Başında tan olan 8 harfli 25 kelime var. Tan ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde tan olan kelimeler listesine ya da sonu tan ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında tan bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A N T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ANT, TAN
2 Harfli Kelimeler
AN, AT, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TANRILIK
-
-
[isim]
Tanrıya özgü olan varlık, nitelik, uluhiyet
-
[isim]
Tanrıya özgü olan varlık, nitelik, uluhiyet
- TANGIRTI
-
-
[isim]
Madenî şeylerin çıkardığı kuru ve gürültülü ses
-
[isim]
Madenî şeylerin çıkardığı kuru ve gürültülü ses
- TANIŞLIK
-
-
[isim]
Tanış olma durumu
-
[isim]
Tanış olma durumu
- TANIKLIK
-
-
[isim]
Tanık olma durumu veya tanığın yaptığı iş, şahitlik
- "İntihar etmeden önce de aleyhte tanıklık edecek, yargıcı temizleyecekti." (Çetin Altan)
-
[isim]
Tanık olma durumu veya tanığın yaptığı iş, şahitlik
- TANELEME
-
-
[isim]
Tanelemek işi
-
[isim]
Tanelemek işi
- TANITSIZ
-
-
[sıfat]
Tanıtlanmamış, tanıta dayanmayan
-
[sıfat]
Tanıtlanmamış, tanıta dayanmayan
- TANIMLIK
-
-
[isim]
Harfitarif
-
[isim]
Harfitarif
- TANRISIZ
-
-
[sıfat]
Tanrısı olmayan, tanrı tanımayan, mülhit
-
[sıfat]
Tanrısı olmayan, tanrı tanımayan, mülhit
- TANKERCİ
-
-
[isim]
Tankerle taşımacılık yapan kimse
-
[isim]
Tankerle taşımacılık yapan kimse
- TANSİYON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kanın damarlara içeriden yaptığı basınç, kan basıncı
- "Kocasının hiddetten tansiyonu yükseldi." (Haldun Taner)
- "Yüreği dinledi, kaygısı arttı. Tansiyonu ölçtü, telaşa düştü." (Atilla İlhan)
-
Gerilim
- "Hiç değilse önde gelen fırkacıların tansiyonunu düşürmeyi de ümit etmişti." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Kanın damarlara içeriden yaptığı basınç, kan basıncı
- TANIŞMAK
-
-
[nsz]
Birbirini tanır duruma gelmek
- "Bu sefer, bir sürü aktör ve tiyatroseverle tanıştı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[nsz]
Birbirini tanır duruma gelmek
- TANINMIŞ
-
-
[sıfat]
Ünlü
- "Memleketin tanınmış bir hekimi."
-
Herhangi bir özelliği ile ün kazanmış olan
- "İyi tanınmış bir adam. Cimri tanınmış bir komşu."
-
[sıfat]
Ünlü
- TANZANYA
- ...
- TANINMAK
-
-
[nsz]
Kim olduğu bilinmek
- "İçeride bir süre, tanınan bu sesin verdiği bir korku ile her şey sustu." (Refik Halit Karay)
-
Herhangi bir özelliği ile bilinmek
- "Meddahlıkta kendinden önce gelenleri geçmiş bir adam olarak tanınmıştı." (Memduh Şevket Esendal)
-
Hukuki yönden varlığı kabul edilmek
-
[nsz]
Kim olduğu bilinmek
- TANILMAK
-
-
[nsz]
Tanınmak, bilinmek
-
[nsz]
Tanınmak, bilinmek
- TANITMAK
-
-
[-i]
Bir kimsenin veya bir şeyin tanınmasını sağlamak
-
Bir kişinin kim olduğunu başkasına bildirmek, tanıştırmak, takdim etmek, prezante etmek
- "Bizim eve sığınmış, terbiyeli bir kadıncağız diye tanıtmıştım." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[-i]
Bir kimsenin veya bir şeyin tanınmasını sağlamak
- TANSIKSI
-
-
[sıfat]
Tansığa yakın, tansığa benzer
- "Yola çıkan barbar, o tansıksı kentle karşılaştığında geçmiş değerleri alımlayacaktır." (Selim İleri)
-
[sıfat]
Tansığa yakın, tansığa benzer
- TANITICI
-
-
[sıfat]
Tanıtma işini yapan, tanıtan
- "Tanıtıcı yayınlar."
-
[isim]
Piyasaya yeni çıkarılmış ilaç, kitap vb. şeyleri tanıtan kimse, propagandist
-
[sıfat]
Tanıtma işini yapan, tanıtan
- TANRISAL
-
-
[sıfat]
İlahî
-
[sıfat]
İlahî
- TANZİFAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Belediyece yaptırılan temizlik işleri
-
[isim]
Belediyece yaptırılan temizlik işleri