Sonunda te olan 5 harfli 26 kelime var. TE ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde te olan kelimeler listesine ya da başında te olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ET, TE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÜNİTE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Birlik, birleşmiş olma durumu
-
Bir kümenin her elemanı veya bir çokluğu oluşturan varlıkların her biri, birim
-
Dersin bölümlerinden her biri
-
Birim
-
[isim]
Birlik, birleşmiş olma durumu
- DESTE
-
-
[isim]
Cinsleri aynı veya birbirine yakın olan şeylerin bir arada bağlanmışı, demet, bağlam
- "Destenin en itibarlı kâğıtları, bilindiği gibi beyler yani aslar oluyor." (Haldun Taner)
-
Kılıç, bıçak vb.nin elle tutulacak yeri, kabza
-
Aynı cinsten onluk bir küme
-
Yağlı güreşte pehlivanların ayrıldıkları derecelerden biri
-
[isim]
Cinsleri aynı veya birbirine yakın olan şeylerin bir arada bağlanmışı, demet, bağlam
- ENÖTE
-
-
[isim]
Çift yıldızlarda, yoldaşın başyıldıza göre çizdiği bağıl yörüngenin, başyıldıza en uzak noktası
-
[isim]
Çift yıldızlarda, yoldaşın başyıldıza göre çizdiği bağıl yörüngenin, başyıldıza en uzak noktası
- KÖFTE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Genellikle çekilmiş etten, bazen de tavuk, balık veya patatesten yapılan, türlü biçimlerde pişirilen yemek
- "Rüzgârın bazı içkili masalardan kokusunu getirdiği sıcak köftelerden bir ikisini ikram etseler..." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Genellikle çekilmiş etten, bazen de tavuk, balık veya patatesten yapılan, türlü biçimlerde pişirilen yemek
- BESTE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir müzik eserini oluşturan ezgilerin bütünü
- "Belki hâlâ o besteler çalınır / Gemiler geçmeyen bir ummanda." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Bir müzik eserini oluşturan ezgilerin bütünü
- MONTE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Montaj
-
[isim]
Montaj
- DİKTE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir başkasına o anda söyleyerek yazdırma, yazdırım
- "Şimdi sana bir mektup dikte edeceğim." (Halide Edip Adıvar)
-
Bu biçimde yazdırılan şey
-
[isim]
Bir başkasına o anda söyleyerek yazdırma, yazdırım
- FAHTE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde genellikle ilahi, beste ve özellikle peşrev formlarında kullanılan, yirmi zamanlı ve on iki vuruşlu bir büyük usul
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde genellikle ilahi, beste ve özellikle peşrev formlarında kullanılan, yirmi zamanlı ve on iki vuruşlu bir büyük usul
- GÜFTE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Müzik eserlerinin yazılı metni, söz
- "Sanatçı dostum bestelerinin güftelerini de kendi yazardı." (Çetin Altan)
-
[isim]
Müzik eserlerinin yazılı metni, söz
- PELTE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Nişasta, şeker ve su karışımının pişirilerek soğutulmasıyla yapılan bir tür tatlı
-
Bu kıvamda olan madde
-
Koloidal bir katı içine bir sıvının işlemesinden sonra, ya bu sıvıya daldırılan koloidin doğrudan doğruya şişmesiyle veya sıcakta hazırlanan oldukça konsantre çözeltinin soğultularak kıvamlaşmasıyla oluşan esnek madde
-
Denizanası
- "Denizde canlanmış bir köpük gibi açılan kapanan peltenin hayatını gördükçe bu hayatlar nedir ve niçindir, demek ihtiyacını duyardım." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Nişasta, şeker ve su karışımının pişirilerek soğutulmasıyla yapılan bir tür tatlı
- FORTE
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[zarf]
Güçlü bir biçimde (çalınmak)
-
[zarf]
Güçlü bir biçimde (çalınmak)
- SAHTE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Bir şeyin aslına benzetilerek yapılan, düzme, düzmece
- "Köylü kadınlar boyunlarında sıra sıra sahte altınlar... taşırlardı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
İçten olmayan, yapmacık
- "Öteki çocuklar sahte bir sessizlikle sahte bir hamaratlık gösterisi içinde birer disiplin modeli olmuşlardı." (Çetin Altan)
-
[sıfat]
Bir şeyin aslına benzetilerek yapılan, düzme, düzmece
- KÜLTE
-
-
[isim]
Külçe
-
Kayaç
-
Demet, bağlam
-
[isim]
Külçe
- SEKTE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Durma, kesintiye uğrama, kesilme, durgu
- "İki doktor da bunun bir kalp sektesinden olduğuna rapor verdiler." (Aka Gündüz)
- "Sorular sorar ve dersimi sekteye uğratırdı." (Halit Fahri Ozansoy)
-
Bozukluk
-
İnme, felç
-
[isim]
Durma, kesintiye uğrama, kesilme, durgu
- AJİTE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
"Kışkırtmak" anlamındaki ajite etmek ve "çırpıntıya uğramak" anlamındaki ajite olmak birleşik fiillerinde geçen bir söz
-
[isim]
"Kışkırtmak" anlamındaki ajite etmek ve "çırpıntıya uğramak" anlamındaki ajite olmak birleşik fiillerinde geçen bir söz
- TENTE
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Genellikle güneşten korunmak için bir yerin üzerine gerilen bez, naylon vb.nden yapılmış örtü
- "En üst setin bir özelliği ağaçtan ağaca tente gerilmiş olmasıdır." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Genellikle güneşten korunmak için bir yerin üzerine gerilen bez, naylon vb.nden yapılmış örtü
- NEFTE
- ...
- İBATE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Barındırma
-
[isim]
Barındırma
- PORTE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir işin genişlik, önem derecesi, etki alanı
-
Bir iş için gereken para tutarı
-
Üzerine veya arasına nota yazılan, aralıkları birbirine eşit, beş paralel çizgi, dizek
-
Değer, önem
-
[isim]
Bir işin genişlik, önem derecesi, etki alanı
- ŞİLTE
-
-
[isim]
Üstünde oturulan, yatılan, içi yünle, pamukla doldurulmuş döşek
- "Anasının evinde de bir yer yatağında, bir tek şilte üzerinde yatardı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Üstünde oturulan, yatılan, içi yünle, pamukla doldurulmuş döşek