Başında z olan 6 harfli 84 kelime var. Z harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde z harfi olan kelimeler listesine ya da sonu z harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında z bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ZILGIT
-
-
[isim]
Korkutma, çıkışma, gözdağı, azarlama
- "Şehrin büyükleri otelciye adamakıllı bir zılgıt vermişler." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Biraz evvel babamdan yediğim zılgıttan sonra..." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin bazı yerlerinde genellikle düğünlerde eğlenmek amacıyla dili ağız içinde değişik bir biçimde oynatarak ahenkli bir ses çıkarma
-
[isim]
Korkutma, çıkışma, gözdağı, azarlama
- ZİYALI
-
-
[sıfat]
Işıklı, aydın, aydınlık, ziyadar
-
[sıfat]
Işıklı, aydın, aydınlık, ziyadar
- ZEVZEK
-
-
[sıfat]
Geveze
-
[sıfat]
Geveze
- ZÜREFA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kibarlar, nazikler
-
[isim]
Kibarlar, nazikler
- ZEVKÇE
- ...
- ZEKALI
- ...
- ZUHURİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Orta oyununda taklitçi
-
[isim]
Orta oyununda taklitçi
- ZİMMET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Üstünde olan şey
-
Kurum ve kuruluşlarda çalışanlara veya para işleri ile uğraşan görevliye imza karşılığı teslim edilen para veya eşya
-
Bir kimsenin yasal olmayan yollardan üzerine geçirip ödemeye zorunlu olduğu para
-
Bir ticaret kuruluşunun borçlarının tümü
-
[isim]
Üstünde olan şey
- ZECREN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Yasaklayarak
-
Zorla
-
Eziyet ederek
-
[zarf]
Yasaklayarak
- ZIPZIP
-
-
[isim]
Bilye
- "Ben dünyadan bihaber bir çocuğum / Kayıp zıpzıplarımı arıyorum." (Cahit Sıtkı Tarancı)
-
Bir yerinden lastik bir bağla asılmış, içi talaş dolu hafif bir top olan çocuk oyuncağı
-
[isim]
Bilye
- ZIRNIK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Arsenik
- "Karın, kaynanan, çocukların hepsini yiyip sana zırnık koklatmazlar." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Herhangi bir şeyin en küçük, önemsiz ve işe yaramaz parçası
- "Bizde zırnık kalmadı." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Arsenik
- ZORLUK
-
-
[isim]
Sıkıntı veya güçlükle yapılma durumu, zor olma, güçlük
- "Seyfi, zorluk karşısında kalırsa birini yakalayıp silah atmadan buraya dönecek." (Samim Kocagöz)
-
[isim]
Sıkıntı veya güçlükle yapılma durumu, zor olma, güçlük
- ZARFÇI
-
-
[isim]
Tenha bir yolda yere zarf bırakan, sonra da zarfı bulup alan kimseyi suçlayarak ve onun üstünü başını zorla arayarak zarf içindeki parayı ve o arada el çabukluğuyla diğer değerli şeyleri de alan hırsız, papelci
-
Sokaklarda iskambil kâğıtlarıyla halkı dolandıran bir tür dolandırıcı, papelci
-
[isim]
Tenha bir yolda yere zarf bırakan, sonra da zarfı bulup alan kimseyi suçlayarak ve onun üstünü başını zorla arayarak zarf içindeki parayı ve o arada el çabukluğuyla diğer değerli şeyleri de alan hırsız, papelci
- ZERRİN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Altından yapılmış
-
[isim]
Fulya
-
[isim]
Altın rengi, sarı
-
Bu renkte olan
-
[sıfat]
Altından yapılmış
- ZEDELİ
-
-
[sıfat]
Zedelenmiş
-
[sıfat]
Zedelenmiş
- ZAYİÇE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yıldızların, belli bir zamandaki yerlerini, durumlarını gösteren çizelge
-
[isim]
Yıldızların, belli bir zamandaki yerlerini, durumlarını gösteren çizelge
- ZEMBİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hasırdan örülmüş saplı torba
- "Evin sabah alışverişini yapmış, elimde zembil, çarşıdan dönüyorum." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Hasırdan örülmüş saplı torba
- ZAHİRE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gereğinde kullanılmak için saklanan tahıl, aşlık
- "Zihnini, cerre çıktığı vakit toplayacağı paradan, biriktireceği zahireden başka hiçbir fikir işgal edemezdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Gereğinde kullanılmak için saklanan tahıl, aşlık
- ZEMZEM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kâbe yakınında bulunan bir kuyu
-
Bu kuyunun Müslümanlarca kutsal sayılan suyu, zemzem suyu
- "Yavrum, hakkını helal et, ağzıma zemzem getir!" (Sermet Muhtar Alus)
-
[isim]
Kâbe yakınında bulunan bir kuyu
- ZIVANA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İki ucu açık küçük boru
- "Herhangi bir hastada aldığı tedbirlere rağmen beklediği sonucun doğmaması onu zıvanadan çıkarırdı." (Atilla İlhan)
- "Dürdane Hanım'ın aşkı seni zıvanadan büsbütün çıkarmış." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Bir kilit dilinin yerleşmesi için açılmış delik
- "Kaç zamandır zaten bir acayipleşen oğlanın artık adamakıllı zıvanadan çıktığına hükmediyorlardı." (Haldun Taner)
-
[isim]
İki ucu açık küçük boru