Başında te olan 7 harfli 165 kelime var. Te ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde te olan kelimeler listesine ya da sonu te ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında te bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ET, TE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TEVAFUK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birbirine uyma, uygun gelme
-
[isim]
Birbirine uyma, uygun gelme
- TEMİZCE
- ...
- TECEZZİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Parçalara ayrılma, ayrılma, bölünme
-
[isim]
Parçalara ayrılma, ayrılma, bölünme
- TEFARİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Genellikle kırmızı, beyaz ve mor kumaştan dikilen, gömlek ve şalvardan oluşan, kol ağızları, paça kenarları ile şalvarın yanları işlenmiş kadın giysisi
-
60-100 cm yüksekliğinde, büyük yapraklı ve beyaz çiçekli bir bitki (Pogostemon patchouly)
-
[isim]
Genellikle kırmızı, beyaz ve mor kumaştan dikilen, gömlek ve şalvardan oluşan, kol ağızları, paça kenarları ile şalvarın yanları işlenmiş kadın giysisi
- TEHALÜK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Can atma, çok isteme
- "Yeni neşriyattan ne görürse hepsinin üzerine ayrı bir tehalükle atılırdı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Can atma, çok isteme
- TEPELİK
-
-
Tepesi çok olan (yer)
-
[isim]
Anadolu'da köylü kadınların kullandıkları, altın ve gümüş paralarla, bazı değerli taşlarla süslü başlık
-
[isim]
Bir yapının veya bir mobilyanın en yukarısına süs olarak yapılan bölüm
-
Tepesi çok olan (yer)
- TERİMLİ
- ...
- TECRÜBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Deneyim
- "Bakayım, bir tecrübe edeyim diye düşündüm." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Hastaları tecrübe tahtasına çevirmiş nice vakaları rastgele bir kinin tedavisiyle tedavi ettiğimi bilirim." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Oraya gidebilmek için bir tecrübe yapmaya karar vermişti." (Peyami Safa)
-
Deney
-
Görgü
- "Sonraları, diplomasi âleminde edindiğim tecrübeler bana, bu hükmümde yanılmadığımı ispat etmiştir." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Deneyim
- TEENAGE
- ...
- TEESSÜF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Acınma, yazıklanma, yerinme
- "İdraksiz, şuursuz geçen günlerimiz için teessüfler edeceksiniz." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Acınma, yazıklanma, yerinme
- TECANÜS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir bütünü oluşturan ögeler arasında uyum bulunması durumu
-
[isim]
Bir bütünü oluşturan ögeler arasında uyum bulunması durumu
- TELAŞLI
-
-
[sıfat]
Telaş eden, telaşa düşen
- "O akşam yine aynı telaşlı ses beni merdiven başında durdurdu." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Aceleci
-
[sıfat]
Telaş eden, telaşa düşen
- TENKİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anüsten su vermek yoluyla kalın bağırsağın içini temizleme
-
Bu iş için kullanılan araç
-
[isim]
Anüsten su vermek yoluyla kalın bağırsağın içini temizleme
- TENHACA
-
-
[sıfat]
Kalabalık olmayan
- "Karar, o akşam için şehrin tenhaca, sakin bir lokantası kiralanarak sofrada verildi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Kalabalık olmayan
- TEVATÜR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir haberin ağızdan ağıza yayılması, yaygın söylenti
- "Eğer bu derece tevatür olmamış olsaydı, bu alışverişten çoktan vazgeçecekti." (Ercüment Ekrem Talu)
-
Yalan olarak söylenmiş bir söz üzerine birleşmeleri mümkün olmayan, her zaman güvenilen kimselerin bir haberi bildirmeleri
-
[isim]
Bir haberin ağızdan ağıza yayılması, yaygın söylenti
- TEKNECİ
-
-
[isim]
Tekne, özellikle deniz teknesi yapan ve satan kimse
-
Sokaklarda balık satan kimse
-
[isim]
Tekne, özellikle deniz teknesi yapan ve satan kimse
- TEESSÜR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Üzülme, üzüntü
- "Bunun üzerine Naim Efendi ikide bir teessürden boğulan bir sesle söylemeye başladı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Artık gözümün önünde ölse teessür göstermek istemiyordum." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Duygulanım
-
[isim]
Üzülme, üzüntü
- TENNURE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mevlevi dervişlerinin giydiği kolsuz, yakasız, yırtmaçlı, beli kırmalı, uzun ve geniş giysi
- "O tennurelerin elvan elvan renkleri ve bu renklerin göz alıcı, baş döndürücü kasırgası..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Mevlevi dervişlerinin giydiği kolsuz, yakasız, yırtmaçlı, beli kırmalı, uzun ve geniş giysi
- TERSANE
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Gemi yapılan yer, gemilik, tezgâh
-
[isim]
Gemi yapılan yer, gemilik, tezgâh
- TEEYYÜT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Doğru çıkma, gerçeklenme
-
[isim]
Doğru çıkma, gerçeklenme