Başında uğr olan 24 kelime var. Uğr ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde uğr olan kelimeler listesine ya da sonu uğr ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında uğr bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
UĞRAŞTIRMAK
UĞRAŞILMAK, UĞRAŞTIRMA
UĞRALAMAK, UĞRAŞILMA, UĞRULAMAK
UĞRALAMA, UĞRANMAK, UĞRAŞMAK, UĞRATMAK, UĞRULAMA
UĞRAMAK, UĞRANMA, UĞRAŞMA, UĞRATMA, UĞRULUK, UĞRUNDA
UĞRAMA, UĞRAŞI
UĞRAK, UĞRAŞ, UĞRUN
UĞRA, UĞRU
R U Ğ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
UR
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- UĞRAŞTIRMAK
-
-
[-i]
Uğraşmasına yol açmak
- "Bu iş beni çok uğraştırdı."
-
[-i]
Uğraşmasına yol açmak
- UĞRAŞTIRMA
-
-
[isim]
Uğraştırmak işi
-
[isim]
Uğraştırmak işi
- UĞRAŞILMAK
-
-
[-le]
Uğraşma işi yapılmak
-
[-le]
Uğraşma işi yapılmak
- UĞRALAMAK
-
-
[-i]
Uğra serpmek
-
[-i]
Uğra serpmek
- UĞRULAMAK
-
-
[-i]
Hırsızlıkla ele geçirmek, çalmak, sirkat etmek
-
[-i]
Hırsızlıkla ele geçirmek, çalmak, sirkat etmek
- UĞRAŞILMA
-
-
[isim]
Uğraşılmak işi
-
[isim]
Uğraşılmak işi
- UĞRANMAK
-
-
[nsz]
Uğrama işi yapılmak
-
[nsz]
Uğrama işi yapılmak
- UĞRATMAK
-
-
[-i]
Uğrama işini yaptırmak, uğramasına sebep olmak
- "Öteki tabancayla, o da mağdurun belinden aşağısını felce uğrattı." (Burhan Felek)
-
[-den]
Savmak, çıkmak, dışarı atmak, kovmak
-
[-i]
Uğrama işini yaptırmak, uğramasına sebep olmak
- UĞRULAMA
-
-
[isim]
Uğrulamak işi veya durumu
-
[isim]
Uğrulamak işi veya durumu
- UĞRAŞMAK
-
-
[-le]
Bir iş üzerinde sürekli çalışmak
- "Muhacir kümeleri arasında, ekmek dağıtmakla uğraşan yaşlıca bir adama seslendi." (Peyami Safa)
-
[-e]
Bir işi başarmaya çalışmak, iş edinmek
- "İkisi barbut oynuyor, üçüncüsü, en küçükleri, bir çekirgeye sigara içirmeye uğraşıyordu." (Haldun Taner)
-
Zamanını bir işe verme durumunda kalmak
- "Ee, hadi yürü yahu. Senlen mi uğraşacağız?" (Haldun Taner)
-
Savaşmak
- "Düşmanlarla uğraşmak için sonuna kadar çalışmaya azmettik." (Atatürk)
-
Birine kötü davranmak
- "Aman, siz de hep beybabamla uğraşırsınız!" (Ömer Seyfettin)
-
[-le]
Bir iş üzerinde sürekli çalışmak
- UĞRALAMA
-
-
[isim]
Uğralamak işi veya durumu
-
[isim]
Uğralamak işi veya durumu
- UĞRUNDA
-
-
[zarf]
Önünde
- "Kışlanın uğrunda bir ufak mezar / Anama söylemen bağrını ezer." (Halk türküsü)
-
[zarf]
Önünde
- UĞRAMAK
-
-
[-e]
Yola devam etmek üzere, bir yerde kısa bir süre kalmak
- "Üç günde yalnız üç vapur iskeleye uğradı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bir yerin yanından, yakınından, içinden geçmek
- "Ona kapıdan şöyle bir uğramak isterdim." (Haldun Taner)
-
Fırlayarak çıkmak, dışarı çıkmak
- "Zelzele çığlığıyla beraber hepsi evden dışarı uğradılar." (Memduh Şevket Esendal)
-
Kötü duruma konu olmak
- "Öldüreceğiz diyenlere karşı, ölmeyeceğiz diye harbe girebiliriz. Lakin millet hayatı tehlikeye uğramadıkça harp bir cinayettir." (Atatürk)
-
Yaklaşmak
- "Erkek misafir geldiği zaman Despina'dan başka kimse salona, kapının yanına uğramayacaktı." (Ömer Seyfettin)
-
Karşılaşmak, maruz kalmak
- "Millî Mücadele'nin başından o güne kadar Atatürk'ün en hafif bir sitemine uğramamıştım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Cin, peri çarpmak
-
[-e]
Yola devam etmek üzere, bir yerde kısa bir süre kalmak
- UĞRULUK
-
-
[isim]
Uğrunun yaptığı iş, hırsızlık, sirkat
-
[isim]
Uğrunun yaptığı iş, hırsızlık, sirkat
- UĞRANMA
-
-
[isim]
Uğranmak işi
-
[isim]
Uğranmak işi
- UĞRATMA
-
-
[isim]
Uğratmak işi
- "Gece kendiliğinden çıtırdayan merdiven tahtaları onu yalın ayak odasından uğratmaya yetiyordu." (Haldun Taner)
-
[isim]
Uğratmak işi
- UĞRAŞMA
-
-
[isim]
Uğraşmak işi
- "Çetin bir uğraşma pahasına mesleğimde muvaffak oluyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Uğraşmak işi
- UĞRAMA
-
-
[isim]
Uğramak işi
-
[isim]
Uğramak işi
- UĞRAŞI
-
-
[isim]
Uğraşılan şey, iş güç, meşgale
- "İnsanı her günkü uğraşılarından koparışları, kavrayıp götürüşleri de caba." (Mustafa Necati Sepetçioğlu)
-
Görev ve meslek dışında severek yapılan, dinlendirici, oyalayıcı uğraş, düşkü, hobi
-
[isim]
Uğraşılan şey, iş güç, meşgale
- UĞRUN
-
-
[zarf]
Gizlice
-
[zarf]
Gizlice