Başında uy olan 8 harfli 24 kelime var. Uy ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde uy olan kelimeler listesine ya da sonu uy ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında uy bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- UYLAŞMAK
-
-
[nsz]
Birbiriyle uyuşmak, uzlaşmak, anlaşmak
-
[nsz]
Birbiriyle uyuşmak, uzlaşmak, anlaşmak
- UYSALLIK
-
-
[isim]
Uysal olma durumu
- "İki derin ve çocuk gibi siyah gözleri, kalın tüylü kaşları altından uysallıkla bakıyor." (Halide Edip Adıvar)
-
Uysalca davranış
- "Hemen göze çarpan bir kırıtkanlık ve uysallık vardı." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Uysal olma durumu
- UYRUKSUZ
-
-
[sıfat]
Herhangi bir devletin uyruğunda olmayan
-
[sıfat]
Herhangi bir devletin uyruğunda olmayan
- UYARLAMA
-
-
[isim]
Uyarlamak işi, adaptasyon
-
Bir eseri çevrildiği dilin, konuşulduğu toplumun yaşayışına, inançlarına uyarlama
-
[sıfat]
Uyarlanmış, adapte
-
[isim]
Uyarlamak işi, adaptasyon
- UYGUNLUK
-
-
[isim]
Uygun olma durumu, yakışık, mutabakat, mukarenet
-
Bir elçinin bir ülkeye atanmasından önce o ülkeden istenen uygun görme yazısı, agreman
-
Özne ile yüklemin veya bazı dillerde olduğu gibi sıfat ile adın, cins ve sayı bakımından birbirine uyması: Öğretmen geldi. Öğrenciler ödevlerini yapmışlar gibi
-
[isim]
Uygun olma durumu, yakışık, mutabakat, mukarenet
- UYDURMAK
-
-
[-i]
Uymasını sağlamak
- "Gözlerini kilidi sökülmüş ve büyümüş anahtar deliğine uydurdu." (Peyami Safa)
-
[-i]
Hayal gücünden yararlanarak gerçek dışı bir şey söylemek, yakıştırmak
- "Terzinin kendi sözünü yanlış anlamış olduğu hikâyesini uydurmuş olmalıydı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[-i]
Elde etmek, sağlamak, bulmak
-
[-i]
Cinsel birleşmede bulunmak, becermek
-
[-i]
Uymasını sağlamak
- UYARILIŞ
- ...
- UYGUNSUZ
-
-
[sıfat]
Uymayan, yakışık almayan, yaraşmayan, münasebetsiz
- "Uygunsuz dediğim vakalardan biri bir salon oyunu yüzünden çıkmıştır." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Kötü davranışlarda bulunan, çirkin hareketleri olan
- "Birtakım uygunsuz, meymenetsiz heriflerle geziyormuş." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Uymayan, yakışık almayan, yaraşmayan, münasebetsiz
- UYUTUMCU
- ...
- UYUŞUMLU
- ...
- UYGARLIK
-
-
[isim]
Uygar olma durumu, medeniyet, medenilik
-
Bir ülkenin, bir toplumun, maddi ve manevi varlıklarının, fikir, sanat çalışmalarıyla ilgili niteliklerinin tümü, medeniyet
- "Gerçekten, uygarlık nimetlerinin gençlere bir faydası oldu ama daha çok bundan büyükler istifade ediyor." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Uygar olma durumu, medeniyet, medenilik
- UYARILMA
-
-
[isim]
Uyarılmak işi
-
[isim]
Uyarılmak işi
- UYARTMAK
- ...
- UYARINCA
-
-
[zarf]
Gereğince, mucibince
- "Kanunlar uyarınca."
-
[zarf]
Gereğince, mucibince
- UYGULAMA
-
-
[isim]
Uygulamak işi, tatbikat, tatbik, pratik
-
Kuramsal bir bilgiyi, ilkeyi, düşünceyi herhangi bir alanda hayata tatbik etme, tatbik
- "Bir çeşit uygulama oluyordu yazdıkları." (Necati Cumalı)
-
Yürütüm
-
[isim]
Uygulamak işi, tatbikat, tatbik, pratik
- UYUVERME
- ...
- UYUTULMA
-
-
[isim]
Uyutulmak işi
-
[isim]
Uyutulmak işi
- UYANILMA
- ...
- UYMAZLIK
-
-
[isim]
Aykırılık, başkalık, mugayeret
-
[isim]
Aykırılık, başkalık, mugayeret
- UYABİLME
- ...