Başında ver olan 6 harfli 6 kelime var. Ver ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ver olan kelimeler listesine ya da sonu ver ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında ver bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E R V Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

ER, EV, RE, VE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

VERESE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Mirasçılar

VERKAÇ

  1. [isim] Futbol ve basketbolda topu takım arkadaşına aktaran bir oyuncunun karşı takım kalesine veya uygun bir yöne koşarak aynı kişiden topu geri alması

VERMUT

Kelime Kökeni : Almanca

  1. [isim] Birçok bitki eklenerek özel koku verilmiş, tatlı, bir tür şarap

VERİCİ

  1. [isim] Veren, verme yanlısı kimse
    • "Cahilden kral olur ama tarihe vesika verici olmaz." (Aka Gündüz)
  2. Çıkar gözetmeksizin her türlü yardımı yapan, esirgemeyen kimse
  3. Elektromanyetik dalgalar yardımıyla işaret, ses ve görüntü iletmeye yarayan cihazların genel adı
    • "Anten olursa verici istasyonları da kurulabilir." (Falih Rıfkı Atay)
  4. Başkasına aktarılmak üzere kan, doku veya organ veren kimse, donör

VERMEK

  1. [-i] Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek
    • "Okumadığım zaman tavukların bahçesindeyim, yemlerini ben veririm." (Ömer Seyfettin)
    • "Pek sıkıldık mı atla bir vapura, ver elini İstanbul." (Atilla İlhan)
    • "... bunca yıl yalan okuduk, yalan dinledik / Aklına kim gelirse bağır, ver veriştir." (Necati Cumalı)
  2. Bırakmak veya bağışlamak
    • "Hırsımdan bazılarına bedava verdim, alın götürün, diye bağırdım." (Hüseyin Cahit Yalçın)
  3. Ondan bilmek, atfetmek
    • "Bilgin'in bu çekingen tavırlarını kusurlu ve zayıf oluşuna verdi..." (Falih Rıfkı Atay)
  4. Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek
    • "Geçenlerde bir derginin, 'Eski ünlüler ne yapıyor?' adlı bir röportajına verdiği cevapları okudum." (Haldun Taner)
  5. Döndürmek, çevirmek, yöneltmek
    • "Arabanın burnunu, en tenha kahvelerden birinin önünde, rıhtıma verdiler." (Atilla İlhan)
  6. Herhangi bir duruma yol açmak
    • "Kendilerine iyi bir çalışma fırsatı verdim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  7. Eğlenceli toplantı düzenlemek, konuk çağırıp ağırlamak
    • "Yemek vermek. Balo vermek."
  8. Topluluk önünde sanatını göstermek, icra etmek
    • "Konser vermek. Resital vermek."
  9. Topluluk önünde bilimsel konudaki bildirisini sunmak
    • "Konferans vermek."
  10. Satmak
    • "Ucuz pahalı deme de ver gitsin; ver de kurtul."
  11. Kızı, kadını biriyle evlendirmek
    • "Uzun Osman, Zeynep'le Süleyman'a, ikisini birbirine vereceğini söylediği zaman şaşmadılar." (Halide Edip Adıvar)
  12. [-i] Ödemek
    • "Haydi ... arabaya atlayın... Köşkten parayı verirler." (Peyami Safa)
  13. Yaymak
    • "Ses vermek. Korku vermek. Işık vermek."
  14. Bitki ve ağaç, ürün üretmek
    • "Dal budak saldı, yemiş vermeye başladı." (Ruşen Eşref Ünaydın)
  15. Herhangi bir şey ortaya çıkarmak, oluşturmak
    • "Kendisi de muhakkak artistlerden, güzel eser veren, güzel konuşan, hayalleri işlek adamlardan hoşlanıyor." (Refik Halit Karay)
  16. Hepsini herhangi bir duruma sokmak
    • "Ateşe vermek. Ortalığı heyecana vermek."
  17. Sahip olmasını sağlamak
  18. Bir şey üzerinde etki yapmak, biçimini değiştirmek
    • "Hareket vermek. Biçim vermek."
  19. Tespit etmek
    • "Randevu vermek. Ad vermek."
  20. Kazandırmak, katmak
    • "Tat, çeşni vermek."
  21. Ayırmak, harcamak
    • "Emek vermek. Zaman vermek."
  22. Dayamak
    • "Duvara sırtını verip çömeldi."
  23. [yardımcı fiil] Kök veya gövdeleri sonuna -ı (-i, -u, -ü) eki almış fiillere gelerek tezlik bildiren birleşik fiiller oluşturur
    • "alıvermek, dizivermek, yapıvermek, görüvermek."

VERNİK

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Bazı maddeleri parlatmak veya havanın etkisinden korumak için sürülen bir sıvı
    • "Fırınlanmamış birader, iki yıl sonra pul pul olmaz mı bunun vernikleri?" (Haldun Taner)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü