Başında z olan 6 harfli 84 kelime var. Z harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde z harfi olan kelimeler listesine ya da sonu z harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında z bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ZİMMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Üstünde olan şey
  2. Kurum ve kuruluşlarda çalışanlara veya para işleri ile uğraşan görevliye imza karşılığı teslim edilen para veya eşya
  3. Bir kimsenin yasal olmayan yollardan üzerine geçirip ödemeye zorunlu olduğu para
  4. Bir ticaret kuruluşunun borçlarının tümü

ZAKKUM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Zakkumgillerden, Akdeniz ülkelerinde yetişen, çiçekleri beyaz veya pembe renkli, kışın yapraklarını dökmeyen zehirli bir ağaççık, ağı ağacı, ağı çiçeği (Nerium oleander)

ZUHURİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Orta oyununda taklitçi

ZÜĞÜRT

  1. [sıfat] Parasız, yoksul, meteliksiz olan (kimse)

ZELBER

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Büyük yük üzerine konulan küçük yük

ZİKZAK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. Art arda birdenbire ters yöne açılar yapan kırık çizgi
  2. Sık sık değişen görüş, düşünce veya davranış, istikrarsızlık
    • "Yurdumuzun daha çok zikzaklar ülkesi olduğuna artık iyice alıştık." (Haldun Taner)
  3. [sıfat] Karşılıklı
    • "Boğaziçi köylerinde oturanların birbirleriyle buluşmaları için zikzak vapurlar işlerdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)

ZAHİRE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gereğinde kullanılmak için saklanan tahıl, aşlık
    • "Zihnini, cerre çıktığı vakit toplayacağı paradan, biriktireceği zahireden başka hiçbir fikir işgal edemezdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

ZAMSIZ

  1. [sıfat] Fiyatı arttırılmamış

ZEMZEM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kâbe yakınında bulunan bir kuyu
  2. Bu kuyunun Müslümanlarca kutsal sayılan suyu, zemzem suyu
    • "Yavrum, hakkını helal et, ağzıma zemzem getir!" (Sermet Muhtar Alus)

ZEKİCE

  1. [zarf] Zeki olarak, zekiye uygun bir biçimde
    • "Ona göre, Habil'in Kabil'i öldürmesinde zekice bir yan aranmamalıdır." (Salâh Birsel)

ZAFRAN

  1. [isim] Safran

ZİNCİR

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Birbirine geçmiş bir sıra metal halkadan oluşan bağ
  2. Art arda gelen şeylerin oluşturduğu dizi
    • "Otomobillerin bitmez tükenmez zinciri üzerinden geçiyor." (Atilla İlhan)
    • "Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım, / Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım." (Mehmet Akif Ersoy)
  3. Taşıtların kar veya buzda kaymaması için tekerleklerine takılan alet
  4. Altın veya gümüşten yapılmış takı
  5. Hükümlülerin eline, ayağına vurulan demir bağ

ZERRİN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Altından yapılmış
  2. [isim] Fulya
  3. [isim] Altın rengi, sarı
  4. Bu renkte olan

ZEVALİ
...
ZARFÇI

  1. [isim] Tenha bir yolda yere zarf bırakan, sonra da zarfı bulup alan kimseyi suçlayarak ve onun üstünü başını zorla arayarak zarf içindeki parayı ve o arada el çabukluğuyla diğer değerli şeyleri de alan hırsız, papelci
  2. Sokaklarda iskambil kâğıtlarıyla halkı dolandıran bir tür dolandırıcı, papelci

ZAVİYE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Köşe
    • "Dipteki zaviyeden içeriye doğru veranda şeklinde bir girinti yapıp salonun cumba köşesine dayanır." (Halit Fahri Ozansoy)
  2. Küçük tekke
  3. Anlayış, görüş, bakış açısı
    • "Herkes etrafındakilere hususi bir zaviyeden, sırf kendi görüşüyle bakıyor." (Hüseyin Cahit Yalçın)
  4. Açı

ZEAMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tımar

ZEYTİN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Zeytingillerden, Akdeniz ülkelerinde yetişen, 10-20 m yüksekliğinde, dalları dikensiz, yaprakları karşılıklı, küçük ve gümüş renginde, uzun ömürlü bir ağaç (Olea europaea)
  2. Bu ağacın tazeyken yeşil, sonradan kararan, yüksek besin değeri taşıyan yağlı meyvesi
  3. [sıfat] Bu ağaçtan yapılmış, bu ağaçla kaplanmış
    • "Zeytin baston."

ZORLUK

  1. [isim] Sıkıntı veya güçlükle yapılma durumu, zor olma, güçlük
    • "Seyfi, zorluk karşısında kalırsa birini yakalayıp silah atmadan buraya dönecek." (Samim Kocagöz)

ZECREN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Yasaklayarak
  2. Zorla
  3. Eziyet ederek

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü