Sonunda ur olan 6 harfli 50 kelime var. UR ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ur olan kelimeler listesine ya da başında ur olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KALBUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tahıl ve başka iri taneli maddeleri elemek için kullanılan büyük delikli veya seyrek telli elek
-
[isim]
Tahıl ve başka iri taneli maddeleri elemek için kullanılan büyük delikli veya seyrek telli elek
- BİLLUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bazı cisimlerin aldıkları geometrik biçim
- "Su buharı billur durumunda donunca kar olur."
-
Kesme cam, kristal
- "Dört tarafı kesme billur kapaklı bir eski saat." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Bu maddeden yapılmış
- "Su sesi ve kanat şakırtısından / Billur bir avize Bursa'da zaman." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
Koç yumurtası
-
[sıfat]
Duru, temiz ve akıcı
- "Onu görmek, billur sesini dinlemek, elinden bir şey içmek." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Bazı cisimlerin aldıkları geometrik biçim
- MEŞHUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Ünlü, tanınmış, herkesçe bilinen, angın (kimse)
- "Yeni Park gazinosunda kasabanın meşhur kara dut şerbetiyle beraber bir parça da içki içilir." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Ünlü, tanınmış, herkesçe bilinen, angın (kimse)
- MENSUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Düz yazı
- "Manzum teliflerim ve mensur tercümelerimle Türk sahnesine ettiğim hizmetin hakikaten bir değeri var mı?" (Halit Fahri Ozansoy)
-
[isim]
Düz yazı
- KONKUR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yarış, yarışma
-
[isim]
Yarış, yarışma
- KONTUR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Resimde nesneyi belirgin gösteren çevre çizgisi
- "Bu ışık onların olanca konturlarını, ayrıntılarını ortaya çıkarır." (Haldun Taner)
-
[isim]
Resimde nesneyi belirgin gösteren çevre çizgisi
- MAHZUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sakınca
- "Ne gibi mahzurlar doğurabileceğini görmemezlikten gelmek mümkün değildi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Engel
-
[isim]
Sakınca
- TAMTUR
- ...
- ÇURÇUR
-
-
[isim]
Lapina familyasından, eti pek sevilmeyen, küçük bir deniz balığı (Crenilabrus)
-
[sıfat]
Önemsiz, değersiz
- "Selçuk'u bu çurçur işlerden daha ciddilerine, piyes yazımına ben ittim." (Haldun Taner)
-
[isim]
Lapina familyasından, eti pek sevilmeyen, küçük bir deniz balığı (Crenilabrus)
- DÜSTUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Genel kural
-
Yasaları içine alan kitap
-
[isim]
Genel kural
- CARCUR
-
-
[zarf]
"Gelişigüzel konuşmak" anlamındaki carcur etmek birleşik fiilinde geçen bir söz
-
[zarf]
"Gelişigüzel konuşmak" anlamındaki carcur etmek birleşik fiilinde geçen bir söz
- MAĞDUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Haksızlığa uğramış (kimse), kıygın
- "Efendiler, asırlardır şarkta mağdur ve mazlum olan milletimiz..." (Atatürk)
-
[sıfat]
Haksızlığa uğramış (kimse), kıygın
- PARKUR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Binicilik, bisiklet, atletizm, yürüyüş vb. sporların yapıldığı özel yol
-
Gezi ve yürüyüş yapılan özel yol
-
[isim]
Binicilik, bisiklet, atletizm, yürüyüş vb. sporların yapıldığı özel yol
- MASTUR
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[sıfat]
Mastor
-
[sıfat]
Mastor
- DESTUR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İzin, müsaade
-
[ünlem]
(destu:r) "Yol verin, savulun, izin verin" anlamlarında kullanılan bir söz
-
[ünlem]
Karanlık, ıssız yerlere pis veya atık su dökerken cin çarpmasın diye yüksek sesle söylenen bir söz
-
[isim]
İzin, müsaade
- MEZKUR
- ...
- MAHMUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Sarhoşluğun sebep olduğu sersemlik içinde olan
-
Uykudan sonra üzerinde sersemlik, ağırlık bulunan
-
Süzgün, dalgın bakışlı (göz)
-
[sıfat]
Sarhoşluğun sebep olduğu sersemlik içinde olan
- MEZMUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Makamla okunan Zebur suresi
-
[isim]
Makamla okunan Zebur suresi
- CUMHUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Halk
-
Topluluk
- "Kubben altında bu cumhura bakarken şimdi." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Halk
- KAMBUR
-
-
[isim]
Bel veya göğüs kemiğinin eğrilmesi, raşitizm sonucu sırtta ve göğüste oluşan tümsek, kambur zambur
- "Mavi gözlü, köse, kamburu çıkmış bir ihtiyardı." (Ömer Seyfettin)
-
Bazı hayvanların sırtındaki çıkıntı
- "Gümüş saplı bastonuna dayanarak yürüyen kamburu çıkmış kadit bir âyan azası misali, ağır ağır bizim tarafa geçti." (Haldun Taner)
-
Yapı veya eşyada dışarıya doğru eğrilme
-
[sıfat]
Vücudunda bu tümsek bulunan (kimse)
-
Sıkıntı, dert
-
[isim]
Bel veya göğüs kemiğinin eğrilmesi, raşitizm sonucu sırtta ve göğüste oluşan tümsek, kambur zambur