Sonunda u olan 5 harfli 127 kelime var. U harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde u harfi olan kelimeler listesine ya da başında u harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- COŞKU
-
-
[isim]
Genellikle büyük bir istekle ortaya çıkan geçici hayranlık veya heyecan durumu
- "Coşku ile giriştiği işten, uykuda pişman olabilirdi." (Haldun Taner)
-
Sevinç gösterileriyle beliren güçlü heyecan
- "Gençlerin coşkusu coşkuda kalıyor, yaratıcı bir tutarlığa bir türlü dönüşemiyordu." (Çetin Altan)
-
Salgı bezleri ve dinamik etkinliklerle kendine özgü ilişkileri bulunan iç veya dış uyaranların kamçıladığı güçlü duygu durumu
-
Bir düşünceyle, bir duyguyla dolarak yücelme, ruhun kendini aşıp yücelmesi, heyecan
-
[isim]
Genellikle büyük bir istekle ortaya çıkan geçici hayranlık veya heyecan durumu
- MECMU
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir araya getirilmiş, toplanmış, bütün, hep
-
[isim]
Toplam
-
[sıfat]
Bir araya getirilmiş, toplanmış, bütün, hep
- PUSLU
-
-
[sıfat]
Puslanmış, pusarık, hafif sisli
- "Bu soğukta gök puslu, yerler beyaz." (Haldun Taner)
-
Üzerinde pus bulunan
-
[sıfat]
Puslanmış, pusarık, hafif sisli
- YUVGU
-
-
[isim]
Toprak damlı evlerin üstündeki killi toprağı sert bir katman durumuna getirmek için dam üzerinde yuvarlanan, silindir biçimindeki ağır taş, yuvak
-
[isim]
Toprak damlı evlerin üstündeki killi toprağı sert bir katman durumuna getirmek için dam üzerinde yuvarlanan, silindir biçimindeki ağır taş, yuvak
- KUYTU
-
-
[sıfat]
Issız, sessiz ve göze çarpmayan, tenha (yer)
- "Kahvenin kuytu bir köşesinde, bağıra bağıra konuşuyorlardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Uğrak olmayan, içerlek, sapa (yer)
- "Dükkân kuytu yerde olduğundan işlemiyor."
-
Güneş ışığı almayan (yer)
-
[sıfat]
Issız, sessiz ve göze çarpmayan, tenha (yer)
- MAOCU
- ...
- TOZLU
-
-
[sıfat]
Toza bulanmış veya tozu olan
- "Çöl gibi tozlu yol bitmiyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Toza bulanmış veya tozu olan
- KUMCU
-
-
[isim]
Kum getirip satan kimse
-
[isim]
Kum getirip satan kimse
- KURGU
-
-
[isim]
Bir şeyin zembereğini kurmak için kullanılan araç, anahtar
-
Zembereğin kurulmuş olma durumu
- "Saatin kurgusu bitmiş."
-
Bir bütün oluşturmak için parçaları takıp birleştirme işi, montaj
- "Demir fabrikasının kurgusu bitti, işletmeye açıldı."
-
Bir işe hazırlamak için yapılan telkin
- "Bankacılardan birkaçının kurgularıyla Belediye başkanlığına adaylığını koymuştu." (Memduh Şevket Esendal)
-
Çatı
-
Uygulamaya geçmeyen yalnız bilmek ve açıklamak amacını güden düşünce, kuramsal araştırma, spekülasyon
-
Bir filmin değişik süre ve yerlerde çekilen bölümlerini, bir anlam ve uyum bütünlüğü sağlayarak birleştirme, montaj
-
[isim]
Bir şeyin zembereğini kurmak için kullanılan araç, anahtar
- TUŞLU
- ...
- MEŞRU
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yasal
- "Meşru, gayrimeşru, ölümlü, ölümsüz, çocuklarının sayısını bilen yok." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Yasal
- MUTÇU
- ...
- TURŞU
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Tuzlu suda, sirkede bırakılarak özel bir kıvama getirilmiş sebze veya meyve
- "Bütün gün çocukların peşinde koşmaktan turşusu çıkmış ihtiyar lalanın karanlık bir köşede horladığı işitiliyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Bir kısmetin çıkar çıkmaz seni vereceğiz. Turşunu kuracak değiliz ya!" (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
- "Pazartesi günleri üst üste iki dersi olduğundan salıları turşuya dönüyordu." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Bitkin, yorgun
- "Portakalların turşusu çıkmış."
-
[isim]
Tuzlu suda, sirkede bırakılarak özel bir kıvama getirilmiş sebze veya meyve
- DUTÇU
- ...
- KUŞKU
-
-
[isim]
Bir olguyla ilgili gerçeğin ne olduğunu kestirememekten doğan kararsızlık, kuruntu, işkil, şüphe, acaba
- "Bütün bunlar hatırlanınca onun zaten bilinen ve kabul edilen samimiyeti kuşku konusu yapılmazdı." (Tarık Buğra)
- "Fakat bu mektubun yazısı önceki gün gelen zarf üzerindeki yazıya çok benzediği için genç adamın yüreğinde bir kuşku uyanıyor..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Tek kuşkum kalmamış evrende, hangi konu açılsa tek sözle ağzını tıkarım bütün bilgilerin." (Turan Oflazoğlu)
-
Başkalarının iyi niyet ve amaçlarını kötüye yorarak işkillenme duygusu
-
[isim]
Bir olguyla ilgili gerçeğin ne olduğunu kestirememekten doğan kararsızlık, kuruntu, işkil, şüphe, acaba
- KUMRU
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Güvercinler takımından, güvercinden küçük, boz, gri renkli bir kuş (Streptopelia)
- "Başlarını dinlerler, kumru gibi yuvalarında oturur, şunun bunun aleyhinde konuşmazlar." (Burhan Felek)
-
Hamurdan yapılan, sandviçe benzeyen bir tür yiyecek
-
[isim]
Güvercinler takımından, güvercinden küçük, boz, gri renkli bir kuş (Streptopelia)
- METBU
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kendisine bağlanılan
-
[sıfat]
Kendisine bağlanılan
- TUZLU
-
-
[sıfat]
Tuzu olan
- "Dudaklarımda Boğaz havasının tuzlu lezzetiyle uyandım." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Bu eğlenti bize biraz tuzluya mal oldu." (Ercüment Ekrem Talu)
- "... kendisine tuzluya patlamıştı." (Halikarnas Balıkçısı)
-
Yapılışında tuz bulunan, tuzu çok olan
- "Bu yemek tuzlu olmuş."
-
Çok pahalı
-
[sıfat]
Tuzu olan
- YORTU
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Hristiyan bayramı
- "Bilmem hangi düşmanın bilmem hangi yortusu varmış." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Hristiyan bayramı
- DOLGU
-
-
[isim]
Bir oyuğun, bir kovuğun içine doldurulan madde
- "Diş dolgusu."
-
Toprak doldurma işlemi
-
Bu işlemin sonucu
-
Cevher alınmasından sonra oluşan boşlukların doldurulma işleminde kullanılan taş, toprak vb. malzeme
-
[isim]
Bir oyuğun, bir kovuğun içine doldurulan madde