Başında te olan 5 harfli 90 kelime var. Te ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde te olan kelimeler listesine ya da sonu te ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında te bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

ET, TE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

TEVEK

  1. [isim] Asma, kavun, karpuz vb. bitkilerin sürgünü veya dalı
  2. Üzüm kütüğü, çotuk

TELİF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Uzlaştırma
    • "Eski insanlar, esasen bu iki hadiseyi telif etmişler." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Kitap yazma
    • "Babamın gene o tarihte oynanan bir telif piyesi de o sahnede oynamıştı." (Halit Fahri Ozansoy)
  3. Telif hakkı

TELİS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bitkisel tellerden yapılmış, kaba örgülü büyük çuval

TEKER

  1. [isim] Tekerlek
    • "Araba tekeri. Makine tekeri."
    • "Kırıp geçirmeye niyet etmişti ama ah bu kadın, gene tekerine taş koymuştu." (Orhan Kemal)
    • "Neden ikide bir tekere çomak sokarlar? Neden kalkınma hamlesine bir tuğla da onlar koymazlar?" (Haldun Taner)
  2. Tekerlek biçimde olan
    • "Bir teker peynir."
  3. İnce ve çapı oldukça tekerlek biçiminde parça
  4. Bir gök cisminin daire biçiminde görünen yüzeyi
  5. Cismin gökyüzü üzerindeki iz düşümü

TERİM

  1. [isim] Bir bilim, sanat, meslek dalıyla veya bir konu ile ilgili özel ve belirli bir kavramı karşılayan kelime, ıstılah
    • "Bazıları ise terimlerimizi milletlerarası esaslara bağlamak davasındadırlar." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Geleneksel mantıkta özne veya yüklem
  3. Cebirsel bir anlatımda + veya - işaretleri arasında bulunan parçalardan her biri
  4. Bir denklemde = işaretinin iki yanındaki anlatımlardan her biri
  5. Bir kesrin pay ve paydasından her biri, had

TEMAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Değme, dokunma (I), dokunuş (I)
    • "Etrafımda uçları birbirine temas etmiş hilallerden müteşekkil bir daire vardı." (Ömer Seyfettin)
  2. Buluşup görüşme, ilişki kurma, münasebet
    • "Her nevi halkla temas ve kaynaşma hâlinde bulunmalıdır." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Şiiri iyi okuyanlarla fena okuyanlar arasındaki esaslı farka temas ettik." (Yahya Kemal Beyatlı)
  3. Değinme, sözünü etme, bahsetme
    • "O konuya hiç temas edilmedi."
  4. Gidip gelme, ulaşım, bağlantı
    • "İki şehir arasında temas kesildi."
  5. Dokunma

TEVZİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dağıtma, üleştirme

TEMEL

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Bir yapının toprak altında kalan ve yapıya dayanak olan duvar, taban vb. bölümlerinin tümü
    • "Evin temelleri sökülüyor gibi sarsılıyor." (Halide Edip Adıvar)
  2. Bu bölümleri yapmak için kazılan çukur
  3. [sıfat] En önemli, belli başlı, ana, esas, asıl, baz
    • "Devletin temel kanununun adı Anayasa'dır." (Burhan Felek)
  4. Bir şeyin gelişimi için gereken ilk ögeler
    • "Temelde sıradan bir Fransız vodviline dayanırdı oynadıkları oyun." (Necati Cumalı)

TEMİZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Kirli, lekeli, pis, bulaşık olmayan, arı, pak
    • "İçki yerine soğuk su, temiz ayran... var." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Bizim yazarımız temize çektikten sonra romanı elinde dolaşır dururdu kapı kapı." (Necati Cumalı)
    • "Sonra kendini büsbütün temize çıkartmak için üstünün ve eşyasının aranmasını istedi." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "... gazete kendi evin, temize çıktığın gün gelmezsen küserim bak." (Atilla İlhan)
  2. Özenle yapılmış
    • "Temiz iş. Temiz dayak."
  3. Çok az kullanılmış veya hiç kullanılmamış olan, özrü olmayan
    • "Temiz araba."
  4. Ahlakça lekesiz, necip, nezih
    • "Biraz fazla saf olmakla beraber çok temiz ve nazik bir çocuk..." (Reşat Nuri Güntekin)
  5. [zarf] Kirli, lekeli, bulaşık olmayan bir biçimde
    • "Temiz giyinmek."

TEPİR

  1. [isim] Tahılı saman ve kavuzlardan ayırmaya yarayan, kıldan veya kamıştan yapılmış elek

TESTİ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Geniş gövdeli, dar boğazlı, emzikli veya emziksiz olabilen, toprak, cam, metal vb. maddelerden yapılan su kabı
    • "Kamış duvarlı yığın yığın evler, tüten dumanlar, başlarında testilerle sudan dönen kızlar gördük." (Refik Halit Karay)
  2. [sıfat] Bu kabın alabileceği miktarda olan

TEALİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yükselme, yücelme

TEİZM

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Tanrıcılık

TENGE

  1. [isim] Kazakistan para birimi

TEKKE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tarikattan olanların barındıkları, ibadet ve tören yaptıkları yer, dergâh
    • "Hemen her ev yarı saray ve yarı tekke gibi bir şeydi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. İşsiz güçsüz kimselerin buluşup sığındıkları yer
  3. Esrar içilen üstü kapalı yer
  4. Hapishane
    • "Bakıyorum, tekke sana yaramış, dedi. Ne zaman çıktın?" (Tahsin Yücel)

TEŞYİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Uğurlama
    • "Onları kasabanın kenarına kadar teşyi ettim." (Memduh Şevket Esendal)

TEKME

  1. [isim] Ayakla vuruş
    • "Zeynep Kadın, bir süre tekmeler, yumruklar altında bunalıp kalıyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Kafama bir tekme vurdular, bir şeyler söylenerek bırakıp gittiler." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Hayvanın art ayağıyla vurması, çifte
    • "Bu sefer de heriften bir tekme yersen bir daha belini doğrultamazsın." (Memduh Şevket Esendal)

TERFİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Derece, makam bakımından yükselme
  2. Yükseltme
    • "Zafer üzerine orduda terfiler yapılmıştı." (Falih Rıfkı Atay)

TEKİT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kuvvetleştirme, sağlamlaştırma, üsteleme
    • "Bu sözü bir alay uydurma vakalarla, kazalarla tekide çalışıyordum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

TELEF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yok etme, öldürme
  2. Boş yere harcama, yıpratma

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü