Başında utan olan 19 kelime var. Utan ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde utan olan kelimeler listesine ya da sonu utan ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında utan bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
UTANMAZCASINA
UTANMAMAZLIK
UTANABİLMEK
UTANABİLME, UTANDIRMAK, UTANGAÇLIK, UTANMAZLIK
UTANDIRMA, UTANILASI, UTANILMAK, UTANMAZCA
UTANILMA
UTANGAÇ, UTANGAN, UTANMAK, UTANMAZ
UTANIŞ, UTANMA
UTANÇ
A N T U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
ANUT, TAUN, TUNA
3 Harfli Kelimeler
ANT, AUT, TAN, TUN
2 Harfli Kelimeler
AN, AT, TA, TU, UN, UT
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- UTANMAZCASINA
- ...
- UTANMAMAZLIK
- ...
- UTANABİLMEK
- ...
- UTANGAÇLIK
-
-
[isim]
Sıkılganlık, mahcubiyet
- "Bize hakaret eden, bize utangaçlık yükleyen bu zincir şarkıları, düşmanın kulağına keyif verecektir." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
[isim]
Sıkılganlık, mahcubiyet
- UTANABİLME
- ...
- UTANDIRMAK
-
-
[-i]
Utanmasına yol açmak, utanacak bir duruma düşürmek, mahcup etmek
- "Mualla Hanım'a o zamana kadar beni çok utandıran bir sual sormakta mahzur görmedim." (Peyami Safa)
-
[-i]
Utanmasına yol açmak, utanacak bir duruma düşürmek, mahcup etmek
- UTANMAZLIK
-
-
[isim]
Utanmaz olma durumu, yüzsüzlük, arsızlık
- "Hicap bir ayıp, utanmazlık, sıkılmazlık, yılışıklık bir meziyet oldu." (Burhan Felek)
-
[isim]
Utanmaz olma durumu, yüzsüzlük, arsızlık
- UTANMAZCA
-
-
[sıfat]
Utanmaz bir biçimde yapılan
-
[zarf]
Utanmaksızın, utanmaz bir biçimde
-
[sıfat]
Utanmaz bir biçimde yapılan
- UTANILMAK
- ...
- UTANDIRMA
-
-
[isim]
Utandırmak işi
-
[isim]
Utandırmak işi
- UTANILASI
- ...
- UTANILMA
- ...
- UTANGAN
-
-
[sıfat]
Utangaç
-
[sıfat]
Utangaç
- UTANMAK
-
-
[nsz]
Onursuz sayılacak veya gülünç olacak bir duruma düşmekten üzüntü duymak, korkmak, mahcup olmak
- "Düğün sofrasında kendisinden başka böyle çatal tutanı göremeyince pek utandı." (Aka Gündüz)
-
[-den]
Sıkılmak
- "Hayır, edebiyattan değil, karşısında şimdiden aczini duyduğum okuyucudan utanıyorum." (Ahmet Haşim)
-
[-den]
Çekinmek
- "Birbirimizden utanarak karşı karşıya on dakika sustuk." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[nsz]
Onursuz sayılacak veya gülünç olacak bir duruma düşmekten üzüntü duymak, korkmak, mahcup olmak
- UTANMAZ
-
-
[sıfat]
Utanması olmayan, sıkılmaz, yüzsüz, arsız
-
[sıfat]
Utanması olmayan, sıkılmaz, yüzsüz, arsız
- UTANGAÇ
-
-
[sıfat]
Bir toplulukta güvenini yitiren, rahat konuşamayan ve rahat davranamayan, sıkılgan, mahcup
- "Ben yalnız uslu ve çekingen değil, aynı zamanda son derece utangacım da." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Bir toplulukta güvenini yitiren, rahat konuşamayan ve rahat davranamayan, sıkılgan, mahcup
- UTANIŞ
-
-
[isim]
Utanma durumu veya biçimi
-
[isim]
Utanma durumu veya biçimi
- UTANMA
-
-
[isim]
Utanmak durumu, teeddüp
- "İradesizliğimden utanma duymamaya da alıştım." (Refik Halit Karay)
-
Utanma duygusu
-
[isim]
Utanmak durumu, teeddüp
- UTANÇ
-
-
[isim]
Utanma duygusu, hicap
- "O zaman, tuhaf bir utanca düşüp şaşırır, başımı önüme eğerdim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Bundan utanç duyuyor, utanılacak pek az şey yapan birisi olarak da gerginleşiyordu." (Tarık Buğra)
- "Yalvarırım hanımcığım, beni beyin yanına çıkarmayınız, utancımdan yerlere geçerim." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
- "Süleymaniye'nin avlusunu dolaşırken, utancımızdan yerin dibine gireceğimiz geldi." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
[isim]
Utanma duygusu, hicap