Başında y olan 6 harfli 203 kelime var. Y harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde y harfi olan kelimeler listesine ya da sonu y harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında y bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

YAVRUM

  1. sevecen bir biçimde söylenen bir seslenme sözü
    • "Kedi yavrusu. Kuş yavrusu."
    • "Yavrum, bir yerin mi acıyor?"

YANDAŞ

  1. [isim] Birinden yana olan veya bir düşünceye, bir isteğe katılan, onu destekleyen kimse, yanlı, taraflı, taraftar
    • "En hararetli İngiliz yandaşları, üzgün ve umutsuz." (Atilla İlhan)

YANLIK

  1. [isim] Kahvaltıda ve diğer öğünlerde ana yiyeceğin yanında verilen çerez türü veya domates, salatalık vb. yiyecekler

YAYLIM

  1. [isim] Yayılma, dağılma işi
    • "Narayı müteakip müthiş bir küfür yaylımı, daha ardından feryat ve figan..." (Sermet Muhtar Alus)
  2. Yaylak, otlak

YENGEN

  1. [isim] Yemesi hoş nesne
  2. İçine peynir ve sucuk konularak hazırlanan tost

YIKAMA

  1. [isim] Yıkamak işi
    • "Başını soğuk suyla yıkamaya başlamışlar." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Bir eriticideki bir veya birkaç çözünür birleşeni ayırmak amacıyla, eriticiyi, toz durumuna getirilmiş bir maddenin içinden yavaş yavaş geçirme
  3. Film üzerinde kalması istenmeyen kimyasal maddelerin akıtılması için arı suyla yapılan temizleme

YAPMAK

  1. [-i] Ortaya koymak, gerçekleştirmek, oluşturmak, meydana getirmek
    • "Her görevi ayrım gözetmeden aynı titizlikle yapmak başarının sırrıdır." (Çetin Altan)
    • "Onca yolu iki saatte almışlar. -Yapma!"
    • "Yapma çocuğum, saat bozulur!"
    • "Şakir Efendi'ye garaz olmuşlardı. Ona yapmadıklarını bırakmadılar." (Memduh Şevket Esendal)
  2. [nsz] Olmasına yol açmak
    • "Durgun sular sıtma yapar."
  3. [nsz] Yol almak
  4. Onarmak, tamir etmek
    • "Bozulan saatimi saatçi yaptı."
  5. [nsz] Bir şeyi başka bir şey durumuna getirmek
    • "Ayrıca terbiye edeceğim, onu yaman bir polis köpeği yapacağım." (Refik Halit Karay)
  6. Bir dileği, bir isteği yerine getirmek, uygulamak, ifa etmek
    • "Şu işi yapıver, diye yalvarmıştı da enişte engel olmuştu." (Sermet Muhtar Alus)
  7. [nsz] Bir düşünceyi, bir davranışı, bir isteği işe dönüştürmek, gerçekleştirmek
    • "Elimi ağzına götürerek sus işareti yaptım." (Refik Halit Karay)
  8. Düzenli bir duruma getirmek
    • "Yatak yapmak. Yolu yaptılar."
  9. [nsz] Üretmek
    • "Ayakkabı yapmak."
  10. [nsz] Bir harekete, işe başlamak veya bir hareketle, işle uğraşmak
    • "Koşu yapmak. Sarsıntı yapmak."
  11. Zarara yol açmak
  12. Etkili olmak
  13. [nsz] Salgılamak, çıkarmak
    • "Tükürük bezleri tükürük yapar."
  14. [-e] Dışkı çıkarmak
    • "Çocuk, altına yapmış."
  15. Gerçekleştirmek
    • "İlk ve ortaöğrenimini Anadolu'da yapmıştır." (Yusuf Ziya Ortaç)
  16. Tehdit yoluyla birini herhangi bir duruma düşürmek
    • "Ben adamı ne yaparım biliyor musun?"
  17. [-i] Evlendirmek
    • "Bu kızı sana yapacağız."
  18. [yardımcı fiil] Bir durum yaratmak
    • "Fırının harlı ateşi yanaklarını pembe pembe yapmıştı." (Nezihe Araz)
  19. [yardımcı fiil] Edinmek, sahip olmak
    • "Servet yapmak. Altın yapmak."
  20. [yardımcı fiil] Bir kimseye bir meslek kazandırmak, yetiştirmek
    • "Onu da Üsküdar'daki ambar memuru yapmak suretiyle daireden uzaklaştırdı." (Haldun Taner)
  21. [nsz] Davranmak, hareket etmek
    • "İyi yapmıyorsunuz, çocuğu çok azarlıyorsunuz. Uyumuş gibi yapmak."
  22. [nsz] Olmak
    • "Bu kış çok soğuk yaptı."

YAMALI

  1. [sıfat] Yama vurulmuş, yama ile onarılmış olan
    • "Pantolonu yamalı, ceketinin dirsekleri yıpranmış fakat mintanı temizdi." (Halide Edip Adıvar)
  2. Yüzünde lekeler bulunan (kimse)

YASAMA

  1. [isim] Yasa koyma, yasa yapma, teşri
  2. Genel, soyut, objektif ve sürekli nitelikte kurallar koyma

YAMYAM

  1. İnsan eti yiyen (kimse)
  2. Yabani, vahşi
    • "Kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela." (Mehmet Akif Ersoy)

YELELİ

  1. [sıfat] Yelesi olan (hayvan)

YAŞMAK

  1. [isim] Kadınların ferace ile birlikte kullandıkları, gözleri açıkta bırakan, ince yüz örtüsü
    • "Çıka çıka, yaşmak feraceli, kazık gibi bir kadın çıktı." (Sermet Muhtar Alus)
  2. Başla birlikte yüzü, ağzı kapatan örtü

YARATI

  1. [isim] Yaratım

YAZILA

  1. [isim] Devlet dairelerinde yapılan müsveddenin düzeltilmesi yapıldıktan sonra yazılması için verilen "yazılsın" emri
    • "O, 'yazıla' işaretini koydu mu mümeyyiz temize çeker." (Refik Halit Karay)

YALÇIN

  1. [sıfat] Dik, sarp
    • "Yanık ve yalçın araziden geçerken Mehmet Emin Bey'in bir mısrasını hatırladım." (Halide Edip Adıvar)
  2. Düz, kaygan

YATILI

  1. [sıfat] Geceleri de kalınıp yatılan (okul vb.), leyli
  2. Geceleri de kalıp yatan (öğrenci, konuk), leyli

YÖNBUL

  1. [isim] Her türlü arazide harita ve pusula yardımıyla katılımcıların denetim noktalarını bulmaya çalıştıkları bir doğa sporu, oryantiring

YÜKSÜZ
...
YAĞMAK

  1. [nsz] Yağmur, kar, dolu gökten düşmek
    • "Her zaman yılbaşı gecesi kar yağardı." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Toz, mermi vb. yüksekten çokça düşmek
    • "Üstümüze kurşun yağıyordu."
  3. Üst üste ve çok gelmek
    • "Sende bu istidat varken, pencerelerden başına çil kuruş yağar, biz de ekmek parası ediniriz." (Halide Edip Adıvar)

YARICI

  1. [sıfat] Yarma işini yapan, parçalayan, bölen

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü