Başında v olan 8 harfli 100 kelime var. V harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde v harfi olan kelimeler listesine ya da sonu v harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında v bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

VARAGELE

  1. [isim] Bir şeyi, bir yerden bir yere çekerek götürüp getirmeye yarayan halat
  2. Belirsizlik
    • "Bir varagele içindeyiz. Mekanizmanın ipi ya şu yana ya bu yana ağdıracak ülkeyi." (Adalet Ağaoğlu)

VİŞNELİK
...
VARILMAK

  1. [-e] Herhangi bir yere ulaşılmak
    • "Oraya üç saatte varılır."

VECİZLİK
...
VIRLAMAK

  1. [nsz] Vırıldamak

VESSELAM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [ünlem] "İşte o kadar, son söz şudur" anlamlarında kullanılan bir söz
    • "İşsizlik kötü şey vesselam!" (Orhan Veli Kanık)

VUZUHSUZ

  1. [sıfat] Açık olmama durumu, belirsiz

VURULMAK

  1. [nsz] Vurma işine konu olmak
    • "Yatak odasının kapısı vuruluyordu." (Mithat Cemal Kuntay)
  2. [-e] Âşık olmak, gönül kaptırmak, sevdalanmak
    • "Kim söylemiş beni / Süheyla'ya vurulmuşum diye." (Orhan Veli Kanık)

VADETMEK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [-e] Bir işi yerine getireceğine söz vermek
    • "Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk'ın, / Kim bilir, belki yarın belki yarından da yakın." (Mehmet Akif Ersoy)
  2. [nsz] Davranışıyla, tutumuyla bir işi yapacağı duygusunu uyandırmak, umut vermek
    • "Doktor Hikmet, kendisine pek ciddi bir zevk vadetmiyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

VİCDANEN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Vicdan bakımından
    • "Yoksa vazife başında bulunmadığım için vicdanen rahatsız ve hükûmet doktoru olarak da belki mesut olacaktım." (Reşat Nuri Güntekin)

VAKARSIZ

  1. [sıfat] Ağırbaşlı olmayan, onursuz

VAKIFANE
...
VAZIHLIK
...
VEBALSİZ
...
VİYOLACI

  1. [isim] Viyola çalan kimse, viyolonist

VARİSSİZ

  1. [sıfat] Varisi olmayan
    • "Varissiz bacaklar."

VERİLMEK

  1. [nsz] Verme işine konu olmak
    • "Geç vakit suarenin verileceği büyük konağa gittik." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Hiç böyle okkalı enayilik ettiğin yoktu. Ne oldu sana? Gene verilmiş sadakan varmış." (Memduh Şevket Esendal)

VAZGEÇME

  1. [isim] Vazgeçmek durumu

VURDURMA

  1. [isim] Vurdurmak işi

VELESPİT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bisiklet

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü