Sonunda u olan 5 harfli 127 kelime var. U harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde u harfi olan kelimeler listesine ya da başında u harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BOKLU
-
-
[sıfat]
Boku olan
-
Pis
-
[sıfat]
Boku olan
- NURLU
-
-
[sıfat]
Aydınlık, ışıklı, parlak
- "Mehtap bize bir nurlu avize gibi gelirdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Saygı uyandıran
-
[sıfat]
Aydınlık, ışıklı, parlak
- DOLGU
-
-
[isim]
Bir oyuğun, bir kovuğun içine doldurulan madde
- "Diş dolgusu."
-
Toprak doldurma işlemi
-
Bu işlemin sonucu
-
Cevher alınmasından sonra oluşan boşlukların doldurulma işleminde kullanılan taş, toprak vb. malzeme
-
[isim]
Bir oyuğun, bir kovuğun içine doldurulan madde
- COŞKU
-
-
[isim]
Genellikle büyük bir istekle ortaya çıkan geçici hayranlık veya heyecan durumu
- "Coşku ile giriştiği işten, uykuda pişman olabilirdi." (Haldun Taner)
-
Sevinç gösterileriyle beliren güçlü heyecan
- "Gençlerin coşkusu coşkuda kalıyor, yaratıcı bir tutarlığa bir türlü dönüşemiyordu." (Çetin Altan)
-
Salgı bezleri ve dinamik etkinliklerle kendine özgü ilişkileri bulunan iç veya dış uyaranların kamçıladığı güçlü duygu durumu
-
Bir düşünceyle, bir duyguyla dolarak yücelme, ruhun kendini aşıp yücelmesi, heyecan
-
[isim]
Genellikle büyük bir istekle ortaya çıkan geçici hayranlık veya heyecan durumu
- TORTU
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Çökelti
- "Perver'in getirdiği su içinde fazla tortu görerek bardağı rıhtımın taşına attı."
-
Bir şeyin bayağı, işe yaramaz duruma gelmiş olanı
- "Babam isyanla bulanmış ruhunun bütün tortularını bana bırakıp gitmiştir." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Bir topluluğun soysuzlaşmış üyeleri
-
Kalıntı
- "Baş ağrısı ile kalkmanız da olası. Her eğlencenin o kadar tortusu olacak artık." (Haldun Taner)
-
[isim]
Çökelti
- SUNGU
-
-
[isim]
Bir büyüğe sunulan armağan
-
Bir tanrıya veya tapınağa yapılan bağış
-
[isim]
Bir büyüğe sunulan armağan
- EKOLU
- ...
- NAMLU
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Tüfek, tabanca, top vb. ateşli silahların ucunda bulunan boru biçimindeki parça
-
Kasatura, kılıç, meç, bıçak vb. kesici silahların uzun ve keskin bölümü
-
[isim]
Tüfek, tabanca, top vb. ateşli silahların ucunda bulunan boru biçimindeki parça
- SORGU
-
-
[isim]
Sorma işi
- "Soracakları varmış yıllardır sorarlar / Anlaşılan bu sorgu daha yıllarca sürecek." (Atilla İlhan)
- "Hayalimde polislerin beni karakola sürüklediklerini ve sıkı bir sorguya çektiklerini görüyordum." (Halide Edip Adıvar)
-
Ceza muhakemeleri usul kanununa göre, sanığın araştırma konusu olayla ilgili olarak yargıç karşısındaki beyanı, istintak
-
[isim]
Sorma işi
- TOYCU
-
-
[isim]
Toy veren kimse, düğüncü
-
[isim]
Toy veren kimse, düğüncü
- ÇOKÇU
-
-
Çokçuluk öğretisini benimseyen (kimse), plüralist
-
Çokçuluk öğretisini benimseyen (kimse), plüralist
- MUZSU
-
-
[sıfat]
Muzu andıran, muza benzeyen, muz gibi
-
[sıfat]
Muzu andıran, muza benzeyen, muz gibi
- KURGU
-
-
[isim]
Bir şeyin zembereğini kurmak için kullanılan araç, anahtar
-
Zembereğin kurulmuş olma durumu
- "Saatin kurgusu bitmiş."
-
Bir bütün oluşturmak için parçaları takıp birleştirme işi, montaj
- "Demir fabrikasının kurgusu bitti, işletmeye açıldı."
-
Bir işe hazırlamak için yapılan telkin
- "Bankacılardan birkaçının kurgularıyla Belediye başkanlığına adaylığını koymuştu." (Memduh Şevket Esendal)
-
Çatı
-
Uygulamaya geçmeyen yalnız bilmek ve açıklamak amacını güden düşünce, kuramsal araştırma, spekülasyon
-
Bir filmin değişik süre ve yerlerde çekilen bölümlerini, bir anlam ve uyum bütünlüğü sağlayarak birleştirme, montaj
-
[isim]
Bir şeyin zembereğini kurmak için kullanılan araç, anahtar
- ZORLU
-
-
[sıfat]
Güçlü, kuvvetli, şiddetli
- "Zorlu bir yağmur."
-
Tuttuğunu koparan, baskı yapabilecek ölçüde güçlü (kimse)
- "Ne zorlu bir amir olduğunu daha ilk gününden belli etti." (Haldun Taner)
-
Zor, güç yapılan
- "Millî Mücadelenin bazı zorlu safhalarında onun âdeta, işlere seyirci kalır gibi bir kayıtsız, ilgisiz duruşu olurdu ki..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Zorbalık yapan
-
[sıfat]
Güçlü, kuvvetli, şiddetli
- ORGCU
-
-
[isim]
Org çalan sanatçı
-
[isim]
Org çalan sanatçı
- HAPŞU
-
-
[ünlem]
Hapşırırken çıkan ses
-
[ünlem]
Hapşırırken çıkan ses
- KUŞÇU
-
-
[isim]
Süs kuşları yetiştirip satan kimse
- "Kendimi tanımaya ve etrafımdakileri seçmeye başladığım zaman bir kuşçu dükkânında bulunuyordum." (Refik Halit Karay)
-
Saraylarda şahin, doğan vb. avcı kuşların bakımıyla görevli kimse
-
Suç işleyen saray hasekilerini cezalandırmak ve yola getirmekle görevli haseki subayı
-
[isim]
Süs kuşları yetiştirip satan kimse
- POZLU
- ...
- SONLU
-
-
[sıfat]
Sonu olan, bitimli
- "Zamanın sonlu ve sonsuz akışları içinde iki yıl, kısa bir süredir." (Ahmet Cemal)
-
Sonu olan, sonsuz olmayan
-
[sıfat]
Sonu olan, bitimli
- ÇORLU
-
-
[sıfat]
Hastalıklı, dertli
-
[sıfat]
Hastalıklı, dertli