Başında ye olan 6 harfli 35 kelime var. Ye ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ye olan kelimeler listesine ya da sonu ye ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında ye bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

EY, YE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

YERSİZ

  1. [sıfat] Barınacak yeri olmayan
  2. Yerinde olmayan, uygunsuz, anlamsız, manasız
    • "Hepsini birden istemek / Yersiz / Zamanı var / Biz zengin değiliz." (Behçet Necatigil)

YERSEL

  1. [sıfat] Yerle ilgili

YENGEN

  1. [isim] Yemesi hoş nesne
  2. İçine peynir ve sucuk konularak hazırlanan tost

YEMLİK

  1. [isim] Hayvanlara yem verilen yer veya kap
    • "Bir avuç arpa fazla atar yemliğine, bir kamçı eksik vurur." (Abbas Sayar )
  2. [sıfat] Yem için ayrılan
    • "Yemlik ot."
  3. Rüşvet, arpalık
  4. Karşılıksız geçim sağlanan yer veya kimse
  5. Kumarda kandırılıp parası alınan kimse

YELKEN

  1. [isim] Rüzgâr gücünden yararlanarak geniş bir yüzey oluşturacak biçimde yan yana dikilen ve teknenin direğine uygun bir biçimde takılarak onu hareket ettiren kumaş veya şeritlerin tümü
    • "Rıhtıma kurumak üzere yelkenler serilmişti." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Kayıkçı yelkeni açmak için ilkin direği yerine oturtmalıdır." (Salâh Birsel)
    • "Ben böyle çıkışınca ister istemez yelkenleri suya indiriyorlardı." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Yelkenli
    • "Yelken yarışları."

YELTEK

  1. [sıfat] Hercai

YENGEÇ

  1. [isim] Eklem bacaklılardan, kabuklu, birinci ayak çifti iki kıskaç olarak gelişmiş, eti için avlanan, suda yaşayan bir böcek

YEĞLİK

  1. [isim] Bir şeyin, başkalarından üstün sayılması, rüçhan

YEKTEN

  1. [zarf] Birden, birdenbire
    • "Sabunlu elleriyle kapıyı açıp da kâhya kadın, selam sabahtan evvel, yekten ona, Rabia'yı niçin öğleden sonra dersten alıkoyduğunu sorunca şaşırdı." (Halide Edip Adıvar)
  2. Durup dururken

YERMEK

  1. [-i] Kötülüklerini söylemek, zemmetmek
  2. Birinin veya bir şeyin kusurlarını ortaya koymak, hicvetmek, övmek karşıtı
  3. Beğenmemek, hoşlanmamak, tiksinmek

YERDEŞ
...
YETİME
...
YELMEK

  1. [-e] Aceleyle, telaşla koşmak

YEKSAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Düz
  2. Bir, aynı düzeyde, eşit

YERÖTE

  1. [isim] Yer çevresinde dolanan bir uydunun yörüngesi üzerinde yere en uzak nokta, evç

YELPİK

  1. [isim] Nefes darlığı

YEDMEK

  1. [-i] Çekerek peşinden götürmek, yedeğinde götürmek
  2. Yanında, beraberinde götürmek
    • "Burhan'ın kolu Ayşe'ye düşmesin diye sımsıkı sarılmış, yalnız bir arkadaş ve kardeş gibi değil, aynı zamanda bir sevgili rikkatiyle onu yediyordu." (Halide Edip Adıvar)

YEZİDİ
...
YEMENİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kalıpla basılıp elle boyanan, kadınların başlarına bağladıkları tülbent
    • "Genç güzel aşçı kadının dört örgülü uzun saçları siyah bir yemeni ile örtülüydü." (Aka Gündüz)
  2. Bir tür hafif ve kaba ayakkabı
    • "Hacı, ayağından yemenisini çıkardı, arabadan uzattı." (Memduh Şevket Esendal)

YENSİZ

  1. [sıfat] Yenleri olmayan

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü