Başında v olan 5 harfli 98 kelime var. V harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde v harfi olan kelimeler listesine ya da sonu v harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında v bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- VARGI
-
-
[isim]
Verilen bir önermeden çıkarsama yoluyla varılan sonuç
- "Taşlar katı olur, mermer bir taştır, şu hâlde mermer katıdır uslamlaması bir tasımdır. Bu tasımın ilk önermesine büyük önerme, ikincisine küçük önerme, sonuncusuna da vargı denir."
-
[isim]
Verilen bir önermeden çıkarsama yoluyla varılan sonuç
- VERİM
-
-
[isim]
Çalıştırılan, işletilen, bakılan bir şeyin verdiği sonuç veya bu sonucun niceliği, mahsul, randıman
- "İşçilerin verimi. Makinenin verimi. Ağacın verimi."
- "Siyasi amaçlı ... işi yavaşlatma, verim düşürme ve diğer direnişler yapılamaz" (Anayasa)
-
Ortaya çıkan, istenilen, beklenilen sonuç, semere
- "Yeni çıkan kitaplar, özellikle yerli yazarların verimleri öne geçiyor hep." (Selim İleri)
-
[isim]
Çalıştırılan, işletilen, bakılan bir şeyin verdiği sonuç veya bu sonucun niceliği, mahsul, randıman
- VİRAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Yıkık, harap
- "İleriye baktı; harabe. Şu tarafa baktı. Viran bir kemer." (Aka Gündüz)
- "Yunus Emre'm bunu söyler, aşkın deryasını boylar / Şol yüce köşkler, saraylar viran olur kalır bir gün." (Yunus Emre)
-
[sıfat]
Yıkık, harap
- VAHİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir, tek
-
[sıfat]
Bir, tek
- VEZİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tartı
-
Ölçü
- "Ben hiç vezne, kafiyeye bakmam, bu bana bir Allah vergisi, içimden gelir söylerim." (Memduh Şevket Esendal)
- "Divan şairlerimiz aruz vezninde pek güzel kasideler, gazeller yazmışlar." (Burhan Felek)
-
[isim]
Tartı
- VURAÇ
-
-
[isim]
Raket
-
[isim]
Raket
- VURUŞ
-
-
[isim]
Vurma işi veya biçimi
- "Bazen kalbinin hafif ve sık çarpıntıları arasında ansızın tokmak gibi vuruşlar var." (Peyami Safa)
-
Bir ölçüyü oluşturan eşit sürelerden her biri, darp
- "İki vuruşu olan ölçü."
-
Bir kuvvetin etkileme süresi ile şiddetinin çarpımından çıkarılan nicelik
-
[isim]
Vurma işi veya biçimi
- VİRÜS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Hastalık yapıcı, bakterilerden daha küçük, yaşamak için bir başka hücrenin içine girmek zorunda olan ve ancak elektron mikroskobunda görülebilen parazit
-
Veri girişi yoluyla bilgisayarlara yüklenen, sistemin veya programların bozulmasına, veri kaybına veya olağandışı çalışmasına neden olan yazılım
-
[isim]
Hastalık yapıcı, bakterilerden daha küçük, yaşamak için bir başka hücrenin içine girmek zorunda olan ve ancak elektron mikroskobunda görülebilen parazit
- VADUZ
- ...
- VÜRUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Geliş, gelme
- "Ben onun yatağa bu suretle vüruduna hayret ederken o, gözlüklerini çıkarıp yanındaki masanın üstüne koydu." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Geliş, gelme
- VAKİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zaman
- "Mevsim mütehayyil, vakit akşamdı Bebek'te." (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Fakat sandal sahibi olur olmaz zaten yarı keyif, yarı kazanç için vakit öldürdüğü balıkçılık sanatında karar kılmıştı." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Sabah, öğle, akşam gibi hani vakit saat aradıkları yok." (Burhan Felek)
-
Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler
- "Yemek vakti. Şimdi bunun vakti değil."
-
Çağ
- "Vaktin bilginleri."
-
Belirlenmiş olan zaman
- "Kâhya - vakit gayri Süleyman, haber saldık gelecekler, pamuklar da kıvamına geldi - demişti." (Samim Kocagöz)
-
Zaman anlatan kelimelere belirtilen durumunda geldiğinde "iken" anlamı veren bir söz
-
Geçim, para bakımından elverişli durum
- "Onun bu kadar para vermeye vakti yok."
-
[isim]
Zaman
- VURMA
-
-
[isim]
Vurmak işi
-
[isim]
Vurmak işi
- VARİS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Toplardamar genişlemesi, ordubozan
-
[isim]
Toplardamar genişlemesi, ordubozan
- VEBAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Günah
- "Bu işin vebali vardır."
- "Başını alıp kaçar da bir belaya uğrarsa vebal altında kalırsın." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Günah
- VEÇHE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yön
-
[isim]
Yön
- VİYOL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Satış sırasında yumurtayı korumayı amaçlayan, atık malzemeden yapılmış özel kap
-
[isim]
Satış sırasında yumurtayı korumayı amaçlayan, atık malzemeden yapılmış özel kap
- VÜSAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Genişlik
-
Uzam
-
[isim]
Genişlik
- VELUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Doğurgan
-
Çok eser ortaya koyan, verimli
- "Velut bir yazar."
-
[sıfat]
Doğurgan
- VİDEO
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Hem görüntü hem de ses kaydedebilen, daha önce kasete kaydedilmiş görüntü ve sesleri ekrana yansıtan aygıt, videoteyp
-
[isim]
Hem görüntü hem de ses kaydedebilen, daha önce kasete kaydedilmiş görüntü ve sesleri ekrana yansıtan aygıt, videoteyp
- VONOZ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Kolyoz, uskumru, sardalya vb. balıkların ufağı
-
[isim]
Kolyoz, uskumru, sardalya vb. balıkların ufağı