Sonunda ul olan 6 harfli 25 kelime var. UL ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ul olan kelimeler listesine ya da başında ul olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MOYMUL
-
-
[isim]
Atmaca ve doğana benzeyen bir tür yırtıcı kuş
-
[isim]
Atmaca ve doğana benzeyen bir tür yırtıcı kuş
- MEBZUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bol, çok
-
[sıfat]
Bol, çok
- YOKSUL
-
-
[sıfat]
Geçinmekte çok sıkıntı çeken (kimse, toplum, ülke), yoksuz, fakir, fukara, zengin, varsıl karşıtı
- "Onu ... zavallı, yoksul çevresinde bırakıp gidebileceğini hiç düşünmüyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
İstenilen nitelikte ve özellikte olmayan, yetersiz
- "Yazılarını okudum, sözlerini dinledim, bilgice onu biraz yoksul buldum." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Geçinmekte çok sıkıntı çeken (kimse, toplum, ülke), yoksuz, fakir, fukara, zengin, varsıl karşıtı
- BANJUL
- ...
- TUZCUL
-
-
[sıfat]
Tuzlu toprakları seven (bitki)
-
[sıfat]
Tuzlu toprakları seven (bitki)
- MAHSUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ürün
-
Verim
-
Ortaya çıkan, elde edilen şey
- "Her yeni âlem bir eski kıyametin mahsulü değil midir?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Ürün
- MAHMUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yüklü, dolu
- "Telgraf hatları ziyadesiyle mahmul, çektikleri telgrafı babasıyla annesi bakalım alabilecekler mi?" (Atilla İlhan)
- "Asıl şair, dilinin bütün imkânlarını, zenginliklerini bilen, hudutsuz bir sevgi, sonsuz bir hırs ve şehvetle mahmul olan kimsedir." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Yükletilmiş
-
[isim]
Yüklem
-
[sıfat]
Yüklü, dolu
- MEDLUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anlam
-
[isim]
Anlam
- MAHLUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Hallolmuş, çözülmüş, dağılmış
-
Mirasçısı olmayan bir kimseden hükûmete kalan (mülk)
-
[isim]
Eriyik
-
[sıfat]
Hallolmuş, çözülmüş, dağılmış
- TUĞRUL
-
-
[isim]
Çakırdoğan
-
[isim]
Çakırdoğan
- SONCUL
-
-
[sıfat]
Son bulma özelliği olan
-
[sıfat]
Son bulma özelliği olan
- YÖNBUL
-
-
[isim]
Her türlü arazide harita ve pusula yardımıyla katılımcıların denetim noktalarını bulmaya çalıştıkları bir doğa sporu, oryantiring
-
[isim]
Her türlü arazide harita ve pusula yardımıyla katılımcıların denetim noktalarını bulmaya çalıştıkları bir doğa sporu, oryantiring
- KUMCUL
-
-
[sıfat]
Kumlu toprakta yetişen, kumlu toprağı seven (bitki)
-
[sıfat]
Kumlu toprakta yetişen, kumlu toprağı seven (bitki)
- MAKBUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kabul edilen
- "Neden kemanın çok çalınmışı makbul oluyor?" (Haldun Taner)
- "O vakit o kış kıyamette / Ne kadar makbule geçer tatlı." (Behçet Necatigil)
-
Beğenilen, hoş karşılanan
- "Kahvenin dibekte dövüleni her zaman daha makbul ve içimi şöhretliydi." (Samiha Ayverdi)
-
Geçer, geçerli
-
[sıfat]
Kabul edilen
- MENKUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir yerden bir yere taşınabilen (mal)
-
Ağızdan ağıza geçerek gelmiş, söylenegelmiş
- "Kerameti kendinden menkul şeyhler gibi bu armağanlar onların eksik olan kabiliyetlerinin bir çeşit icazeti oluyor." (Haldun Taner)
-
[isim]
Taşınır
-
[sıfat]
Bir yerden bir yere taşınabilen (mal)
- MEŞGUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir işle uğraşan, iş görmekte olan
- "Belediye doktoru, kışın kimya tecrübeleri ile meşguldü." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Kâtip daha fazla meşgul olmaya lüzum görmeden genç kızı yalnız bırakıp gitti." (Peyami Safa)
-
Çalışır, kullanılır durumda olan, dolu
- "Telefon meşgul."
-
[sıfat]
Bir işle uğraşan, iş görmekte olan
- CUMBUL
- ...
- BAMBUL
-
-
[isim]
Kurtçuk evresinde ekinlerin kökünü, ergin evrede başakları kemiren, kahverengi, kın kanatlı böcek (Anisoplia austriaca)
-
[isim]
Kurtçuk evresinde ekinlerin kökünü, ergin evrede başakları kemiren, kahverengi, kın kanatlı böcek (Anisoplia austriaca)
- YOLBUL
- ...
- TORTUL
-
-
[sıfat]
Tortu niteliğinde olan
-
Tortullaşma sonucu oluşmuş
- "Tortul kütle."
-
[sıfat]
Tortu niteliğinde olan