Sonunda ul olan 6 harfli 25 kelime var. UL ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ul olan kelimeler listesine ya da başında ul olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MURGUL
- ...
- TOMBUL
-
-
[sıfat]
Yuvarlak
- "Altı tombul, boynu ince boş likör şişesi, koltuğun dibinde duruyordu." (Çetin Altan)
-
Şişman, etine dolgun
- "İçeride tombul yanakları kızarmış, ter içinde tıknaz bir kadın kıvranıyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Yuvarlak
- MENKUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir yerden bir yere taşınabilen (mal)
-
Ağızdan ağıza geçerek gelmiş, söylenegelmiş
- "Kerameti kendinden menkul şeyhler gibi bu armağanlar onların eksik olan kabiliyetlerinin bir çeşit icazeti oluyor." (Haldun Taner)
-
[isim]
Taşınır
-
[sıfat]
Bir yerden bir yere taşınabilen (mal)
- BANJUL
- ...
- MAHSUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ürün
-
Verim
-
Ortaya çıkan, elde edilen şey
- "Her yeni âlem bir eski kıyametin mahsulü değil midir?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Ürün
- MAHMUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yüklü, dolu
- "Telgraf hatları ziyadesiyle mahmul, çektikleri telgrafı babasıyla annesi bakalım alabilecekler mi?" (Atilla İlhan)
- "Asıl şair, dilinin bütün imkânlarını, zenginliklerini bilen, hudutsuz bir sevgi, sonsuz bir hırs ve şehvetle mahmul olan kimsedir." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Yükletilmiş
-
[isim]
Yüklem
-
[sıfat]
Yüklü, dolu
- TUZCUL
-
-
[sıfat]
Tuzlu toprakları seven (bitki)
-
[sıfat]
Tuzlu toprakları seven (bitki)
- MEÇHUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bilinmeyen, bilinmedik
- "Artık demir almak günü gelmişse zamandan / Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Bilinmeyen
-
[isim]
Edilgen fiil
-
[sıfat]
Bilinmeyen, bilinmedik
- MOYMUL
-
-
[isim]
Atmaca ve doğana benzeyen bir tür yırtıcı kuş
-
[isim]
Atmaca ve doğana benzeyen bir tür yırtıcı kuş
- YOLBUL
- ...
- KUMCUL
-
-
[sıfat]
Kumlu toprakta yetişen, kumlu toprağı seven (bitki)
-
[sıfat]
Kumlu toprakta yetişen, kumlu toprağı seven (bitki)
- TEMBUL
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Hindistan'da yetişen, tırmanıcı bir tür biber ağacı (Piper betle)
-
[isim]
Hindistan'da yetişen, tırmanıcı bir tür biber ağacı (Piper betle)
- MAKTUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Öldürülmüş, öldürülen
- "Tarlasında, maktul bulunmuş bir çiftçiyi muayene etmiş, rapor vermiştim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Öldürülmüş, öldürülen
- SONCUL
-
-
[sıfat]
Son bulma özelliği olan
-
[sıfat]
Son bulma özelliği olan
- MEBZUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bol, çok
-
[sıfat]
Bol, çok
- MEDLUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anlam
-
[isim]
Anlam
- YOKSUL
-
-
[sıfat]
Geçinmekte çok sıkıntı çeken (kimse, toplum, ülke), yoksuz, fakir, fukara, zengin, varsıl karşıtı
- "Onu ... zavallı, yoksul çevresinde bırakıp gidebileceğini hiç düşünmüyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
İstenilen nitelikte ve özellikte olmayan, yetersiz
- "Yazılarını okudum, sözlerini dinledim, bilgice onu biraz yoksul buldum." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Geçinmekte çok sıkıntı çeken (kimse, toplum, ülke), yoksuz, fakir, fukara, zengin, varsıl karşıtı
- MEŞGUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir işle uğraşan, iş görmekte olan
- "Belediye doktoru, kışın kimya tecrübeleri ile meşguldü." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Kâtip daha fazla meşgul olmaya lüzum görmeden genç kızı yalnız bırakıp gitti." (Peyami Safa)
-
Çalışır, kullanılır durumda olan, dolu
- "Telefon meşgul."
-
[sıfat]
Bir işle uğraşan, iş görmekte olan
- YÖNBUL
-
-
[isim]
Her türlü arazide harita ve pusula yardımıyla katılımcıların denetim noktalarını bulmaya çalıştıkları bir doğa sporu, oryantiring
-
[isim]
Her türlü arazide harita ve pusula yardımıyla katılımcıların denetim noktalarını bulmaya çalıştıkları bir doğa sporu, oryantiring
- TUĞRUL
-
-
[isim]
Çakırdoğan
-
[isim]
Çakırdoğan