Sonunda ur olan 6 harfli 50 kelime var. UR ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ur olan kelimeler listesine ya da başında ur olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MAHZUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sakınca
- "Ne gibi mahzurlar doğurabileceğini görmemezlikten gelmek mümkün değildi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Engel
-
[isim]
Sakınca
- MAHSUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kuşatılmış, sarılmış, çevrilmiş
-
[sıfat]
Kuşatılmış, sarılmış, çevrilmiş
- MESRUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Sevinmiş, sevinçli
-
[sıfat]
Sevinmiş, sevinçli
- MAĞFUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Affolunmuş, bağışlanmış
-
[sıfat]
Affolunmuş, bağışlanmış
- TEKFUR
-
Kelime Kökeni : Ermenice
-
[isim]
Bizans İmparatorluğu zamanında vali düzeyinde olan yöneticilerle Anadolu ve Rumeli'deki Hristiyan beylerine verilen ad
-
[isim]
Bizans İmparatorluğu zamanında vali düzeyinde olan yöneticilerle Anadolu ve Rumeli'deki Hristiyan beylerine verilen ad
- MESTUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Örtülü, kapalı, gizli
-
[sıfat]
Örtülü, kapalı, gizli
- ANAMUR
- ...
- ABAJUR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Işığı bir yere toplamak, doğrudan doğruya gözlere vurmasını önlemek için kullanılan, kâğıt, kumaş, maden veya renkli camdan yapılmış lamba siperi
-
Genellikle üzeri siperli masa lambası veya ayaklı lamba
- "... baş ucundaki abajuru açık bırakmıştı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Işığı bir yere toplamak, doğrudan doğruya gözlere vurmasını önlemek için kullanılan, kâğıt, kumaş, maden veya renkli camdan yapılmış lamba siperi
- MAĞDUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Haksızlığa uğramış (kimse), kıygın
- "Efendiler, asırlardır şarkta mağdur ve mazlum olan milletimiz..." (Atatürk)
-
[sıfat]
Haksızlığa uğramış (kimse), kıygın
- MENFUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Nefret edilen, iğrenç, tiksindirici
-
[sıfat]
Nefret edilen, iğrenç, tiksindirici
- PANJUR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Güneşi ve rüzgârı önlemeye, ışığı azaltmaya yarayan, açılır kapanır dar ve yatay tahtadan, plastikten veya metal gereçlerden yapılmış, pencereye takılan kapatma düzeneği
- "Açsam sonra tek panjuru / Yıllar yılı kapalı." (Behçet Necatigil)
-
[isim]
Güneşi ve rüzgârı önlemeye, ışığı azaltmaya yarayan, açılır kapanır dar ve yatay tahtadan, plastikten veya metal gereçlerden yapılmış, pencereye takılan kapatma düzeneği
- MAĞRUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kurumlu, gururlu, kibirli, kendini beğenmiş
- "İdris bir imparator gibi mağrurdu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Kurumlu, gururlu, kibirli, kendini beğenmiş
- KONTUR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Resimde nesneyi belirgin gösteren çevre çizgisi
- "Bu ışık onların olanca konturlarını, ayrıntılarını ortaya çıkarır." (Haldun Taner)
-
[isim]
Resimde nesneyi belirgin gösteren çevre çizgisi
- MEŞKUR
- ...
- KAMBUR
-
-
[isim]
Bel veya göğüs kemiğinin eğrilmesi, raşitizm sonucu sırtta ve göğüste oluşan tümsek, kambur zambur
- "Mavi gözlü, köse, kamburu çıkmış bir ihtiyardı." (Ömer Seyfettin)
-
Bazı hayvanların sırtındaki çıkıntı
- "Gümüş saplı bastonuna dayanarak yürüyen kamburu çıkmış kadit bir âyan azası misali, ağır ağır bizim tarafa geçti." (Haldun Taner)
-
Yapı veya eşyada dışarıya doğru eğrilme
-
[sıfat]
Vücudunda bu tümsek bulunan (kimse)
-
Sıkıntı, dert
-
[isim]
Bel veya göğüs kemiğinin eğrilmesi, raşitizm sonucu sırtta ve göğüste oluşan tümsek, kambur zambur
- DİSKUR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Söylev, nutuk
- "Adayın etnoloji kürsüsüne layık olmadığına dair bir diskur geçer." (Haldun Taner)
-
[isim]
Söylev, nutuk
- MECBUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Herhangi bir konuda yükümlü, bir şeyi yapmak zorunda olan
- "Biz toprağımızdan düşmanı atmaya mecburuz." (Ruşen Eşref Ünaydın)
- "Ertesi gün beni daireden istifaya mecbur ettiler." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Memleketin büyük menfaati, beni bu yolda harekete mecbur tutuyordu." (Atatürk)
-
Bağlı, düşkün, tutkun
-
[sıfat]
Herhangi bir konuda yükümlü, bir şeyi yapmak zorunda olan
- MENŞUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yayılmış, dağıtılmış, neşredilmiş
-
[isim]
Prizma
-
[isim]
Padişah tarafından verilen vezirlik vb. bir unvanı gösteren bir ferman türü
-
[sıfat]
Yayılmış, dağıtılmış, neşredilmiş
- BİLLUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bazı cisimlerin aldıkları geometrik biçim
- "Su buharı billur durumunda donunca kar olur."
-
Kesme cam, kristal
- "Dört tarafı kesme billur kapaklı bir eski saat." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Bu maddeden yapılmış
- "Su sesi ve kanat şakırtısından / Billur bir avize Bursa'da zaman." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
Koç yumurtası
-
[sıfat]
Duru, temiz ve akıcı
- "Onu görmek, billur sesini dinlemek, elinden bir şey içmek." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Bazı cisimlerin aldıkları geometrik biçim
- KONKUR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yarış, yarışma
-
[isim]
Yarış, yarışma