Sonunda ur olan 5 harfli 58 kelime var. UR ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ur olan kelimeler listesine ya da başında ur olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- CESUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yürekli
-
Yürekli bir biçimde
- "Erkeklere karşı ilk tanışmada cesur ve ümit verici davranırdı." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Yürekli
- ÇUKUR
-
-
[isim]
Çevresine göre aşağı çökmüş olan yer
- "Eşek sendeleyip yandaki çukurun içine düştü, kalkamadı." (Memduh Şevket Esendal)
- "Kendi ayağınız ve büyük aklınızla gidip düştüğünüz çukurdan bize ne?" (Aka Gündüz)
-
Çene ve yanaktaki gamze
- "Ne hoş gülerdi, yanaklarının çukuru ne derli toplu açılırdı." (Refik Halit Karay)
-
Mezar
- "Ben, bir ayağı çukurda hasta bir ihtiyarım." (Mahmut Yesari)
-
[isim]
Çevresine göre aşağı çökmüş olan yer
- MAZUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Mazereti olan, mazeretli
- "Büyük işler deruhte etmemiş insanların, bu husustaki tereddütlerini mazur görmelidir." (Atatürk)
- "Bununla taş atan çocuğun mazur olması icap etmez." (Peyami Safa)
-
Mazereti olan, mazeretli
- HUZUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dirlik, baş dinçliği, gönül rahatlığı, rahatlık, erinç
- "Bu komşular mahallenin huzurunu kaçırdı."
- "Bu müzik bana huzur verdi."
-
Ön, yan, kat, makam, yamaç
- "Başkanın huzuruna çıkmak."
-
Bir yerde bulunma
- "Bu sorunun konuşulması için sizin huzurunuz şarttır."
-
Padişah katı
- "Huzura çıkmak."
-
[isim]
Dirlik, baş dinçliği, gönül rahatlığı, rahatlık, erinç
- SAMUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kuzey Avrupa'da yaşayan, çok yumuşak ve ince tüyleri olan, postu için avlanan küçük hayvan (Martes zibelilina)
-
[sıfat]
Bu hayvanın postundan yapılan
-
[isim]
Kuzey Avrupa'da yaşayan, çok yumuşak ve ince tüyleri olan, postu için avlanan küçük hayvan (Martes zibelilina)
- TABUR
-
-
[isim]
Dört bölükten kurulan, bir binbaşının komutasındaki asker birliği
- "Gönderilecek askerin sekiz tabur olmasında büyük isabet vardır." (Salâh Birsel)
-
Küme, yığın, grup
-
[isim]
Dört bölükten kurulan, bir binbaşının komutasındaki asker birliği
- UÇKUR
-
-
[isim]
Şalvarı bele bağlamak veya torba, kese vb. şeylerin ağzını büzmek için bunlara geçirilen bağ
- "O sabah evvela pijamanın uçkuru kördüğüm oldu." (Burhan Felek)
-
Cinsel duygu veya ilişki
- "Doktorlar falan filan hap, banyo ve uçkur perhizi tavsiye etmiş." (Burhan Felek)
-
[isim]
Şalvarı bele bağlamak veya torba, kese vb. şeylerin ağzını büzmek için bunlara geçirilen bağ
- GAFUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Çok bağışlayıcı, merhamet eden ve bağışlayan (Tanrı)
-
Çok bağışlayıcı, merhamet eden ve bağışlayan (Tanrı)
- FAHUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çok övünen, çok böbürlenen
-
[sıfat]
Çok övünen, çok böbürlenen
- MAMUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bayındır
- "Yıkılmış dilberin mamur illeri / Susmuş bülbüllerin taze dilleri." (Karacaoğlan)
-
[sıfat]
Bayındır
- ÇAMUR
-
-
[isim]
Su ile karışıp bulaşır ve içine batılır duruma gelmiş toprak, balçık
- "Ayakkabılarımızın altındaki kırmızı renkli, arasından kuru otlar fırlamış çamurun ağırlığını duyar gibi oluyorum." (Refik Halit Karay)
- "Herkesin birbirine çamur attığı, çelme taktığı bu dünyada..." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Sataşkan, çevresini tedirgin eden, sulu, arsız (kimse)
- "Çamur oyuncu ile dürüst oyuncuyu herkes karıştırıyor." (Haldun Taner)
-
Yapı işlerinde kullanılan çeşitli malzemeden oluşmuş harç
-
[isim]
Su ile karışıp bulaşır ve içine batılır duruma gelmiş toprak, balçık
- BASUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kalın bağırsağın alt bölümünde ve anüste toplardamarların genişlemesiyle oluşan varis, hemoroit
-
[isim]
Kalın bağırsağın alt bölümünde ve anüste toplardamarların genişlemesiyle oluşan varis, hemoroit
- COZUR
- ...
- LOPUR
-
-
[isim]
Bir şeyi yerken veya yutarken çıkan ses
-
[isim]
Bir şeyi yerken veya yutarken çıkan ses
- POTUR
-
-
[isim]
Arka tarafında kırmaları çok, bacakları dar bir tür pantolon
- "Ayağında lacivert Karamürsel kumaşı bir potur vardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Kırmalı ve potlu
-
[isim]
Arka tarafında kırmaları çok, bacakları dar bir tür pantolon
- FEMUR
- ...
- MUZUR
- ...
- GAVUR
- ...
- FÜTUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bezginlik, umutsuzluk, usanç
- "Bu hülya uzaklaştıkça ruhta zehirli bir fütur husule geliyordu." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[isim]
Bezginlik, umutsuzluk, usanç
- HAMUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Unun su veya başka sıvılarla yoğrulmuş durumu
-
Kâğıtta tür, nitelik
-
[sıfat]
İyi pişmemiş (ekmek ve hamur işleri)
-
Öz, asıl, maya
-
[isim]
Unun su veya başka sıvılarla yoğrulmuş durumu