Sonunda u olan 4 harfli 88 kelime var. U harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde u harfi olan kelimeler listesine ya da başında u harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- OTÇU
-
-
[isim]
Köylerde hekimlik yapan kimse
- "Sonbahar sonları olduğu için orada ancak iki ihtiyar otçu ile bir bahçıvan iskambil oynuyorlardı." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[isim]
Köylerde hekimlik yapan kimse
- UNLU
- ...
- AKSU
-
-
[isim]
Katarakt
-
[isim]
Katarakt
- SULU
-
-
[sıfat]
Suyu olan, içinde su bulunan, koyu karşıtı
- "Eczanede acaba nane suyu yahut zararsız bir sulu ilaç var mıdır?" (Reşat Nuri Güntekin)
-
Suyu çok olan
- "Onun getirdiği kızarmış eti, şarabı, iri ve sulu elmaları acele yuttu." (Ömer Seyfettin)
-
İçine su katılmış, sulandırılmış olan
- "Sulu süt."
-
Yersiz şakalar yapan, söz ve davranışları ile çevresini tedirgin eden veya gereksiz iltifatlarda bulunan (kimse)
- "Ben diyor, akşamdan beri onu kolluyorum. Bilirim sarhoşluğu suludur." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Suyu olan, içinde su bulunan, koyu karşıtı
- TOFU
-
Kelime Kökeni : Japonca
-
[isim]
Soya eti
-
[isim]
Soya eti
- KONU
-
-
[isim]
Konuşmada, yazıda, eserde ele alınan düşünce, olay veya durum, mevzu
- "Öğretmenimizin verdiği konuları manzum yazardım." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Üzerinde konuşulan şey, bahis
- "Daha fazla tafsilata girmeyi bugün zararlı gördüğüm için bu konuda susacağım." (Burhan Felek)
-
[isim]
Konuşmada, yazıda, eserde ele alınan düşünce, olay veya durum, mevzu
- KAMU
-
-
[isim]
Halk hizmeti gören devlet organlarının tümü
-
Bir ülkedeki halkın bütünü, halk, amme
- "Çevre koruması sorunları İsveç kamusunun bilincine ve hatta bilinçaltına sinmiş." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Hep, bütün
- "Biz kimseye kin tutmayız / Kamu âlem birdir bize." (Yunus Emre)
-
[isim]
Halk hizmeti gören devlet organlarının tümü
- KUĞU
-
-
[isim]
Perde ayaklılardan, yaban ve evcil türleri bulunan, çok uzun ve kıvrık boyunlu, geniş gagalı, geniş kanatlı bir su kuşu (Cygnus olor)
-
[isim]
Perde ayaklılardan, yaban ve evcil türleri bulunan, çok uzun ve kıvrık boyunlu, geniş gagalı, geniş kanatlı bir su kuşu (Cygnus olor)
- PALU
- ...
- KOŞU
-
-
[isim]
Koşarak yapılan yarış
- "Sonra elinde boş tasla çeşmeye doğru bir koşu koparıyor." (Reşat Nuri Güntekin)
-
At yarışı
- "Koşuların sonuçlarından başka bir şey düşünmesini engelleyen bir hastalığa dönüşmüş." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Koşarak yapılan yarış
- SOKU
-
-
[isim]
Taş dibek
- "Evlerinin önü bulgur sokusu / Yel estikçe gelir yarin kokusu." (Halk türküsü)
-
Dibekte, havanda tahıl dövmeye yarayan tokmak
-
[isim]
Taş dibek
- UNCU
-
-
[isim]
Un satan kimse
-
[isim]
Un satan kimse
- İGLU
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Kubbe biçiminde Eskimo kulübesi
-
[isim]
Kubbe biçiminde Eskimo kulübesi
- İŞBU
-
-
[isim]
Bu, özellikle bu
- "İşbu sebepten dolayı."
-
[isim]
Bu, özellikle bu
- DOKU
-
-
[isim]
Bir vücudun veya bir organın yapı ögelerinden birini oluşturan hücreler bütünü, nesiç
-
Bir bütünün yapısı ve özelliği
-
[isim]
Bir vücudun veya bir organın yapı ögelerinden birini oluşturan hücreler bütünü, nesiç
- DURU
-
-
[sıfat]
Bulanıklığı olmayan, temiz, berrak
- "Duru su."
-
Pürüzsüz (ten)
- "Bu, duru beyaz tenli ve kıpkızıl dudaklı bir körpe Rus kızıydı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Arınmış, karışık olmayan (dil, üslup)
-
[sıfat]
Bulanıklığı olmayan, temiz, berrak
- UYGU
- ...
- OLDU
-
-
[edat]
Evet
-
[ünlem]
Başüstüne
-
[edat]
Evet
- HUŞU
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Alçak gönüllülük
-
Tanrı'ya boyun eğme, gönlü korku ve saygı ile dolu olma
- "Süleymaniye'yi olduğu kadar Köln katedralini de aynı huşu ile tavaf ettiklerini gözlerimle gördüm." (Haldun Taner)
-
[isim]
Alçak gönüllülük
- FÜRU
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dallar, kollar, ayrıntılar
-
Çocuklar, torunlar
-
[isim]
Dallar, kollar, ayrıntılar