Sonunda ur olan 5 harfli 58 kelime var. UR ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ur olan kelimeler listesine ya da başında ur olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BASUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kalın bağırsağın alt bölümünde ve anüste toplardamarların genişlemesiyle oluşan varis, hemoroit
-
[isim]
Kalın bağırsağın alt bölümünde ve anüste toplardamarların genişlemesiyle oluşan varis, hemoroit
- UÇKUR
-
-
[isim]
Şalvarı bele bağlamak veya torba, kese vb. şeylerin ağzını büzmek için bunlara geçirilen bağ
- "O sabah evvela pijamanın uçkuru kördüğüm oldu." (Burhan Felek)
-
Cinsel duygu veya ilişki
- "Doktorlar falan filan hap, banyo ve uçkur perhizi tavsiye etmiş." (Burhan Felek)
-
[isim]
Şalvarı bele bağlamak veya torba, kese vb. şeylerin ağzını büzmek için bunlara geçirilen bağ
- SOKUR
-
-
[isim]
Köstebek
-
[sıfat]
İçeriye batmış
- "Sokur göz."
-
[sıfat]
Bir gözü kör
- "Sokur hayvan."
-
[isim]
Köstebek
- COZUR
- ...
- BODUR
-
-
[sıfat]
Enine göre boyu kısa ve tıknaz
- "Bir av arıyormuş gibi tereddütlü adımlarla bodur böğürtlen dallarını hışırdatarak şoseye indi." (Ömer Seyfettin)
- "Boyu bosu kötü toprağa düşmüş İdris ağacı gibi bodur kalmış." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Enine göre boyu kısa ve tıknaz
- SÜRUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sevinç
- "Dilde gam var şimdilik lütfeyle gelme ey sürur / Olamaz bir hanede mihman mihman üstüne." (Rasih)
-
[isim]
Sevinç
- BUHUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dinî törenlerde yakılan kokulu ağaç vb. maddeler, tütsü
-
[isim]
Dinî törenlerde yakılan kokulu ağaç vb. maddeler, tütsü
- HAMUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Unun su veya başka sıvılarla yoğrulmuş durumu
-
Kâğıtta tür, nitelik
-
[sıfat]
İyi pişmemiş (ekmek ve hamur işleri)
-
Öz, asıl, maya
-
[isim]
Unun su veya başka sıvılarla yoğrulmuş durumu
- MAMUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bayındır
- "Yıkılmış dilberin mamur illeri / Susmuş bülbüllerin taze dilleri." (Karacaoğlan)
-
[sıfat]
Bayındır
- GAVUR
- ...
- ÇOPUR
-
-
[sıfat]
Yüzü çiçek hastalığından kalma küçük yara izleri taşıyan, aşırı çiçek bozuğu olan (kimse)
- "Etrafıma bakıyor, bu kadar insan içinde çopur yüzü, yanık dudağı..." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Yüzü çiçek hastalığından kalma küçük yara izleri taşıyan, aşırı çiçek bozuğu olan (kimse)
- SAHUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ramazan ayında oruç tutanların gün doğmadan önce belirli saatte yedikleri yemek
- "Sonra sahur niyetine iki lokma bir şey yemek için otelin salonuna girdiğinde..." (Atilla İlhan)
-
Bu yemeğin yendiği vakit
-
[isim]
Ramazan ayında oruç tutanların gün doğmadan önce belirli saatte yedikleri yemek
- POTUR
-
-
[isim]
Arka tarafında kırmaları çok, bacakları dar bir tür pantolon
- "Ayağında lacivert Karamürsel kumaşı bir potur vardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Kırmalı ve potlu
-
[isim]
Arka tarafında kırmaları çok, bacakları dar bir tür pantolon
- ZEBUR
- ...
- DUMUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Körelme
- "Aşk, bende öyle dumura uğramış bir duygu ki sevmek hasretini bile duyamıyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Körelme
- BUYUR
-
-
"buyurun!" anlamında bir seslenme sözü
- "Ahlak sadece kötülük etmekten çekinmek değildir, başkalarının edecekleri kötülükleri de önlemeye çalışmayı buyurur." (Nurullah ataç)
- "Soldaki bahçeli kahveye buyur ettim." (Sait Faik Abasıyanık)
-
"anlamadım, sözünüzü tekrarlayınız!" anlamında bir seslenme sözü
- "Bir şey mi buyurdunuz?"
- "Çok doğru buyuruyorsunuz." (Falih Rıfkı Atay)
-
"söyleyiniz, emrediniz!" anlamında bir seslenme sözü
- "Salona buyurmaz mısınız?" (Mithat Cemal Kuntay)
-
"buyurun!" anlamında bir seslenme sözü
- SAVUR
- ...
- HUZUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dirlik, baş dinçliği, gönül rahatlığı, rahatlık, erinç
- "Bu komşular mahallenin huzurunu kaçırdı."
- "Bu müzik bana huzur verdi."
-
Ön, yan, kat, makam, yamaç
- "Başkanın huzuruna çıkmak."
-
Bir yerde bulunma
- "Bu sorunun konuşulması için sizin huzurunuz şarttır."
-
Padişah katı
- "Huzura çıkmak."
-
[isim]
Dirlik, baş dinçliği, gönül rahatlığı, rahatlık, erinç
- VELUR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kadife
-
[isim]
Kadife
- GAYUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Gayreti olan, gayretli, çok çalışkan
- "O makama daha gayur bir zat münasip düşüyordu." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Gayreti olan, gayretli, çok çalışkan