Başında te olan 5 harfli 90 kelime var. Te ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde te olan kelimeler listesine ya da sonu te ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında te bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ET, TE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TEATİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Karşılıklı alıp verme
-
[isim]
Karşılıklı alıp verme
- TEPME
-
-
[isim]
Tepmek işi
-
Tekme
-
Suda çiğnenerek keçeleştirilen yünden dokunmuş (kumaş, keçe vb.)
-
[isim]
Tepmek işi
- TERİM
-
-
[isim]
Bir bilim, sanat, meslek dalıyla veya bir konu ile ilgili özel ve belirli bir kavramı karşılayan kelime, ıstılah
- "Bazıları ise terimlerimizi milletlerarası esaslara bağlamak davasındadırlar." (Falih Rıfkı Atay)
-
Geleneksel mantıkta özne veya yüklem
-
Cebirsel bir anlatımda + veya - işaretleri arasında bulunan parçalardan her biri
-
Bir denklemde = işaretinin iki yanındaki anlatımlardan her biri
-
Bir kesrin pay ve paydasından her biri, had
-
[isim]
Bir bilim, sanat, meslek dalıyla veya bir konu ile ilgili özel ve belirli bir kavramı karşılayan kelime, ıstılah
- TESRİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çabuklaştırma, hızlandırma
-
[isim]
Çabuklaştırma, hızlandırma
- TEVİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir sözü veya davranışı görünür anlamından başka bir anlamda kabul etme, çevri
- "Bu münasebetsizliği tevil edecek kimsede kudret kalmamıştı." (Sermet Muhtar Alus)
- "Ne kadar inkâr etse hırsızlığı tevil götürmüyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Bir sözü veya davranışı görünür anlamından başka bir anlamda kabul etme, çevri
- TELSİ
-
-
[sıfat]
Çok ince telciklerden oluşan
- "Telsi kas."
-
[sıfat]
Çok ince telciklerden oluşan
- TEMAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Değme, dokunma (I), dokunuş (I)
- "Etrafımda uçları birbirine temas etmiş hilallerden müteşekkil bir daire vardı." (Ömer Seyfettin)
-
Buluşup görüşme, ilişki kurma, münasebet
- "Her nevi halkla temas ve kaynaşma hâlinde bulunmalıdır." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Şiiri iyi okuyanlarla fena okuyanlar arasındaki esaslı farka temas ettik." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Değinme, sözünü etme, bahsetme
- "O konuya hiç temas edilmedi."
-
Gidip gelme, ulaşım, bağlantı
- "İki şehir arasında temas kesildi."
-
Dokunma
-
[isim]
Değme, dokunma (I), dokunuş (I)
- TEZCE
-
-
[zarf]
Çabucak
- "Baş pınarın karlı suyun içelim / Gurbet kalesini tezce geçelim." (Halk türküsü)
-
[zarf]
Çabucak
- TERLİ
-
-
[sıfat]
Terlemiş olan
- "O günkü gibi terli değil, ateşli değil." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Terlemiş olan
- TEKST
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Metin
- "Holdinglere reklam teksti yazan benden kat kat fazla kazanıyor." (Haldun Taner)
-
[isim]
Metin
- TELLİ
-
-
[sıfat]
Teli olan
-
Teller takınmış, telle süslenmiş
- "Telli gelin."
-
[sıfat]
Teli olan
- TENOR
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
En tiz erkek sesi
-
Sesi böyle olan şarkıcı, sanatçı
-
[isim]
En tiz erkek sesi
- TESİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yapma, kurma, temelini atma
- "Ayşe derhâl dostluk tesis eden bir İstanbul kızıydı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Kuruluş
-
[isim]
Yapma, kurma, temelini atma
- TEALİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yükselme, yücelme
-
[isim]
Yükselme, yücelme
- TERME
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir tür yaban turpu
-
[isim]
Bir tür yaban turpu
- TEZEK
-
-
[isim]
Yakıt olarak kullanılan kurutulmuş sığır dışkısı
-
Kesek
-
[isim]
Yakıt olarak kullanılan kurutulmuş sığır dışkısı
- TELEF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yok etme, öldürme
-
Boş yere harcama, yıpratma
-
[isim]
Yok etme, öldürme
- TEPKİ
-
-
[isim]
Bir cismin kendini iten veya sıkıştıran başka bir cisme gösterdiği karşı etki, aksülamel, reaksiyon
- "Önemli olan, tepki gösterdiğimiz şeyden kurtulmanın yoluna bakmak, bu yolu bulmaktır." (Orhan Kemal)
-
Herhangi bir etkiye cevap olarak doğan, genellikle olumsuz söz veya davranış
- "Seyircilerin şaşkınlığı geçince tepkisi başladı." (Haldun Taner)
-
Karşılık verme
-
[isim]
Bir cismin kendini iten veya sıkıştıran başka bir cisme gösterdiği karşı etki, aksülamel, reaksiyon
- TEMİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Korkusunu giderme, inanç verme
- "Dünyada ondan başka kimseyi sevmeyeceğini bana bir kere daha temin etti." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Sağlama, elde etme
- "Halkın büyük kısmı temizlik ihtiyacını şehrin içinden akan çamur renkli bir kanaldan temin ediyor." (Haldun Taner)
-
Gerçekleştirme
- "Evde huzuru temin annenin görevidir."
-
[isim]
Korkusunu giderme, inanç verme
- TERAS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir yapının damında çevresi, üstü açık yer, ayazlık, taraça
- "Ayrıca denize bakan bir de büyük terası vardı." (Çetin Altan)
-
Damın, genellikle çamaşır sermeye yarayan ve üstü çinko ile döşeli bulunan düz bölümü, tahtaboş
-
Seki
-
[isim]
Bir yapının damında çevresi, üstü açık yer, ayazlık, taraça