Sonunda t olan 6 harfli 461 kelime var. T harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde t harfi olan kelimeler listesine ya da başında t harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BATSAT

  1. [zarf] Ara sıra, seyrek olarak, tek tük

BEYRUT
...
EMANET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Birine geçici olarak bırakılan ve teslim alınan kişice korunması gereken eşya, kimse vb., inam, vedia
    • "Emaneti olanlar burada her vakit bunlarla ilgilenecek bir çırak bulurlar." (Salâh Birsel)
    • "Bavullarımı otele emanet bıraktım."
    • "Değirmenimi evvel Allah, sonra size emanet ediyorum." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Bir kimse ile birine gönderilen şey
    • "İstanbul'dan getirdiğim emanetinizi akşam benden alınız."
  3. Eşyanın ücret karşılığı geçici bir süre bırakıldığı yer
  4. Can, ruh
    • "Allah emanetini alsın da kurtulayım."

DİPNOT

  1. [isim] Metin içinde geçen herhangi bir bilgi ile ilgili olarak sayfa altına, çalışmanın sonuna konulan açıklama veya kaynak bilgisi, haşiye

TULUAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Doğaçlama

TUTSAT

  1. [isim] Tutulu satış

BERBAT

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Kötü
    • "Eskisinden daha berbat, iyileşmek ne gezer." (Mehmet Akif Ersoy)
    • "Bu işi nasıl berbat ettinse gel yine öyle kendin temizle." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Bozuk
    • "Yol berbat, toz toprak üstümüze savruluyor." (Sermet Muhtar Alus)
  3. Çirkin, beğenilmeyen
    • "Sanatta politika ne kadar berbatsa politikada sanat da o kadar iğrenç olur." (Burhan Felek)
    • "Muhitin değişen, bozulan her şeyi gibi terbiyesi de berbat olmuştu." (Ömer Seyfettin)
  4. Darmadağın, bakımsız, perişan, viran
    • "Berbat bir han odası." (Yusuf Ziya Ortaç)

İBADET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tanrı buyruklarını yerine getirme, Tanrı'ya yönelen saygı davranışı, tapınma
    • "Babamla gittiğim bayram namazlarından başka ibadet bilmezdim." (Yahya Kemal Beyatlı)

PATPAT

  1. [isim] Kökü yumru biçimde şişkin, Doğu Anadolu'da yetişen bir bitki

SİLÜET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir şeyin yalnız kenar çizgileriyle tek renk olarak beliren görüntüsü, gölge
    • "Bir kadın silüetinin koşarak silindiğini de görür gibi olmuştum." (Refik Halit Karay)
  2. Ne olduğu anlaşılamayan karaltı, gölge

ATEİST

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Tanrıtanımaz

GOFRET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Üzeri petek biçiminde, arasında krema bulunan, bisküviye benzer tatlı, hafif bir yiyecek

DEFAAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kereler, kezler

MAİYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Üst görevlinin yanında bulunan kimseler, alt kademedekiler

ŞECAAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yiğitlik
    • "Şecaat arz ederken merdikıpti sirkatin söyler." (Koca Ragıp Paşa)

EBONİT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Yüz kısım kauçuğun otuz iki kısım kükürtle işlenmesinden elde edilen plastik madde

EDEVAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir iş için gerekli olan malzemelerin, parçaların tümü
    • "Taş binanın bir odasını mantarlardan, çivilerden ve balıkçı edevatından bir döşeme bürümüştü." (Sait Faik Abasıyanık)

RAHMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Birinin suçunu bağışlama, yarlıgama, merhamet etme
    • "Allah rahmet eylesin."
  2. Yağmur
    • "Kubbedeki açıktan rahmet yağar, güneş vurur." (Ahmet Hamdi Tanpınar)

ENSEST

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Aile içi yasak ilişki

CENNET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dinî inanışlara göre dünyada iyilik yapanların, günahsızların, öldükten sonra sonsuz bir mutluluğa kavuşacakları yer, uçmak, behişt
    • "Cennet cennet dedikleri birkaç köşkle birkaç huri / İsteyene ver sen anı, bana seni gerek seni." (Yunus Emre)
    • "Bu cennet gibi yerler gözümde zindan kesiliyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Herhangi bir şeyden fazlasıyla bulunan yer
    • "Kitap cenneti."
  3. [sıfat] Çok güzel, huzur veren (yer)
    • "Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?" (Mehmet Akif Ersoy)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü