Başında v olan 5 harfli 97 kelime var. V harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde v harfi olan kelimeler listesine ya da sonu v harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında v bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- VURGU
-
-
[isim]
Konuşma, okuma sırasında bir hece veya kelime üzerine diğerlerinden daha farklı olarak yapılan baskı, aksan
-
[isim]
Konuşma, okuma sırasında bir hece veya kelime üzerine diğerlerinden daha farklı olarak yapılan baskı, aksan
- VEKİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birinin, işini görmesi için kendi yerine bıraktığı veya yetki verdiği kimse
-
Milletvekili
-
Bakan
- "Hanın avlusundan sokağa vekil ve sefir otomobillerine taş çıkartacak bir lüks otomobil yürüdü." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Birinin, işini görmesi için kendi yerine bıraktığı veya yetki verdiği kimse
- VİSKİ
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Tahıllar malt yapılarak şekerlendirildikten ve gereği kadar mayalandıktan sonra damıtılarak elde edilen alkollü içki
-
[isim]
Tahıllar malt yapılarak şekerlendirildikten ve gereği kadar mayalandıktan sonra damıtılarak elde edilen alkollü içki
- VASIL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Ulaşan, varan
- "Biraz sonra tren Menemen'e vasıl oldu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Ulaşan, varan
- VİRAJ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir yolun kıvrıldığı yer, büküntü, dönemeç
- "Bu dönüm noktası ... meğer bir ölüm virajı imiş!" (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Memur, geç işareti verince gaza bastı ve virajı umduğundan güzel aldı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bir yolun kıvrıldığı yer, büküntü, dönemeç
- VAKUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Ağırbaşlı, onurlu
- "İhtiyar ve orta yaşlılar o günkü gibi soğuk, vakur ve ciddiydiler." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Ağırbaşlı, onurlu
- VELEV
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[bağlaç]
İster, isterse, olsa da, kaldı ki, hatta
- "Tanıdıklarından velev ki çoktan beri görmeyerek unuttuklarına bile rast gelir gelmez hemen..." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[bağlaç]
İster, isterse, olsa da, kaldı ki, hatta
- VARİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Olabileceği akla gelen
- "Bu sizin söylediğiniz varit değil."
- "İster birinci, ister ikinci ihtimal varit olsun, bunun o kadar önemi yoktur." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Olabileceği akla gelen
- VEÇHE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yön
-
[isim]
Yön
- VELUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Doğurgan
-
Çok eser ortaya koyan, verimli
- "Velut bir yazar."
-
[sıfat]
Doğurgan
- VAKİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zaman
- "Mevsim mütehayyil, vakit akşamdı Bebek'te." (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Fakat sandal sahibi olur olmaz zaten yarı keyif, yarı kazanç için vakit öldürdüğü balıkçılık sanatında karar kılmıştı." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Sabah, öğle, akşam gibi hani vakit saat aradıkları yok." (Burhan Felek)
-
Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler
- "Yemek vakti. Şimdi bunun vakti değil."
-
Çağ
- "Vaktin bilginleri."
-
Belirlenmiş olan zaman
- "Kâhya - vakit gayri Süleyman, haber saldık gelecekler, pamuklar da kıvamına geldi - demişti." (Samim Kocagöz)
-
Zaman anlatan kelimelere belirtilen durumunda geldiğinde "iken" anlamı veren bir söz
-
Geçim, para bakımından elverişli durum
- "Onun bu kadar para vermeye vakti yok."
-
[isim]
Zaman
- VURMA
-
-
[isim]
Vurmak işi
-
[isim]
Vurmak işi
- VEZİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tartı
-
Ölçü
- "Ben hiç vezne, kafiyeye bakmam, bu bana bir Allah vergisi, içimden gelir söylerim." (Memduh Şevket Esendal)
- "Divan şairlerimiz aruz vezninde pek güzel kasideler, gazeller yazmışlar." (Burhan Felek)
-
[isim]
Tartı
- VULVA
-
Kelime Kökeni : Latince
-
[isim]
Ferç
-
[isim]
Ferç
- VACİP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Müslümanlıkça yapılması gerekli olan
- "Kurban Bayramı'nda her zenginin kurban kesmesi vaciptir." (Burhan Felek)
- "Ayağın nasıl olup da mezbeleye atıldığını bulmak artık başhemşireye vacip olmuştur." (Haldun Taner)
-
Yapılması gerekli olan
-
[sıfat]
Müslümanlıkça yapılması gerekli olan
- VAGON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yük ve yolcu taşımakta kullanılan, lokomotifin çektiği demir yolu aracı
- "O, biraz sonra bineceği vagonun önünde duruyor ve ... el sıkışarak veda ediyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Yük ve yolcu taşımakta kullanılan, lokomotifin çektiği demir yolu aracı
- VEDİA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Saklanılması, korunması için birine veya bir yere bırakılan eşya, inam, emanet
- "Vatan sana vediadır."
-
Kendine korunması, saklanması için eşya verilen kimsenin durumunu gösteren sözleşme
-
[isim]
Saklanılması, korunması için birine veya bir yere bırakılan eşya, inam, emanet
- VAKUM
-
Kelime Kökeni : Latince
-
[isim]
Boşluk
-
[isim]
Boşluk
- VAHŞİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yabani
- "Adada vahşi bir kabile varmış, dikkatli davranalım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Yırtıcı (hayvan)
-
Kaba, saygısız, uyum sağlayamayan (kimse)
-
[sıfat]
Yabani
- VARTO
- ...