, yirmi dokuzdan bir artık
-
[isim]
Yirmi dokuzdan sonra gelen sayının adı
- UYUZ
-
-
[isim]
Uyuz böceğinin, üst derinin altına girerek yaptığı kaşındırıcı, bulaşıcı bir deri hastalığı
- "Ne söyleyeceksen söyle Allah aşkına, uyuz etme insanı." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Bu hastalığa tutulmuş olan
- "Uyuz köpekler gibi ne arkadan geliyorsun?" (Salâh Birsel)
-
Hareketli, canlı olmayan, uyuşuk, pısırık, miskin kimse
- "Bu uyuz, can acısından bağıracaktı, ağzı açıldı; ama sesi çıkmadı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Uyuz böceğinin, üst derinin altına girerek yaptığı kaşındırıcı, bulaşıcı bir deri hastalığı
- İKAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Uyarma, uyarı, dikkat çekme, ihtar, tembih
- "Yaşına başına yakıştıramadığım bazı hareketlerde bulunan babamı ikaz etmek lüzumunu duyduğundan mıdır, nedir?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Uyandırma
-
[isim]
Uyarma, uyarı, dikkat çekme, ihtar, tembih
- İCAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Az sözle çok şey anlatma
-
[isim]
Az sözle çok şey anlatma
- ARAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İlinek
-
Bulgu
- "Bu hastalığın gösterdiği çeşitli araz üzerindeki sayısız müşahedelerim bana bir nevi pratik ihtisas temin etmişti." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
İlinek
- BRİZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Meltem
-
[isim]
Meltem
- AHİZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Alma
-
Kabul etme
-
[isim]
Alma