Yuvarlanıp Gitmek
-
eldeki imkânlarla geçinmek
- "Fıçı yuvarlanıyor."
- "Biz işte aile gibi bir şeyiz burada, büyük hanımı da kendimize uydurduk, yuvarlanıp gidiyoruz." (Reşat Nuri Güntekin)
-
birdenbire ölmek
- "Bu hayvancıklara bakarken gözlerimden yaşların yuvarlandığını ve toplandığını duydum." (Memduh Şevket Esendal)