Başında te olan 5 harfli 90 kelime var. Te ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde te olan kelimeler listesine ya da sonu te ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında te bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ET, TE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TEKİL
-
-
[isim]
Teklik: Çocuk, ev, geldim, geldin gibi
-
[isim]
Teklik: Çocuk, ev, geldim, geldin gibi
- TEORİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kuram, nazariye
- "Alışılmış kalıpların çok dışında yeni fikir akımları, modern teoriler konuşulurdu o dünyada." (Çetin Altan)
-
[isim]
Kuram, nazariye
- TEPİR
-
-
[isim]
Tahılı saman ve kavuzlardan ayırmaya yarayan, kıldan veya kamıştan yapılmış elek
-
[isim]
Tahılı saman ve kavuzlardan ayırmaya yarayan, kıldan veya kamıştan yapılmış elek
- TEZEK
-
-
[isim]
Yakıt olarak kullanılan kurutulmuş sığır dışkısı
-
Kesek
-
[isim]
Yakıt olarak kullanılan kurutulmuş sığır dışkısı
- TEALİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yükselme, yücelme
-
[isim]
Yükselme, yücelme
- TELEF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yok etme, öldürme
-
Boş yere harcama, yıpratma
-
[isim]
Yok etme, öldürme
- TESTİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Geniş gövdeli, dar boğazlı, emzikli veya emziksiz olabilen, toprak, cam, metal vb. maddelerden yapılan su kabı
- "Kamış duvarlı yığın yığın evler, tüten dumanlar, başlarında testilerle sudan dönen kızlar gördük." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Bu kabın alabileceği miktarda olan
-
[isim]
Geniş gövdeli, dar boğazlı, emzikli veya emziksiz olabilen, toprak, cam, metal vb. maddelerden yapılan su kabı
- TEKEL
-
-
[isim]
Bir malın yapımının yalnızca bir kuruluşun elinde bulunduğu durum, inhisar, monopol
- "Türkiye'de bazı içkiler tekel maddeleridir."
-
Devletin herhangi bir üretim alanını elinde tutması, satışı tek elden yönetmesi ve fiyata hâkim olması durumu, inhisar, monopol
-
Bir kişi veya kuruluşun herhangi bir alanda kazandığı büyük güç
- "Özel yalıların tekelinden kurtarılan yeni kıyılar da halkın denizle buluşmasını sağlayacak." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bir malın yapımının yalnızca bir kuruluşun elinde bulunduğu durum, inhisar, monopol
- TEKER
-
-
[isim]
Tekerlek
- "Araba tekeri. Makine tekeri."
- "Kırıp geçirmeye niyet etmişti ama ah bu kadın, gene tekerine taş koymuştu." (Orhan Kemal)
- "Neden ikide bir tekere çomak sokarlar? Neden kalkınma hamlesine bir tuğla da onlar koymazlar?" (Haldun Taner)
-
Tekerlek biçimde olan
- "Bir teker peynir."
-
İnce ve çapı oldukça tekerlek biçiminde parça
-
Bir gök cisminin daire biçiminde görünen yüzeyi
-
Cismin gökyüzü üzerindeki iz düşümü
-
[isim]
Tekerlek
- TERAS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir yapının damında çevresi, üstü açık yer, ayazlık, taraça
- "Ayrıca denize bakan bir de büyük terası vardı." (Çetin Altan)
-
Damın, genellikle çamaşır sermeye yarayan ve üstü çinko ile döşeli bulunan düz bölümü, tahtaboş
-
Seki
-
[isim]
Bir yapının damında çevresi, üstü açık yer, ayazlık, taraça
- TESRİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çabuklaştırma, hızlandırma
-
[isim]
Çabuklaştırma, hızlandırma
- TELİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bitkisel tellerden yapılmış, kaba örgülü büyük çuval
-
[isim]
Bitkisel tellerden yapılmış, kaba örgülü büyük çuval
- TETİK
-
-
[isim]
Ateşli silahlarda ateşlemeyi sağlamak için çekilen küçük parça
- "Tüfeği geze aldım, ses toprağa yakın geliyordu. Porsuktur sandım, tetiğe dokundum." (Memduh Şevket Esendal)
- "Şimdi tetiğe bassam hiç doğmamışa dönersin." (Çetin Altan)
-
[isim]
Ateşli silahlarda ateşlemeyi sağlamak için çekilen küçük parça
- TEĞET
-
-
[isim]
Bir eğrinin yanından geçen ve ona ancak bir noktada değen doğru, mümas
-
[isim]
Bir eğrinin yanından geçen ve ona ancak bir noktada değen doğru, mümas
- TEVDİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Verme, bırakma
-
[isim]
Verme, bırakma
- TEMEL
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Bir yapının toprak altında kalan ve yapıya dayanak olan duvar, taban vb. bölümlerinin tümü
- "Evin temelleri sökülüyor gibi sarsılıyor." (Halide Edip Adıvar)
-
Bu bölümleri yapmak için kazılan çukur
-
[sıfat]
En önemli, belli başlı, ana, esas, asıl, baz
- "Devletin temel kanununun adı Anayasa'dır." (Burhan Felek)
-
Bir şeyin gelişimi için gereken ilk ögeler
- "Temelde sıradan bir Fransız vodviline dayanırdı oynadıkları oyun." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Bir yapının toprak altında kalan ve yapıya dayanak olan duvar, taban vb. bölümlerinin tümü
- TELİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Lanet okuma, lanetleme, kargıma, kargış
-
[isim]
Lanet okuma, lanetleme, kargıma, kargış
- TERBİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dördün
-
Dörtleme
-
[isim]
Dördün
- TERFİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Derece, makam bakımından yükselme
-
Yükseltme
- "Zafer üzerine orduda terfiler yapılmıştı." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Derece, makam bakımından yükselme
- TERES
-
-
[isim]
Pezevenk
-
[isim]
Pezevenk