Başında u olan 7 harfli 121 kelime var. U harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde u harfi olan kelimeler listesine ya da sonu u harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında u bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

UŞAKLIK

  1. [isim] Uşak olma durumu
    • "Uşaklık, ayvazlık istihkakın yokken bu rütbeye gelmişsin." (Namık Kemal)
  2. Birinin, kendi öz saygısı pahasına başkasına yaptığı hizmet

UÇKURLU

  1. [sıfat] Uçkuru olan
    • "Hademeler, uzun uçkurlu donlarıyla sersemce durmuş bakıyorlar." (Memduh Şevket Esendal)

USLANMA

  1. [isim] Uslanmak durumu

USKURLU

  1. [sıfat] Uskuru olan
    • "O korkunç isimli vapur sekiz mil alamayan bir uskurlu ahşap dubadır."

ULANMAK

  1. [nsz] Ulama işi yapılmak

USANGIN

  1. [zarf] Usanmış, bıkmış bir biçimde
    • "Kırgın, usangın kalktı sabahın er saatlerinde." (Abbas Sayar )

UYSALCA

  1. Uysal bir biçimde

UZANMAK

  1. [-e] Boylu boyunca yatmak
    • "Nevin evde biraz uzanıp dinlenmezse hastalanacaktı sanki." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Gitmek
    • "Öğleden sonra Şişli'den Beyoğlu'na kadar uzandım." (Yahya Kemal Beyatlı)
  3. [nsz] Bir alana yayılmak
    • "Sokağın dibinden gelen bir elektrik lambasının titreye titreye uzanan ışığında, bu iki gölgenin umumi şekilleri görülüyor." (Peyami Safa)
  4. [nsz] Bir şey boyunca sıralanmak
    • "İncecik ırmaklar vardı ki kenarları boyunca uzanan sazlıkları arasından pembe tüylü flamingolar gezinirdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  5. Yetişmek, ulaşmak
  6. Vücudunu yöneltmek veya vücuduyla birlikte kolunu uzatmak
    • "Cici Bey balkondan ablasının penceresine bir daha uzandı." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

USULDAN

  1. [zarf] Yavaşça, sessizce

UYKUSUZ

  1. [sıfat] Uyumamış veya uykusunu alamamış
    • "Benim de mi düşüncelerim olacaktı / Ben de mi böyle uykusuz kalacaktım?" (Orhan Veli Kanık)
  2. [zarf] Uyumadan, uykusunu almadan
    • "Dün geceyi uykusuz geçirdiği odaya dönmek fikri onu âdeta ürkütüyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

UCUZLUK

  1. [isim] Ucuz olma durumu
    • "Dünya kadar parası olan bir adamın bu bolluktan ve ucuzluktan istifade etmemesi enayilik olmaz mıydı?" (Ercüment Ekrem Talu)
  2. Yasal bir işlemle her şeyin asıl fiyatından ucuza satıldığı dönem

UĞRAYIŞ
...
UFLAYIŞ
...
UNLANMA

  1. [isim] Unlanmak durumu

UĞRAMAK

  1. [-e] Yola devam etmek üzere, bir yerde kısa bir süre kalmak
    • "Üç günde yalnız üç vapur iskeleye uğradı." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Bir yerin yanından, yakınından, içinden geçmek
    • "Ona kapıdan şöyle bir uğramak isterdim." (Haldun Taner)
  3. Fırlayarak çıkmak, dışarı çıkmak
    • "Zelzele çığlığıyla beraber hepsi evden dışarı uğradılar." (Memduh Şevket Esendal)
  4. Kötü duruma konu olmak
    • "Öldüreceğiz diyenlere karşı, ölmeyeceğiz diye harbe girebiliriz. Lakin millet hayatı tehlikeye uğramadıkça harp bir cinayettir." (Atatürk)
  5. Yaklaşmak
    • "Erkek misafir geldiği zaman Despina'dan başka kimse salona, kapının yanına uğramayacaktı." (Ömer Seyfettin)
  6. Karşılaşmak, maruz kalmak
    • "Millî Mücadele'nin başından o güne kadar Atatürk'ün en hafif bir sitemine uğramamıştım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  7. Cin, peri çarpmak

UYUŞMAK

  1. [nsz] Soğuk, basınç vb. yüzünden vücudun bir yerinde, duygu ve hareket geçici olarak azalmak
    • "Öğle yemeğinden sonra sinirlerim uyuştu, ufak bir uyku kestireyim, diye kompartımanımda uzandım." (Ahmet Haşim)

UZAKLIK

  1. [isim] Uzak olma durumu, ıraklık
    • "Duvarın yüzünde birbirine otuz arşın kadar uzaklıkta sımsıkı kapalı iki büyük kapı vardı." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. İki nokta arasındaki uzay ölçümü, mesafe

UĞUNMAK

  1. [nsz] Büyük bir üzüntü veya acıdan kıvranmak, soluğu tıkanmak, ağlaya ağlaya bayılmak
  2. İsteksiz davranmak, savsaklamak
    • "Gönülsüz yazıyorum. İstemediğim için, çevresinde dolanıp uğunuyorum." (Nezihe Meriç)

UZVİYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Organizma
    • "Dil yaşayan bir uzviyettir." (Burhan Felek)

UÇURMAK

  1. [-i] Uçma işini yaptırmak
    • "Uçurtmayı uçurmak."
  2. Kesip ayırmak, koparmak
    • "Kelleni uçurmadıklarına şükür... Geçmiş olsun!" (Refik Halit Karay)
  3. Hızlı götürmek, hızlı sürmek
    • "Arabayı, kuvvetli atlar tenha yolda uçuruyordu." (Ömer Seyfettin)
  4. Gizlice alıp gitmek

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü