Başında z olan 5 harfli 91 kelime var. Z harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde z harfi olan kelimeler listesine ya da sonu z harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında z bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ZEYİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ek
-
Bir yazıya ek olarak katılan parça
-
Bir eseri tamamlamak için sonradan yazılan ek eser
-
[isim]
Ek
- ZÜPPE
-
-
[sıfat]
Giyinişte, söz söyleyişte, dilde, düşünüşte toplumun gülünç ve aykırı saydığı yapmacıklıklara ve aşırılıklara kaçan (kimse)
- "Tuhaf, züppe bir muhit içine düştüm, diyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Seçkin görünmek için, bazı çevrelerdeki düşünceleri benimseyen, hayranlık duyan ve onlar gibi davranmaya özenen (kimse), snop
-
[sıfat]
Giyinişte, söz söyleyişte, dilde, düşünüşte toplumun gülünç ve aykırı saydığı yapmacıklıklara ve aşırılıklara kaçan (kimse)
- ZİFAF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gerdeğe girme, gerdek
- "Zifafa girdiği gece kaynatası ölüverdi." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Gerdeğe girme, gerdek
- ZIRVA
-
-
Saçma, saçma sapan, boş, anlamsız (söz)
-
Saçma, saçma sapan, boş, anlamsız (söz)
- ZORLU
-
-
[sıfat]
Güçlü, kuvvetli, şiddetli
- "Zorlu bir yağmur."
-
Tuttuğunu koparan, baskı yapabilecek ölçüde güçlü (kimse)
- "Ne zorlu bir amir olduğunu daha ilk gününden belli etti." (Haldun Taner)
-
Zor, güç yapılan
- "Millî Mücadelenin bazı zorlu safhalarında onun âdeta, işlere seyirci kalır gibi bir kayıtsız, ilgisiz duruşu olurdu ki..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Zorbalık yapan
-
[sıfat]
Güçlü, kuvvetli, şiddetli
- ZUHUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ortaya çıkma, görünme, belirme, baş gösterme, meydana çıkma
- "Kadın iyi oldu fakat daha büyük bir felaket zuhur etti." (Peyami Safa)
-
[isim]
Ortaya çıkma, görünme, belirme, baş gösterme, meydana çıkma
- ZÜYUF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kalp veya ayarı düşük paralar
-
[isim]
Kalp veya ayarı düşük paralar
- ZAĞLI
-
-
[sıfat]
Kılağılı
-
[sıfat]
Kılağılı
- ZECİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yaptırmama, yasaklama
-
Zorlama
-
Eziyet etme
-
[isim]
Yaptırmama, yasaklama
- ZİHİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Canlının duygu ve davranışlar dışındaki ruhsal süreç ve etkinliklerinin bütünü
- "Zihnim boşaldıkça daha doğrusu rahat zamanlarımda Türkçenin güzelliklerini, orijinal cilvelerini düşünürüm." (Burhan Felek)
- "Nezihe ne yapıp yapmış, genç zabitin zihnine girmiş, bir hafta sonra, onunla nişanlanmış." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Günlerden beri bu düşünce, Anadolu'ya geçmek zihnini altüst ediyordu." (Samim Kocagöz)
- "Bu istifham, bozuk bir plak gibi bütün gün zihnini tırmaladı durdu." (Haldun Taner)
-
Bellek
- "Bu yavrucuğa bakarak hayalini zihnimde büyütmeye başladım." (Ömer Seyfettin)
- "Çünkü teyzesine, oğlanın son senelerinde zihni karışmasın diye dönünceye kadar hastalandığından hatta ölürse ölümünden bahsedilmemesini sıkı sıkı vasiyet etmişti." (Halide Edip Adıvar)
-
Anlayış, kavrayış
- "Zihni açık."
-
Bilinç, dimağ
-
[isim]
Canlının duygu ve davranışlar dışındaki ruhsal süreç ve etkinliklerinin bütünü
- ZÜKAM
- ...
- ZAHME
- ...
- ZULÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Güçlü bir kimsenin yasaya veya vicdana aykırı olarak başkasını uğrattığı kötü durum, kıygı, acımasızlık, haksızlık, eziyet, cefa
- "Nöbetçinin siyah süngüsü zorbalığın ve zulmün bir timsali gibi gözlerimin önünden geçiyordu." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[isim]
Güçlü bir kimsenin yasaya veya vicdana aykırı olarak başkasını uğrattığı kötü durum, kıygı, acımasızlık, haksızlık, eziyet, cefa
- ZEBRA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Tek parmaklılardan, ata benzeyen, derisi çizgili, Afrika'da yaşayan memeli hayvan (Equus zebra)
-
[isim]
Tek parmaklılardan, ata benzeyen, derisi çizgili, Afrika'da yaşayan memeli hayvan (Equus zebra)
- ZİRVE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Doruk
- "Dağın zirvesi."
-
Bir işte ulaşılan en üst aşama
- "Sanatın zirvesi."
-
[isim]
Doruk
- ZAMME
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ötre
-
[isim]
Ötre
- ZONAL
- ...
- ZEKAT
- ...
- ZARİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çekicilik, biçim, görünüş, durum, konuşma ve davranışlarıyla hoşa giden, beğenilen
- "Camilerimizdeki o zarif çizgilerin şiirini bir daha duyacak." (Orhan Seyfi Orhon)
-
Beğenilir ve nükteli (dil, konuşma vb.)
- "Zarif bir söz."
-
İnce, albenili
-
[sıfat]
Çekicilik, biçim, görünüş, durum, konuşma ve davranışlarıyla hoşa giden, beğenilen
- ZLOTİ
-
-
[isim]
Polonya para birimi
-
[isim]
Polonya para birimi