Başında y olan 5 harfli 241 kelime var. Y harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde y harfi olan kelimeler listesine ya da sonu y harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında y bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

YAĞIR

  1. [isim] Sırt, arka, iki kürek arası
  2. Atın omuzları arasındaki yer
  3. Çoğunlukla bu yerde eyer ve semerin açtığı yara
  4. Kel

YALAK

  1. [isim] Hayvanların su içtikleri taş veya ağaçtan oyma kap
    • "Bir de hayvanları sulamak için yalak vardı." (Halikarnas Balıkçısı)
  2. Akan suyun çevreye sıçramasını veya akıp gitmesini önlemek için çeşme, musluk vb.nin altına konulan delikli taş tekne
    • "Az ileride yolun solunda, küçük bir çeşmenin suyu, önündeki yalağa dökülüyordu." (Necati Cumalı)
  3. Buz yalağı
  4. [sıfat] Boşboğaz, söz taşıyan

YOKUM

  1. ben yokum
    • "Yok canım, ben belediye taraflısı değilim. Sizden yanayım." (Memduh Şevket Esendal)
    • "İki saatte ağaç yetiştireceklermiş. -Yok, devenin başı!"
    • "Kurtulmak için ya yok olmalı ya yok etmeli." (Atilla İlhan)
    • "İttihat ve Terakki'nin yok olduğu bir günde ben İttihatçı'yım diyen bu adam, onun var olduğu günlerde, kötülüklerine bütün gücü ile karşı koyan adamdı." (Yusuf Ziya Ortaç)

YENME

  1. [isim] Yenmek işi

YORTU

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Hristiyan bayramı
    • "Bilmem hangi düşmanın bilmem hangi yortusu varmış." (Aka Gündüz)

YAMAK

  1. [isim] Bir işte yardımcı olarak çalışan erkek
    • "Eli yüzü düzgün, işgüzar bir yamağı mektupçu efendinin yanına kapılandıracaklar..." (Ercüment Ekrem Talu)
  2. Yeniçeri Ocağında topçu ve humbaracı gibi askerî kuruluşlarda aday olarak bulunan kimse
  3. Birinin etkisinde kalarak onun sözünden çıkmayan kimse

YETKİ

  1. [isim] Bir görevi, bir işi yasaların verdiği imkânlara göre, belli şartlarla yürütmeyi sağlayan hak, salahiyet, mezuniyet
    • "Büyük Millet Meclisi Başkumandanlık yetkilerini Mustafa Kemal Paşa'ya devretmişti." (Tarık Buğra)
    • "Türkiye Büyük Millet Meclisi soru, Meclis araştırması ... yollarıyla denetleme yetkisini kullanır." (Anayasa)
    • "İdam hükümlerini doğrudan doğruya yerine getirme yetkisini vermiştir." (Falih Rıfkı Atay)

YONGA

  1. [isim] Kesilen, yontulan veya rendelenen bir şeyden çıkan parça, kamga
    • "Ağaç yongası. Demir yongası."
  2. Milimetrik yüzeyler üzerinde on binlerce devre elemanından oluşan ve son derece karmaşık elektronik devrelerin yerleştirildiği, genellikle silikon benzeri yarı iletken bir malzemeden yapılmış ince bir dilim, çip

YORUM

  1. [isim] Bir yazının veya bir sözün, anlaşılması güç yönlerini açıklayarak aydınlığa kavuşturma, tefsir
  2. Bir olayı belli bir görüşe göre açıklama, değerlendirme
    • "Böyle bir yorum hiçbir şey öğretmez." (Falih Rıfkı Atay)
  3. Gizli veya hayalî olan bir şeyden anlam çıkarma
  4. Bir müzik parçasını veya bir tiyatro oyununu kendine özgü bir duyarlık ve teknikle çalma, söyleme veya oynama

YATIM

  1. [isim] Gemi direklerinin başa veya kıça doğru olan eğimi

YALAN

  1. [isim] Aldatmak amacıyla bilerek ve gerçeğe aykırı olarak söylenen söz, kıtır
    • "Yalanı en güzel kullanmış olanlar eski şarklılardır." (Ahmet Haşim)
    • "Yalanını yakalamış gibi başını salladı. -Ya o mukaddes sular? Onlara ne diyeceksiniz azizim?" (Ömer Seyfettin)
  2. [sıfat] Gerçek olmayan, asılsız, uydurma

YÜKÜM

  1. [isim] Yükümlülük
    • "Vergi yükümü yasayla konulur."

YAĞLI

  1. [sıfat] Üzerinde veya içinde yağı olan
  2. Yağı çok olan
  3. Yağla yapılmış
    • "Yağlı çörek."
  4. Besili, semiz
    • "Bir de olaydı şimdi diye yağlı hindi sayıklıyorsun." (Osman Cemal Kaygılı)
  5. Yağdan kirlenmiş veya lekelenmiş olan
    • "Uzun saçları eski redingotun yağlı yakasına dökülüyor." (Ömer Seyfettin)
  6. Parası bol, zengin
    • "Dükkâna yağlı bir müşteri arıyordu." (Refik Halit Karay)
  7. Bol ve kolay kazanç sağlayan
    • "Yağlı bir iş."

YANIŞ

  1. [isim] Yanma işi veya biçimi

YAYIN

  1. [isim] Basılıp satışa çıkarılan kitap, gazete gibi okunan veya radyo, televizyon aracılığıyla halka sunulan, duyurulan, iletilen şey, neşriyat

YAMAN

  1. [sıfat] Güç, etki veya beceri bakımından alışılmışın üzerinde olan (kimse)
    • "Sen yaman bir inkılapçı olacaksın Yıldız." (Aka Gündüz)
  2. Kötü, korkulan (kimse)
  3. Alışılmadık, olağanın dışında
    • "Köhne çatısı yaman bir gürültü ile birdenbire sarsıldı." (Ercüment Ekrem Talu)

YİRMİ

  1. On dokuzdan sonra gelen sayının adı
  2. Bu sayıyı gösteren 20, XX rakamlarının adı
  3. [sıfat] İki kere on, on dokuzdan bir artık

YÜZDE

  1. [isim] Herhangi bir işte aracı olan kimseye, görevinin karşılığı olarak belli bir hesaba göre verilen ücret, yüzdelik
  2. Herhangi bir sayı ile kullanıldığında yüze bölünen bir şeyin o kadarlık parçasını belirten bir söz
    • "Bir eli tabancalı militan mıdır yoksa kesesini doldurmakla uğraşan iş adamlarından mıdır, mebus mudur hemen anlar ve bu anlayışlarında yüzde seksen yanılmaz." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

YÜZLÜ

  1. [sıfat] Yüzü herhangi bir nitelikte olan
    • "Yanında ... kapkara yüzlü, bembeyaz dişli lakin çırılçıplak olmayan bir de zenci vardı." (Refik Halit Karay)
  2. Şımartılmış, yüz bulmuş (kimse)

YAPIK

  1. [isim] Belleme (II)
  2. Yeniçerilerin giydikleri üstlük

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü