Başında yü olan 6 harfli 17 kelime var. Yü ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde yü olan kelimeler listesine ya da sonu yü ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında yü bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- YÜNSÜZ
-
-
[sıfat]
Yünü olmayan
-
[sıfat]
Yünü olmayan
- YÜZGEÇ
-
-
[isim]
Balıklarda ve yüzen memelilerde karın ve göğüste çift, sırt, kuyruk ve anüste tek olarak bulunan, hareketi ve dengeyi sağlayan organ
-
[sıfat]
Suda iyi yüzen (kimse veya hayvan)
-
[isim]
Balıklarda ve yüzen memelilerde karın ve göğüste çift, sırt, kuyruk ve anüste tek olarak bulunan, hareketi ve dengeyi sağlayan organ
- YÜĞRÜK
-
-
[sıfat]
İyi yürüyen, iyi koşan
- "Yüğrüktür bizim atımız." (H. Türküsü)
-
Çalışkan
-
Çevik, güçlü
-
[sıfat]
İyi yürüyen, iyi koşan
- YÜZMEK
-
-
[nsz]
Kol, bacak, yüzgeç vb. organların özel hareketleriyle su yüzeyinde veya su içinde ilerlemek, durmak
- "Yüzmek bilmediği için on dakika içinde boğulmuştu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Yüzme sporu yapmak
-
Bir sıvının yüzeyinde batmadan durmak
- "Tahta suda yüzer."
-
Herhangi bir durumun en aşırı derecesinde olmak
- "Hiçbir kaygının gölgelemediği bir saadet içinde yüzmektedir." (Haldun Taner)
-
Dalgalanmak
- "Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak, / Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak." (Mehmet Akif Ersoy)
-
Herhangi bir şeyle üzeri kaplanmak, bir şeye bulanmak
- "Kitaplar toz içinde yüzüyor. Ev pislik içinde yüzüyor."
-
[nsz]
Kol, bacak, yüzgeç vb. organların özel hareketleriyle su yüzeyinde veya su içinde ilerlemek, durmak
- YÜKLEM
-
-
[isim]
Cümlede oluş, iş ve hareket bildiren kelime veya kelime grubu, haber, mahmul
- ""Çocuk çalışkandır" ve "Çocuk çok çalışır" örneklerinde "çalışkandır" ve "çalışır" birer yüklemdir."
-
Bir konu için olumlanan veya inkâr edilen şey, mahmul
-
[isim]
Cümlede oluş, iş ve hareket bildiren kelime veya kelime grubu, haber, mahmul
- YÜKLER
-
-
[isim]
Bilgisayara yükleme yapmak için kullanılan özel bir program
-
[isim]
Bilgisayara yükleme yapmak için kullanılan özel bir program
- YÜZÜCÜ
-
-
[isim]
Yüzme sporu yapan kimse
-
Yüzme sporunu profesyonel olarak yapan kimse
-
Kasaplık hayvanların derilerini yüzen kimse
-
Birini sömüren kimse
-
[isim]
Yüzme sporu yapan kimse
- YÜKSEK
-
-
[sıfat]
Altı ile üstü arasındaki uzaklık çok olan
- "... mekik dokuduğu yüksek bez tezgâhından kalktı." (Ömer Seyfettin)
- "Karşımdakilerin içtimai mevkileri ne kadar yüksek olursa ben o kadar yüksekten alırım." (Reşat Nuri Güntekin)
- "O kadar nefret ettiğim İsmail, kim bilir bana ne yüksekten bakacak." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Bekçi, onlardan cesaret almış gibi şimdi daha yüksekten konuşuyordu." (Haldun Taner)
-
Belirli bir yere göre daha yukarıda bulunan
- "İri kanatları ile bir kaşıkçı kuşu çok yükseklerde tur atıyor." (Haldun Taner)
-
Güçlü, etkili, şiddetli
- "Yüksek basınç. Yüksek gerilim."
- "Güya bütün memleket arkamızda imiş gibi yüksek perdeden konuşmaya başlamıştık." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Derece veya makamı bakımından üstün
- "Yüksek kurul."
-
Normal değerlerin üstünde olan, çok
- "Türk milletinin karakteri yüksektir." (Atatürk)
-
Erdemli, faziletli
- "Yüksek duygu."
-
Toplum içinde para, ün vb. bakımından üstünlüğü olan
- "Yüksek sosyete."
-
[isim]
Yukarıda, üst tarafta olan yer
- "Yüksekten avluya açılmış iki pencereden aydınlık alıyordu." (Memduh Şevket Esendal)
-
[zarf]
Büyük para ile
- "Yüksek oynamak."
-
[sıfat]
Altı ile üstü arasındaki uzaklık çok olan
- YÜZSÜZ
-
-
[sıfat]
Yüzü olmayan
-
Utanmaz, sıkılmaz, çekinmez, arsız
- "Arkasından en yüzsüz tulumbacının ağzından çıkamayacak bir küfür daha..." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Yüzü olmayan
- YÜKSÜZ
- ...
- YÜLÜME
-
-
[isim]
Yülümek işi, tıraş
-
[isim]
Yülümek işi, tıraş
- YÜZLÜK
-
-
[isim]
Yüz lira değerinde olan para
-
On kuralına göre yazılmış bir tam sayıda sağdan sola doğru üçüncü basamak
-
[sıfat]
Yüzü, yüz tanesi bir arada olan
- "Yüzlük paket. Yüzlük deste."
-
[isim]
Yüz lira değerinde olan para
- YÜZLER
-
-
[isim]
Ondalık sayı sisteminde bir sayının sağdan sola doğru üçüncü rakamının bulunduğu yer
-
[isim]
Ondalık sayı sisteminde bir sayının sağdan sola doğru üçüncü rakamının bulunduğu yer
- YÜRÜME
-
-
[isim]
Yürümek işi
- "Kılıcını kaldırdı, ağır ağır hocaya doğru yürümeye başladı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Yürümek işi
- YÜKLÜK
-
-
[isim]
Evlerde yatak, yorgan gibi şeyleri koymaya yarayan yer veya büyük dolap, yük, yük odası
- "Öbür yana dönüyor, kocaman bir yüklüğün kapısını açıyordum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Evlerde yatak, yorgan gibi şeyleri koymaya yarayan yer veya büyük dolap, yük, yük odası
- YÜZYIL
-
-
[isim]
Yüzyıllık süre, asır
- "Yüzyıllardır düzelmemiş işleri düzeltecek değilsin ya!" (Memduh Şevket Esendal)
-
İçinde yaşanılan zaman
-
Milat başlangıç alınarak 1-100, 101-200, 201-300 vb. olarak sayılan yüzyıllık dönem
-
[isim]
Yüzyıllık süre, asır
- YÜKSÜK
-
-
[isim]
Dikiş dikerken, iğnenin batmasını önlemek için parmak ucuna takılan kesik koni biçiminde gereç
-
Köklerin ucunda bulunan ve kökün üretken dokusunu korumaya yarayan oluşum, kalensöve
-
[isim]
Dikiş dikerken, iğnenin batmasını önlemek için parmak ucuna takılan kesik koni biçiminde gereç