Başında ya olan 5 harfli 110 kelime var. Ya ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ya olan kelimeler listesine ya da sonu ya ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında ya bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AY, YA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

YAYLI

  1. [sıfat] Yayı olan
    • "Tabakanın sert yaylı kapağını tak diye kapatıyor." (Tarık Buğra)
  2. Ok ve yayla silahlanmış
  3. [isim] Üstü ve yanları kapalı, dört tekerlekli, altında yayları olan, atla çekilen bir tür binek arabası, yaylı araba
    • "Yaylımız tüketirken yolları aynı hızla / Savrulmaya başladı karlar etrafımızda." (Faruk Nafiz Çamlıbel)

YARIŞ

  1. [isim] Yarışma
    • "Bunlardan kaç babayiğit bu ölüm yarışını göze alabilir?" (Tarık Buğra)
    • "Vapurla yarış eden yunuslara güler." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Yarışma, rekabet

YARMA

  1. [isim] Yarmak işi
  2. Engebeli bir yerde, herhangi bir yolu geçirmek için açılmış yer
    • "Demir yolu birçok yarmalardan geçer."
  3. Gelişigüzel kırılmış buğday, dövme
    • "Yarma arpa. Yarma burçak."
  4. Gelişigüzel kırılmış buğdaydan yapılan bir tür çorba
  5. [sıfat] Kolay yarılan ve çekirdeğinden ayrılan
    • "Yarma şeftali."

YAYAN

  1. [sıfat] Yaya yürüyen
    • "Genç atlı ve yayan ihtiyar uzaktan uzağa seslendiler." (Yahya Kemal Beyatlı)
  2. Bilgisiz
    • "Arkadaş bu konuda pek yayan görünüyor."
  3. [zarf] Yürüyerek, yaya
    • "Ben oraya kadar yayan gidemem, gurbetten memlekete yayan dönülmezdi." (Ömer Seyfettin)

YABAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] İnsan yaşamayan ıssız yer
    • "Kendini pek yabana atma. Olabilir ki bu kadın sana tutulmuştur." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Issız yerde yaşayan veya yetişen canlı
    • "Yaban keçisi. Yaban kedisi. Yaban sarımsağı."
  3. [sıfat] Issız
    • "Yalnız, yaban ormanda yaşayan yerliler bu zehrin ilacını bilirler." (Falih Rıfkı Atay)
  4. Yabancı, el, yerli halktan olmayan kimse
    • "Yerliler bize yaban derler ve aramıza katılmazlardı." (Falih Rıfkı Atay)

YATIK

  1. [sıfat] Dik olmayan, eğik, yatırılmış bir durumda olan
  2. Zamanla dayanıklılığını yitirmiş
    • "Yatık kumaş."
  3. Çevrilmiş, devrik
    • "Yatık yaka."
  4. [isim] Yayvan su kabı

YAĞIZ

  1. [sıfat] Esmer
    • "Yağız ve kuvvetli, analarının ardı sıra dokuzar onar gürbüz çocuk koşar." (Halikarnas Balıkçısı)
  2. Siyah
    • "Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı / Bir dakika araba yerinde durakladı." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
  3. Yiğit
    • "Bunu o ilk zamanlardaki yağız savaşçı havasıyla dedi." (Atilla İlhan)

YATMA

  1. [isim] Yatmak işi
    • "Çocuklara yatma zamanının yaklaştığını başıyla anlatan bir mürebbiye edasıyla duruyor." (Refik Halit Karay)

YAYLA

  1. [isim] Akarsularla derin bir biçimde yarılmış, parçalanmış, üzerinde düzlüklerin belirgin olarak bulunduğu, deniz yüzeyinden yüksek yeryüzü parçası, plato
    • "Geceleri yaylalar ayaz olur, adamı üşütür." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Dağlık, yüksek bölgelerde, kışın hayat şartları güç olduğu için boş bırakılan, yazın havası iyi ve serin olan, hayvan otlatma veya dinlenme yeri

YABGU

  1. [isim] Orta Asya'da kurulan ilk Türk devletlerinde kağandan sonra gelen en üst düzeydeki yöneticinin unvanı

YANIT

  1. [isim] Cevap
    • "Türk Eli'nin uluları bu sorulara akıllıca ve gerçekçi yanıtlar bulamıyorlardı." (Nezihe Araz)

YAŞÇA
...
YAYMA

  1. [isim] Yaymak işi
  2. Yaymacının sattığı şeylerden oluşan sergi
    • "Hırdavat yayması."

YAHNİ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Kavrulmuş soğan ve salça ile pişirilen, sade veya sebzeli et yemeği

YANLI

  1. [isim] Yandaş

YAŞLI

  1. [sıfat] Yaşı ilerlemiş, kocamış, ihtiyar (kimse)
    • "Kendisi de ilkin yaşlı bir kadın almayı düşünmüş idi." (Memduh Şevket Esendal)
  2. [isim] Yaşı ilerlemiş kimse
    • "Bu yaşlıları kapısının arkasına yığdılar." (Ömer Seyfettin)

YALPA

  1. [isim] Rüzgâr veya dalgaların etkisiyle geminin bir sancağa, bir iskeleye yatıp kalkması
  2. İki yana sallanarak, eğilerek yürüme
    • "İkisi de yalpada; kol kola tutunmasalar yere yıkılacaklar." (Sermet Muhtar Alus)
    • "Kendisi siyah astragan kürkünün içinde sağa sola hafif bir yalpa vuruyordu." (Halide Edip Adıvar)

YARGI

  1. [isim] Kavrama, karşılaştırma, değerlendirme vb. yollara başvurularak kişi, durum veya nesnelerin eleştirici bir biçimde değerlendirilmesi, hüküm
  2. Yasalara göre mahkemece bir olay veya olgunun doğuşuna etken olan sebeplerin de göz önünde bulundurularak değerlendirilmesi sonucu verilen karar, kaza
    • "Yargı yetkisi, Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır." (Anayasa)

YANIŞ

  1. [isim] Yanma işi veya biçimi

YAĞCI

  1. [isim] Yağ çıkaran veya satan kimse
  2. Makineleri yağlayan kimse
  3. Dalkavuk

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü