Zıvanadan Çıkmak
-
çok sinirlenmek, öfkelenmek
- "Herhangi bir hastada aldığı tedbirlere rağmen beklediği sonucun doğmaması onu zıvanadan çıkarırdı." (Atilla İlhan)
- "Dürdane Hanım'ın aşkı seni zıvanadan büsbütün çıkarmış." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
aklını yitirmek, çılgın gibi davranmak
- "Kaç zamandır zaten bir acayipleşen oğlanın artık adamakıllı zıvanadan çıktığına hükmediyorlardı." (Haldun Taner)
-
denetlenemez duruma gelmek
- "Bu iş zıvanadan çıktı."