Başında va olan 5 harfli 39 kelime var. Va ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde va olan kelimeler listesine ya da sonu va ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında va bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A V Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AV

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

VARIŞ

  1. [isim] Varma durumu veya biçimi
  2. Çabuk kavrayış, anlayış, güçlü seziş, irfan
  3. Bir yarışın son bulduğu yer, finiş

VAŞAK

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Kedigillerden, kulakları sivri, dişleri ve tırnakları keskin, kürkünden yararlanılan çok yırtıcı hayvan (Lynx lynx)

VARGI

  1. [isim] Verilen bir önermeden çıkarsama yoluyla varılan sonuç
    • "Taşlar katı olur, mermer bir taştır, şu hâlde mermer katıdır uslamlaması bir tasımdır. Bu tasımın ilk önermesine büyük önerme, ikincisine küçük önerme, sonuncusuna da vargı denir."

VARMA

  1. [isim] Varmak işi
    • "Küçük kızımın, bir baytara nişanlıyken bir mektep çocuğu ile sevişip ona varmaya kalkıştığından tutturmuş, dedikodu ediyorlar." (Memduh Şevket Esendal)

VATOZ

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Köpek balıklarından, sırtında büyük dikenleri olan, kuma gömülü olarak yaşayan bir balık (Raja clavata)
    • "Sahilin üç metre gerisinde vatoz ölüleri, iri iri şeytan minareleri..." (Orhan Veli Kanık)

VAHİM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Ağır, korkulu, çok tehlikeli
    • "Siz sağlam bir vücutta mutlaka vahim bir illet bulmak hevesine düşmüşsünüz." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

VARTA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tehlikeli durum
    • "O insanlar ki hayatın bir bakıma ne korkunç vartaları olabileceğini vaktinde anlamışlar, işlerini becerip kılıçlarını kuşanmışlar..." (Peyami Safa)
    • "Bu uzun zaman boyunca, kim bilir neler çekmiş, ne vartalardan atlamıştı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Her türlü vartayı kazasız belasız atlatıp..." (Atilla İlhan)

VAKIF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir hizmetin gelecekte de yapılması için belli şartlarla ve resmî bir yolla ayrılarak bir topluluk veya bir kimse tarafından bırakılan mülk, para
    • "Siyasi partiler vakıf kuramazlar." (Anayasa)
  2. Bir topluluk veya bir kimse tarafından bırakılan mülk ve paranın idare edildiği yer
    • "Dernekler, vakıflar ... kendi konu ve amaçları dışında toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleyemezler." (Anayasa)
  3. Birçok kişi tarafından kurulan ve toplum yararına çalışmayı ilke edinen kuruluş

VALİZ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Genellikle yolculukta içine çamaşır vb. eşya konulan küçük el bavulu
    • "Ufak bir iş de bulmuş, istasyonda valiz taşıyordu." (Sait Faik Abasıyanık)

VATKA

Kelime Kökeni : Rusça

  1. [isim] Giysilerde, omuzların dik durmasını sağlamak amacıyla içine konulan parça

VAKAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ağırbaşlılık
    • "Hepsi temiz, hepsi yeni giyinmiş askerin vakarı, efendiliği üstlerinden akıyor." (Halide Edip Adıvar)

VARAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yaprak
  2. Yazılı kâğıt, varaka
  3. Altın, gümüş veya başka madenler dövülerek oluşturulan ince, parlak yaprak

VALÖR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Değer, kıymet
  2. Geçerlik
  3. Anlam

VASIF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Nitelik
    • "Sonunda komutanlık vasıflarını göstermek fırsatını bulmalıydı." (Falih Rıfkı Atay)

VAGON

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Yük ve yolcu taşımakta kullanılan, lokomotifin çektiği demir yolu aracı
    • "O, biraz sonra bineceği vagonun önünde duruyor ve ... el sıkışarak veda ediyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

VAHİY

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir buyruk veya düşüncenin Tanrı tarafından peygamberlere bildirilmesi
    • "Bir ilham istiyorum bir gün vahye erecek." (Behçet Kemal Çağlar)
  2. Bu biçimde bildirilen buyruk

VAKUR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Ağırbaşlı, onurlu
    • "İhtiyar ve orta yaşlılar o günkü gibi soğuk, vakur ve ciddiydiler." (Sait Faik Abasıyanık)

VATAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yurt
    • "Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın / Bir vatan kalbinin attığı yerdir." (Ncmettin Halil Onan)
    • "Vatan tutup bu yerlerde kalınmaz / İlleri var bizim ile benzemez." (Karacaoğlan)

VAKİT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Zaman
    • "Mevsim mütehayyil, vakit akşamdı Bebek'te." (Yahya Kemal Beyatlı)
    • "Fakat sandal sahibi olur olmaz zaten yarı keyif, yarı kazanç için vakit öldürdüğü balıkçılık sanatında karar kılmıştı." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Sabah, öğle, akşam gibi hani vakit saat aradıkları yok." (Burhan Felek)
  2. Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler
    • "Yemek vakti. Şimdi bunun vakti değil."
  3. Çağ
    • "Vaktin bilginleri."
  4. Belirlenmiş olan zaman
    • "Kâhya - vakit gayri Süleyman, haber saldık gelecekler, pamuklar da kıvamına geldi - demişti." (Samim Kocagöz)
  5. Zaman anlatan kelimelere belirtilen durumunda geldiğinde "iken" anlamı veren bir söz
  6. Geçim, para bakımından elverişli durum
    • "Onun bu kadar para vermeye vakti yok."

VAPUR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Su buharı gücüyle çalışan gemi
    • "Vapur sabaha kadar mal yüklüyor." (Memduh Şevket Esendal)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü