Sonunda ur olan 5 harfli 58 kelime var. UR ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ur olan kelimeler listesine ya da başında ur olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MUZUR
- ...
- ÇAMUR
-
-
[isim]
Su ile karışıp bulaşır ve içine batılır duruma gelmiş toprak, balçık
- "Ayakkabılarımızın altındaki kırmızı renkli, arasından kuru otlar fırlamış çamurun ağırlığını duyar gibi oluyorum." (Refik Halit Karay)
- "Herkesin birbirine çamur attığı, çelme taktığı bu dünyada..." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Sataşkan, çevresini tedirgin eden, sulu, arsız (kimse)
- "Çamur oyuncu ile dürüst oyuncuyu herkes karıştırıyor." (Haldun Taner)
-
Yapı işlerinde kullanılan çeşitli malzemeden oluşmuş harç
-
[isim]
Su ile karışıp bulaşır ve içine batılır duruma gelmiş toprak, balçık
- VAKUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Ağırbaşlı, onurlu
- "İhtiyar ve orta yaşlılar o günkü gibi soğuk, vakur ve ciddiydiler." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Ağırbaşlı, onurlu
- MAHUR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde bir makam
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde bir makam
- TOPUR
-
-
[isim]
Kestanenin dikenli olan dış kabuğu
-
Fındığın dışındaki yeşil kabuk
-
[isim]
Kestanenin dikenli olan dış kabuğu
- KÜSUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Artan bölüm, geriye kalan bölüm, kesir
- "Bu paranın küsurundan vazgeçelim."
-
Tam sayıdan sonra gelen kesirli sayı
- "Bu işe on bin küsur lira harcadım."
-
[isim]
Artan bölüm, geriye kalan bölüm, kesir
- ÇUKUR
-
-
[isim]
Çevresine göre aşağı çökmüş olan yer
- "Eşek sendeleyip yandaki çukurun içine düştü, kalkamadı." (Memduh Şevket Esendal)
- "Kendi ayağınız ve büyük aklınızla gidip düştüğünüz çukurdan bize ne?" (Aka Gündüz)
-
Çene ve yanaktaki gamze
- "Ne hoş gülerdi, yanaklarının çukuru ne derli toplu açılırdı." (Refik Halit Karay)
-
Mezar
- "Ben, bir ayağı çukurda hasta bir ihtiyarım." (Mahmut Yesari)
-
[isim]
Çevresine göre aşağı çökmüş olan yer
- KUSUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Eksiklik, noksan, nakısa
- "Biz bu meslek kusurundan oldum olası kendimizi kurtaramamışız ve hâlâ kurtaramamaktayız." (Burhan Felek)
- "Hepsi de yeni gelende bir kusur arıyorlar." (Refik Halit Karay)
- "Saygıda kusur etmemek için âdeta birbirleriyle yarış ediyorlardı." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
- "Kusura bakma, hatırını soramadım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Özür
- "Nesine itiraz ederseniz ediniz, boyun bağına, pantolonun ütüsüne kusur bulamazsınız." (Halide Edip Adıvar)
-
Bilerek veya bilmeyerek bir işi gereği gibi yapmama
-
Elverişsiz durum
-
[isim]
Eksiklik, noksan, nakısa
- ÇOPUR
-
-
[sıfat]
Yüzü çiçek hastalığından kalma küçük yara izleri taşıyan, aşırı çiçek bozuğu olan (kimse)
- "Etrafıma bakıyor, bu kadar insan içinde çopur yüzü, yanık dudağı..." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Yüzü çiçek hastalığından kalma küçük yara izleri taşıyan, aşırı çiçek bozuğu olan (kimse)
- COZUR
- ...
- UNSUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Öge
- "Hiçbir millet, milletimizden daha çok yabancı unsurların inanç ve âdetlerine riayet etmemiştir." (Atatürk)
-
[isim]
Öge
- HOŞUR
-
Kelime Kökeni : Ermenice
-
[sıfat]
Değersiz, kaba, bayağı
-
Şişman, dolgun (kadın)
- "Ah bir hoşur karıya rast gelsem." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[sıfat]
Değersiz, kaba, bayağı
- MAZUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Mazereti olan, mazeretli
- "Büyük işler deruhte etmemiş insanların, bu husustaki tereddütlerini mazur görmelidir." (Atatürk)
- "Bununla taş atan çocuğun mazur olması icap etmez." (Peyami Safa)
-
Mazereti olan, mazeretli
- GAFUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Çok bağışlayıcı, merhamet eden ve bağışlayan (Tanrı)
-
Çok bağışlayıcı, merhamet eden ve bağışlayan (Tanrı)
- USKUR
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Pervane
- "Boğaz'dan uskur gürültüleriyle köpük köpük geçen bir vapura dalmış." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Pervane
- SAVUR
- ...
- SABUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çok sabırlı
-
[sıfat]
Çok sabırlı
- KUTUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Daire ve kürede çap
-
Köşegen
-
[isim]
Daire ve kürede çap
- MEMUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Devlet hizmetinde aylıkla çalışan kimse, görevli
- "Kasabaya gelen her yeni memur ilk olarak beni tanır." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Yükümlü
- "Sen de kaçmamasına dikkat edeceksin. Muhafazasına memursun." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Devlet hizmetinde aylıkla çalışan kimse, görevli
- FÜTUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bezginlik, umutsuzluk, usanç
- "Bu hülya uzaklaştıkça ruhta zehirli bir fütur husule geliyordu." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[isim]
Bezginlik, umutsuzluk, usanç