Başında ye olan 5 harfli 45 kelime var. Ye ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ye olan kelimeler listesine ya da sonu ye ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında ye bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

EY, YE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

YENME

  1. [isim] Yenmek işi

YEYGİ

  1. [isim] Hayvanlar için saklanan kışlık yiyecek, yem
    • "Akşama doğru Gökbel'den kurtulmuşlardı ama yeygi işleri yine ters gitti." (Halikarnas Balıkçısı)

YEGAH
...
YEREY

  1. [isim] Arazi
  2. Yer kabuğunun oluşumu bakımından ele alınan herhangi bir parçası
    • "Üçüncü zaman yereyleri."

YEKÜN
...
YEZİT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Nefret edilen kimseler için kullanılan bir söz
    • "Kolay canı çıkar mı o yezidin?" (Reşat Nuri Güntekin)
  2. [sıfat] Hilekâr, sahtekâr

YEĞNİ

  1. [sıfat] Ağır olmayan, hafif
  2. Ciddi olmayan

YENGİ

  1. [isim] Yenme işi, utku, zafer, galibiyet, galebe

YEREL

  1. [sıfat] Yöresel
  2. Gözlem yerine veya gözlemcinin bulunduğu yere göre tanımlanan
  3. Sınırlı bir yerle ilgili olan, lokal

YERME

  1. [isim] Yermek işi, zem
    • "Bir hikâyeciyi övebilmek için ötekilerini ulu orta yermeye başladılar." (Sait Faik Abasıyanık)

YEGAN
...
YETME

  1. [isim] Yetmek işi

YEMCİ

  1. [isim] Yem satan kimse

YEDİZ

  1. [sıfat] Yedisi bir arada doğan (çocuk)

YERLİ

  1. [sıfat] Taşınamayan, başka yere götürülemeyen
    • "Yerli dolap. Yerli sedir."
  2. Belli bir bölgede yetişen
    • "Yerli muz. Yerli meyve."
  3. Yurt içinde yapılan veya bir yurdun kendine özgü niteliklerini taşıyan
    • "Yerli halıları gördüm, koyu sıcak kırmızılarla diri maviler ağır basıyordu." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
  4. Oturduğu bölgede doğup büyüyen, ataları da orada yaşamış olan kimse
    • "Ben buranın yerlisiyim, siz yabancı ve belki de geçicisiniz." (Refik Halit Karay)

YEŞİL

  1. [isim] Sarı ile mavinin karışmasından ortaya çıkan, bitki yapraklarının çoğunda görülen renk
    • "Memleket isterim / Gök mavi, dal yeşil / Tarla sarı olsun / Kuşların, çiçeklerin diyarı olsun." (Cahit Sıtkı Tarancı)
  2. [sıfat] Bu renkte olan
    • "Önümüzde yeşil yamaçlar görününce biraz keyiflendik." (Halide Edip Adıvar)
  3. [sıfat] Kurumamış, taze (sebze), kuru karşıtı
    • "Yeşilfasulye."
  4. [sıfat] Olmamış, ham (meyve)
    • "Yeşil kayısı."

YETER

  1. [sıfat] İhtiyacı karşılayacak kadar olan, kâfi
    • "Salonu yeter derecede dolmuş bulursa başlardı ıslıklar, tepinmeler." (Tarık Buğra)
  2. ünl. “Kâfi, yetişir, yeterli” anlamlarında bir söz

YEDME

  1. [isim] Yedmek işi

YELVE

  1. [isim] Flurya

YEĞEN

  1. [isim] Birine göre, kardeş, amca, hala, dayı veya teyzenin çocuğu
    • "Ama yeğeninin ona çeken tek yanı yoktur." (Tarık Buğra)
  2. Tüylü dişi deve ile tek hörgüçlü erkek devenin geriye melezlenmesiyle elde edilen bir deve türü

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü