Başında ufa olan 16 kelime var. Ufa ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ufa olan kelimeler listesine ya da sonu ufa ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ufa bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
UFALANMAK, UFALAYICI
UFALAMAK, UFALANMA, UFALTMAK, UFARAKÇA
UFAKLIK, UFALAMA, UFALMAK, UFALTMA
UFACIK, UFAKÇA, UFAKLI, UFALMA, UFARAK
UFAK
A F U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AF, FA, UF
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- UFALAYICI
-
-
[sıfat]
Ufalama işini yapan
-
[isim]
Pis suda bulunan iri maddelerin ufalanmasını sağlayan alet
-
[sıfat]
Ufalama işini yapan
- UFALANMAK
-
-
[nsz]
Ufalama işi yapılmak, ufak parçalara ayrılmak
-
[nsz]
Ufalama işi yapılmak, ufak parçalara ayrılmak
- UFALANMA
-
-
[isim]
Ufalanmak işi
-
[isim]
Ufalanmak işi
- UFARAKÇA
-
-
[sıfat]
Oldukça ufak veya küçük
-
[sıfat]
Oldukça ufak veya küçük
- UFALAMAK
-
-
[-i]
Kırarak, ovarak veya ezerek ufak parçalara ayırmak
-
[-i]
Kırarak, ovarak veya ezerek ufak parçalara ayırmak
- UFALTMAK
-
-
[-i]
Büyük olan bir şeyi daha küçük duruma getirmek, küçültmek
-
[-i]
Büyük olan bir şeyi daha küçük duruma getirmek, küçültmek
- UFALAMA
-
-
[isim]
Ufalamak işi
-
[isim]
Ufalamak işi
- UFAKLIK
-
-
[isim]
Ufak olma durumu
-
Küçük çocuk
-
Bozuk para
-
[ünlem]
Çocuklar için kullanılan bir seslenme sözü
-
Bit
-
[isim]
Ufak olma durumu
- UFALTMA
-
-
[isim]
Ufaltmak işi
-
[isim]
Ufaltmak işi
- UFALMAK
-
-
[nsz]
Büyükken daha ufak duruma gelmek, küçülmek
- "Ne söyleyeceğimi şaşırmış, bir sandalyenin ucunda gittikçe ufalarak oturdum." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Büzülmek, küçülmek
-
[nsz]
Büyükken daha ufak duruma gelmek, küçülmek
- UFAKÇA
-
-
[sıfat]
Oldukça ufak, ufarak
-
[sıfat]
Oldukça ufak, ufarak
- UFARAK
-
-
[sıfat]
Biraz ufak
- "Kara ve pos bıyıklar bu kuru ve ufarak yüzü karanlıklar içinde bırakıyordu." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Biraz ufak
- UFACIK
-
-
[sıfat]
Çok ufak, küçücük
- "Ufacık, minyatür bir yüzü, aynı ufaklıkta vücudu vardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Çok ufak, küçücük
- UFALMA
-
-
[isim]
Ufalmak durumu
-
[isim]
Ufalmak durumu
- UFAKLI
-
-
[sıfat]
İçinde ufak taneler bulunan
-
[sıfat]
İçinde ufak taneler bulunan
- UFAK
-
-
[sıfat]
Boyutları normalden küçük
- "Ufak ev."
-
Yaşça daha küçük olan
- "İki ufak çocuk konuşarak Fener'e doğru gidiyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
Makam, derece bakımından geri olan
- "Ufak bir memuriyet de olsa olurdu." (Orhan Kemal)
-
Önemsiz, çok az
- "Ufak bir ameliyatla yüzük kesilip alındı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Boyutları normalden küçük