Başında uy olan 7 harfli 30 kelime var. Uy ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde uy olan kelimeler listesine ya da sonu uy ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında uy bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- UYDURMA
-
-
[isim]
Uydurmak işi
-
Gerçek olmayan, gerçekmiş gibi gösterilen haber, asparagas
-
[sıfat]
Gerçek dışı, uydurulmuş olan, yalan, sahte, asılsız, düzme, palavra
- "Atatürk'ün Osmanlıcayı Türkçeleştirmek hususundaki güzel arzusunu bugünkü 'uydurma dilcilik' gayretine alet etmişiz." (Burhan Felek)
-
[isim]
Uydurmak işi
- UYUZLUK
-
-
[isim]
Uyuz olma durumu
-
Beceriksizlik, pısırıklık
-
Parasızlık
-
[isim]
Uyuz olma durumu
- UYANMAK
-
-
[nsz]
Uyku durumundan çıkmak
-
Bitkiler canlanıp yeşermeye başlamak
- "Tomurcuklar patlamış, tabiat iyiden iyiye uyanmıştı." (Burhan Felek)
-
Belirmek, ortaya çıkmak, depreşmek
- "Leman Hanım'ın seni sevdiğini söyleyince sende de ona karşı bir meyil uyandığından eminim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Gerçekleri anlar, kavrar duruma gelmek
-
Bilgisizlikten kurtulmak
-
[nsz]
Uyku durumundan çıkmak
- UYDURUŞ
- ...
- UYLAŞMA
-
-
[isim]
Uylaşmak işi veya durumu
-
[isim]
Uylaşmak işi veya durumu
- UYLAMAK
- ...
- UYARICI
-
-
[sıfat]
Uyarma özelliği olan, uyaran, münebbih
- "Uyarıcı öğüt."
-
[sıfat]
Uyarma özelliği olan, uyaran, münebbih
- UYARMAK
-
-
[-i]
Bir kimseye bir davranışta bulunmamasını söylemek, ikaz etmek
- "Mustafa Kemal Paşa gittikten sonra gelen mebuslar beni uyarıyorlardı." (Falih Rıfkı Atay)
-
Görevini gereği gibi yapmayan kimseye nasıl davranması gerektiğini hatırlatmak, ihtarda bulunmak
-
Bir canlının herhangi bir organını dıştan bir etki ile görev yapmaya zorlamak
-
Öğütle yola getirmeye çalışmak
-
Uyandırmak
- "Demek oluyor ki iş dönüp dolaşıp büyük halk kitlelerini uyarmaya dayanıyor." (Haldun Taner)
-
[-i]
Bir kimseye bir davranışta bulunmamasını söylemek, ikaz etmek
- UYKULUK
-
-
[isim]
Kasaplık hayvanların timüs ve pankreas bezlerine verilen ortak ad
-
Kundaktaki çocukların avucunda biriken kir
-
Karaciğer
-
Dalak
-
[isim]
Kasaplık hayvanların timüs ve pankreas bezlerine verilen ortak ad
- UYUMSUZ
-
-
[sıfat]
Uyumu olmayan, ahenksiz
-
[sıfat]
Uyumu olmayan, ahenksiz
- UYUNMAK
-
-
[nsz]
Uyuma işi yapılmak
- "Bu saatte uyunur mu?"
-
[nsz]
Uyuma işi yapılmak
- UYRUKLU
-
-
[sıfat]
Bir devletin yönetimi altında olan
- "Türkiye Cumhuriyeti uyruklu kimseler."
-
[sıfat]
Bir devletin yönetimi altında olan
- UYUMSAL
- ...
- UYARTMA
- ...
- UYARLIK
-
-
[isim]
Uygun olma durumu, uygunluk
- "Ben o aralık -üçü yirmi geçiyor- deyivermiştim. Bu uyarlığa önce kimse şaşmadı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Uygun olma durumu, uygunluk
- UYDULUK
-
-
[isim]
Uydu olma durumu, peyklik
-
[isim]
Uydu olma durumu, peyklik
- UYLAŞIM
-
-
[isim]
Saymaca bir şey benimsemek için yapılan anlaşma
-
[isim]
Saymaca bir şey benimsemek için yapılan anlaşma
- UYDURUK
-
-
[sıfat]
Aslı olmayan, uydurma şey, sania
- "Liseyi zar zor bitirmiş, uyduruk işlerde yıllarca sürünmüştü." (Sulhi Dölek)
-
[sıfat]
Aslı olmayan, uydurma şey, sania
- UYDUMCU
- ...
- UYAKSIZ
-
-
[sıfat]
Uyağı bulunmayan, kafiyesiz
-
[sıfat]
Uyağı bulunmayan, kafiyesiz