Başında tü olan 6 harfli 26 kelime var. Tü ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde tü olan kelimeler listesine ya da sonu tü ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında tü bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TÜYCÜK
- ...
- TÜVEYÇ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çiçek tacı
-
[isim]
Çiçek tacı
- TÜRBİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Su, buhar, gaz gibi herhangi bir akışkanın hareket enerjisiyle ve birtakım özel düzenler yardımıyla dönerek çalışan araç
-
[isim]
Su, buhar, gaz gibi herhangi bir akışkanın hareket enerjisiyle ve birtakım özel düzenler yardımıyla dönerek çalışan araç
- TÜRBAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İnce kumaştan yapılmış, başı sıkıca kavrayan bir tür baş örtüsü
-
[isim]
İnce kumaştan yapılmış, başı sıkıca kavrayan bir tür baş örtüsü
- TÜNMEK
-
-
[nsz]
Hava kararıp gece olmak
-
[nsz]
Hava kararıp gece olmak
- TÜMLEÇ
-
-
[isim]
Tümleyen şey, mütemmim
-
Genellikle fiilin anlamını çeşitli yönlerden tamamlayan, herhangi bir ad durumunda bulunan, edat alan ad veya tamlama, meful, mütemmim
-
[isim]
Tümleyen şey, mütemmim
- TÜPLÜK
-
-
[isim]
Laboratuvarlarda cam tüpleri koymaya yarayan tahta veya metal tabla
-
[isim]
Laboratuvarlarda cam tüpleri koymaya yarayan tahta veya metal tabla
- TÜLEME
- ...
- TÜMBEK
-
-
[isim]
Tümsek
-
[isim]
Tümsek
- TÜCCAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ticaret yapan, ticaretle uğraşan kimse, tacir
- "Ova köylerinde sözü geçen bir koyun tüccarı ile orada buluşacaktı." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Ticaret yapan, ticaretle uğraşan kimse, tacir
- TÜYSÜZ
-
-
[sıfat]
Tüyü olmayan
- "Tüysüz kollarında bir adale hareketi görülüyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Henüz bıyığı, sakalı çıkmamış
-
[sıfat]
Tüyü olmayan
- TÜVANA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Kuvvetli, dinç, canlı
- "Ortada birtakım genç, tüvana adamlar soyunmuş, dökünmüş duruyorlar." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Kuvvetli, dinç, canlı
- TÜTMEK
-
-
[nsz]
Duman veya buhar çıkarmak
- "Dumanı tütmekte olan bir vapuru görerek artık yerine dönmeyi akıl etti." (Haldun Taner)
-
Dumanı geri vermek
- "Kahvelerin içi tüten ocakla göz gözü görmez bir hâldeydi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Yaşamak, varlığını sürdürmek
- "Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak, / Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak." (Mehmet Akif Ersoy)
-
İyi veya kötü kokmak
-
[nsz]
Duman veya buhar çıkarmak
- TÜMLÜK
-
-
[isim]
Tüm olma durumu
- "Çağımızın en belirgin manevi yanının, insan varlığının tümlüğünü araştırmak olduğunu unutmayalım." (Selâhattin Hilav)
-
[isim]
Tüm olma durumu
- TÜRKÇÜ
- ...
- TÜYTOP
- ...
- TÜMLER
-
-
[sıfat]
Tümleyen, mütemmim
-
[sıfat]
Tümleyen, mütemmim
- TÜREME
-
-
[isim]
Türemek işi
-
Aynı kökten çıkma, iştikak
-
[isim]
Türemek işi
- TÜREDİ
-
-
[sıfat]
Kendisinden umulmayan bir biçimde sivrilmiş ve hakkı olmayan bir duruma gelmiş (kimse), yerden bitme, zıpçıktı
- "Attığı temeller üzerine ancak bir sonradan görme türedi evi kurulabilirdi." (Memduh Şevket Esendal)
-
Nereden geldiği, nasıl ortaya çıktığı belirsiz, gerçek bir değeri olmayan
- "Ama bu türedi akımları sevmemekle kalmaz..." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Kendisinden umulmayan bir biçimde sivrilmiş ve hakkı olmayan bir duruma gelmiş (kimse), yerden bitme, zıpçıktı
- TÜYMEK
-
-
[nsz]
Kaçmak
- "Bir bahane icadıyla şuradan beş on gün için tüyemez miyiz?" (Ercüment Ekrem Talu)
-
[nsz]
Kaçmak