Başında te olan 6 harfli 197 kelime var. Te ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde te olan kelimeler listesine ya da sonu te ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında te bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ET, TE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TESHİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kolaylaştırma
-
[isim]
Kolaylaştırma
- TEHDİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gözdağı
- "Bütün memurlar bu tehditlere gülüp geçiyorlardı." (Talât Halman)
- "Masanın üstündeki mektupla gözlüğü göstererek beni tehdit etti." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Adam -bunu sizin yanınıza komam, ikinizi de temizleyeceğim- diye tehdit savuruyormuş." (Haldun Taner)
-
[isim]
Gözdağı
- TENFİZ
- ...
- TEDFİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gömme
-
[isim]
Gömme
- TEMBUL
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Hindistan'da yetişen, tırmanıcı bir tür biber ağacı (Piper betle)
-
[isim]
Hindistan'da yetişen, tırmanıcı bir tür biber ağacı (Piper betle)
- TEPMEK
-
-
[-i]
Hayvan, ayağıyla vurmak
-
Üzerine basarak sıkıştırmak
- "Yünleri çuvala tepmek."
-
Çokça yürümek
-
Değerini anlamamak veya kestirememek, geri çevirmek
- "Gelmiş buraya, başını sokacak, ekmeğini kazanacak bir yer bulmuş, hiç bunu teper mi?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Yeniden ortaya çıkmak, tazelenmek, depreşmek
- "Gündüz ya bir yere sokulup uyur ya sessiz sedasız sokaklarda dolaşır. Fakat akşam oldu mu derdi teper." (Halide Edip Adıvar)
-
[-i]
Hayvan, ayağıyla vurmak
- TECRİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ayırma, ayrı bir tarafta tutma
-
Soyutlama
-
Yalıtım
-
[isim]
Ayırma, ayrı bir tarafta tutma
- TEZYİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bezeme, süsleme, donama
-
[isim]
Bezeme, süsleme, donama
- TEKDİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Azarlama, paylama
- "Kaynanasından ne sözler, ne tekdirler işitmiş..." (Memduh Şevket Esendal)
- "Böyle manasız şeylerle uğraştığın için seni biraz tekdir ediyordum." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Azarlama, paylama
- TESDİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sayısını altıya çıkarma veya altıya bölme
-
Bir gazelin her beytine dört dize ekleyerek altılı duruma getirme
-
[isim]
Sayısını altıya çıkarma veya altıya bölme
- TEBŞİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Müjdeleme, muştulama
-
[isim]
Müjdeleme, muştulama
- TEMADİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sürme, sürüp gitme, uzama
- "Bir zevk, bir lezzet temadi ederse artık fark olunmamaya başlar." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[isim]
Sürme, sürüp gitme, uzama
- TEVKİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Vekil etme
-
[isim]
Vekil etme
- TEKMİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tamamlama, bitirme
-
[sıfat]
Bütün, tüm
- "O bana Ahmet Midhat Efendi'nin tekmil kitaplarını sattı." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[sıfat]
Eksiksiz
-
Tekmil haberi
-
[isim]
Tamamlama, bitirme
- TEKFUR
-
Kelime Kökeni : Ermenice
-
[isim]
Bizans İmparatorluğu zamanında vali düzeyinde olan yöneticilerle Anadolu ve Rumeli'deki Hristiyan beylerine verilen ad
-
[isim]
Bizans İmparatorluğu zamanında vali düzeyinde olan yöneticilerle Anadolu ve Rumeli'deki Hristiyan beylerine verilen ad
- TERLİK
-
-
[isim]
Genellikle ev içinde giyilen, deri, naylon vb. şeylerden yapılan, arkası açık, hafif ve türlü biçimlerde ayak giysisi
- "Bu sıcak mevsimde tozlu ve yün terliklerini sürüyerek gidiyor." (Refik Halit Karay)
-
Beyaz patiskadan dikilen veya yünden örülen takke, başlık
- "Kenarları dört parmak yağ bağlamış fesinden, eski terlikten hiç farkı kalmamış." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Genellikle ev içinde giyilen, deri, naylon vb. şeylerden yapılan, arkası açık, hafif ve türlü biçimlerde ayak giysisi
- TEZYİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çoğaltma, artırma
-
[isim]
Çoğaltma, artırma
- TEOLOG
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Tanrı bilimci
-
[isim]
Tanrı bilimci
- TEFRİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Herhangi bir konuda geride kalma, yeterli ölçüde olmama durumu, ifrat karşıtı
-
[isim]
Herhangi bir konuda geride kalma, yeterli ölçüde olmama durumu, ifrat karşıtı
- TENEKE
-
-
[isim]
Yumuşak çelikten yapılmış üzeri kalay kaplı ince sac
-
Bu sacdan yapılmış
- "Teneke maşrapa. Teneke faraş."
-
Bu sacdan yapılan, yaklaşık yirmi litre hacmindeki kap
-
[sıfat]
Bu kabın aldığı miktarda olan
- "Köpek, balıkçının kumsalda bir çalı ateşi üzerinde kaynamakta olan bir teneke katranını devirmişti." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Yumuşak çelikten yapılmış üzeri kalay kaplı ince sac