Başında u olan 7 harfli 121 kelime var. U harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde u harfi olan kelimeler listesine ya da sonu u harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında u bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- UŞAKLIK
-
-
[isim]
Uşak olma durumu
- "Uşaklık, ayvazlık istihkakın yokken bu rütbeye gelmişsin." (Namık Kemal)
-
Birinin, kendi öz saygısı pahasına başkasına yaptığı hizmet
-
[isim]
Uşak olma durumu
- UÇKURLU
-
-
[sıfat]
Uçkuru olan
- "Hademeler, uzun uçkurlu donlarıyla sersemce durmuş bakıyorlar." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Uçkuru olan
- USLANMA
-
-
[isim]
Uslanmak durumu
-
[isim]
Uslanmak durumu
- USKURLU
-
-
[sıfat]
Uskuru olan
- "O korkunç isimli vapur sekiz mil alamayan bir uskurlu ahşap dubadır."
-
[sıfat]
Uskuru olan
- ULANMAK
-
-
[nsz]
Ulama işi yapılmak
-
[nsz]
Ulama işi yapılmak
- USANGIN
-
-
[zarf]
Usanmış, bıkmış bir biçimde
- "Kırgın, usangın kalktı sabahın er saatlerinde." (Abbas Sayar )
-
[zarf]
Usanmış, bıkmış bir biçimde
- UYSALCA
-
-
Uysal bir biçimde
-
Uysal bir biçimde
- UZANMAK
-
-
[-e]
Boylu boyunca yatmak
- "Nevin evde biraz uzanıp dinlenmezse hastalanacaktı sanki." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Gitmek
- "Öğleden sonra Şişli'den Beyoğlu'na kadar uzandım." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[nsz]
Bir alana yayılmak
- "Sokağın dibinden gelen bir elektrik lambasının titreye titreye uzanan ışığında, bu iki gölgenin umumi şekilleri görülüyor." (Peyami Safa)
-
[nsz]
Bir şey boyunca sıralanmak
- "İncecik ırmaklar vardı ki kenarları boyunca uzanan sazlıkları arasından pembe tüylü flamingolar gezinirdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Yetişmek, ulaşmak
-
Vücudunu yöneltmek veya vücuduyla birlikte kolunu uzatmak
- "Cici Bey balkondan ablasının penceresine bir daha uzandı." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[-e]
Boylu boyunca yatmak
- USULDAN
-
-
[zarf]
Yavaşça, sessizce
-
[zarf]
Yavaşça, sessizce
- UYKUSUZ
-
-
[sıfat]
Uyumamış veya uykusunu alamamış
- "Benim de mi düşüncelerim olacaktı / Ben de mi böyle uykusuz kalacaktım?" (Orhan Veli Kanık)
-
[zarf]
Uyumadan, uykusunu almadan
- "Dün geceyi uykusuz geçirdiği odaya dönmek fikri onu âdeta ürkütüyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Uyumamış veya uykusunu alamamış
- UCUZLUK
-
-
[isim]
Ucuz olma durumu
- "Dünya kadar parası olan bir adamın bu bolluktan ve ucuzluktan istifade etmemesi enayilik olmaz mıydı?" (Ercüment Ekrem Talu)
-
Yasal bir işlemle her şeyin asıl fiyatından ucuza satıldığı dönem
-
[isim]
Ucuz olma durumu
- UĞRAYIŞ
- ...
- UFLAYIŞ
- ...
- UNLANMA
-
-
[isim]
Unlanmak durumu
-
[isim]
Unlanmak durumu
- UĞRAMAK
-
-
[-e]
Yola devam etmek üzere, bir yerde kısa bir süre kalmak
- "Üç günde yalnız üç vapur iskeleye uğradı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bir yerin yanından, yakınından, içinden geçmek
- "Ona kapıdan şöyle bir uğramak isterdim." (Haldun Taner)
-
Fırlayarak çıkmak, dışarı çıkmak
- "Zelzele çığlığıyla beraber hepsi evden dışarı uğradılar." (Memduh Şevket Esendal)
-
Kötü duruma konu olmak
- "Öldüreceğiz diyenlere karşı, ölmeyeceğiz diye harbe girebiliriz. Lakin millet hayatı tehlikeye uğramadıkça harp bir cinayettir." (Atatürk)
-
Yaklaşmak
- "Erkek misafir geldiği zaman Despina'dan başka kimse salona, kapının yanına uğramayacaktı." (Ömer Seyfettin)
-
Karşılaşmak, maruz kalmak
- "Millî Mücadele'nin başından o güne kadar Atatürk'ün en hafif bir sitemine uğramamıştım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Cin, peri çarpmak
-
[-e]
Yola devam etmek üzere, bir yerde kısa bir süre kalmak
- UYUŞMAK
-
-
[nsz]
Soğuk, basınç vb. yüzünden vücudun bir yerinde, duygu ve hareket geçici olarak azalmak
- "Öğle yemeğinden sonra sinirlerim uyuştu, ufak bir uyku kestireyim, diye kompartımanımda uzandım." (Ahmet Haşim)
-
[nsz]
Soğuk, basınç vb. yüzünden vücudun bir yerinde, duygu ve hareket geçici olarak azalmak
- UZAKLIK
-
-
[isim]
Uzak olma durumu, ıraklık
- "Duvarın yüzünde birbirine otuz arşın kadar uzaklıkta sımsıkı kapalı iki büyük kapı vardı." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
İki nokta arasındaki uzay ölçümü, mesafe
-
[isim]
Uzak olma durumu, ıraklık
- UĞUNMAK
-
-
[nsz]
Büyük bir üzüntü veya acıdan kıvranmak, soluğu tıkanmak, ağlaya ağlaya bayılmak
-
İsteksiz davranmak, savsaklamak
- "Gönülsüz yazıyorum. İstemediğim için, çevresinde dolanıp uğunuyorum." (Nezihe Meriç)
-
[nsz]
Büyük bir üzüntü veya acıdan kıvranmak, soluğu tıkanmak, ağlaya ağlaya bayılmak
- UZVİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Organizma
- "Dil yaşayan bir uzviyettir." (Burhan Felek)
-
[isim]
Organizma
- UÇURMAK
-
-
[-i]
Uçma işini yaptırmak
- "Uçurtmayı uçurmak."
-
Kesip ayırmak, koparmak
- "Kelleni uçurmadıklarına şükür... Geçmiş olsun!" (Refik Halit Karay)
-
Hızlı götürmek, hızlı sürmek
- "Arabayı, kuvvetli atlar tenha yolda uçuruyordu." (Ömer Seyfettin)
-
Gizlice alıp gitmek
-
[-i]
Uçma işini yaptırmak