Sonunda te olan 7 harfli 31 kelime var. TE ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde te olan kelimeler listesine ya da başında te olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ET, TE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇEKİŞTE
-
-
[isim]
Tuzla terbiye edilmiş yeşil zeytin
-
[isim]
Tuzla terbiye edilmiş yeşil zeytin
- GRAVİTE
- ...
- ŞAYESTE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Uygun, yakışır
-
[sıfat]
Uygun, yakışır
- GÜZEŞTE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Geçmiş, geçen
- "Bahse girer misiniz? Beş dakika içinde en heyecanlı bir vaka icat etmeye muktedir olursam bu iki güzeşte aylıktan birini kasaya bırakır mısınız?" (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Geçmiş, geçen
- GÜVERTE
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Gemide ambar ve kamaraların üstü
- "Vapurlar geçer bomboş güverteleri / Bomboş uzanan denizin üstünde." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Gemide ambar ve kamaraların üstü
- KÜPEŞTE
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Gemide güverte hizasında ıskarmoz bağlarına tutturulan dikmelerin dış yüzlerine kaplanan kaplamaların oluşturduğu siper, borda kaplamalarının en üstü, güverteden yukarı kalan bölüm, korkuluk, parapet
- "Küpeşteye ellerini dayayarak denize baktı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Duvarların üzerine, balkon veya pencerelerin içine çimento ve mozaik karışımı ile yapılan dolgu set, parapet
-
[isim]
Gemide güverte hizasında ıskarmoz bağlarına tutturulan dikmelerin dış yüzlerine kaplanan kaplamaların oluşturduğu siper, borda kaplamalarının en üstü, güverteden yukarı kalan bölüm, korkuluk, parapet
- DANSİTE
- ...
- DEKOLTE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kolları, göğüs veya sırt bölümü açık kadın giysisi
- "Dekolteler o kadar açık ki insanın bazen hiç zahmet etmeseler diyeceği geliyor." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[sıfat]
Açık saçık
- "Kadınların çoğu dekolteydi." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[isim]
Kolları, göğüs veya sırt bölümü açık kadın giysisi
- OTORİTE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yaptırma, yasak etme, emretme, itaat ettirme hakkı veya gücü, yetke, sulta, velayet
- "Sakarya zaferi ile gazi ve müşir Mustafa Kemal Paşa tam otoritesini elde etmiştir." (Falih Rıfkı Atay)
- "Reisleri de tam bir otorite temin etmiş olduğunu her vesile ile belli ediyordu." (Etem İzzet Benice)
-
Siyasi veya idari güç
-
Çalışmalarıyla kendini kabul ettirmiş, başarılı kimse
-
[isim]
Yaptırma, yasak etme, emretme, itaat ettirme hakkı veya gücü, yetke, sulta, velayet
- VARYETE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Şarkı, dans, hokkabazlık, temsil gibi aralarında ilişki bulunmayan farklı oyunlardan oluşan gösteri
-
Varyasyon
-
[isim]
Şarkı, dans, hokkabazlık, temsil gibi aralarında ilişki bulunmayan farklı oyunlardan oluşan gösteri
- MAJESTE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Devlet başkanları için kullanılan san
-
esk. Hükümdarlara verilen san
-
[isim]
Devlet başkanları için kullanılan san
- ANDANTE
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[zarf]
Adacyo ile andantino arası, yarı yavaş bir biçimde (çalınmak)
-
[zarf]
Adacyo ile andantino arası, yarı yavaş bir biçimde (çalınmak)
- KANTİTE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Nicelik
-
[isim]
Nicelik
- REALİTE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Gerçek, gerçeklik
- "Bir meseleyle karşılaştı mı realiteleri göremez." (Orhan Seyfi Orhon)
-
[isim]
Gerçek, gerçeklik
- DERUHTE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Üzerine alma, üstlenme
- "Aralarında anlaşıp siparişi müştereken deruhte ettiler." (Haldun Taner)
-
[isim]
Üzerine alma, üstlenme
- REKOLTE
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Tarımda bir yılda derlenen ürünlerin bütünü
- "Bu yılın buğday rekoltesi..."
-
[isim]
Tarımda bir yılda derlenen ürünlerin bütünü
- VARESTE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Kurtulmuş
- "Endişeden vareste."
- "... Türkçeyi bilmek için aruza aşina olmaktan vareste kalamaz." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Kurtulmuş
- SOSYETE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir topluluktaki gelir düzeyi yüksek ve kendilerine özgü yaşama biçimleri olan topluluk
- "Sosyetede bir kişinin etrafına toplanmak, öteki misafirleri açıkta bırakmak ayıptır." (Peyami Safa)
-
Topluluk, toplum, cemiyet
- "Sosyetemizde yerli zenginlerden bazıları ve birkaç İstanbullu büyük memur ailesi vardı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Bir topluluktaki gelir düzeyi yüksek ve kendilerine özgü yaşama biçimleri olan topluluk
- ŞİKESTE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Kırılmış, kırık
-
Yenilmiş, yenik düşmüş
-
Gücenmiş, kırgın, kederli
-
[sıfat]
Kırılmış, kırık
- MEVKUTE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Belli zaman aralıkları ile çıkan yayın, süreli yayın, periyodik
-
[isim]
Belli zaman aralıkları ile çıkan yayın, süreli yayın, periyodik