Sonunda t olan 6 harfli 461 kelime var. T harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde t harfi olan kelimeler listesine ya da başında t harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MASKOT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Uğur getireceğine inanılan şey
-
Uğurluk
-
[isim]
Uğur getireceğine inanılan şey
- ZİLLET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hor görülme, alçalma
- "Fakat içimdeki zillet bir türlü zail olmuyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Hor görülme, alçalma
- BANKET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Şehirler arası yolların iki tarafında yayaların yürümesine ve taşıtların trafiği aksatmadan durabilmesine yarayan çakıl veya toprak yol
-
Yamaçtan kayan toprağı yerinde tutmak ve böylece ekilmeye elverişli yer kazanmak için türlü yollarla yapılan dar basamak
-
[isim]
Şehirler arası yolların iki tarafında yayaların yürümesine ve taşıtların trafiği aksatmadan durabilmesine yarayan çakıl veya toprak yol
- MAİŞET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Geçim, geçinme
- "Elindeki para kendini bir sene geçindirebilirdi. Bir müddet için artık onun ensesine şaklayacak maişet kamçısı kalmıştı." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Geçim, geçinme
- TEVLİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Doğurma, doğurtma
-
Sebep olma, oluşturma
-
[isim]
Doğurma, doğurtma
- MİLLET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çoğunlukla aynı topraklar üzerinde yaşayan, aralarında dil, tarih, duygu, ülkü, gelenek ve görenek birliği olan insan topluluğu, ulus
- "Bu eser, Türk milletinin hürriyet ve istiklal fikrinin layemut abidesidir." (Atatürk)
-
Bir yerde bulunan kimselerin bütünü, herkes
- "Millet tütün paralarını alınca borcunu öder." (Necati Cumalı)
-
Benzer özellikleri olan topluluk
- "Şu kadın milletinin kıskançlığının hiç sonu yok." (Ahmet Mithat)
-
[isim]
Çoğunlukla aynı topraklar üzerinde yaşayan, aralarında dil, tarih, duygu, ülkü, gelenek ve görenek birliği olan insan topluluğu, ulus
- OZALİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yüzeyi ışığa karşı duyarlı bir madde ile kaplı kâğıt üzerine, kalıptan çekilmiş resim kopyası
-
[isim]
Yüzeyi ışığa karşı duyarlı bir madde ile kaplı kâğıt üzerine, kalıptan çekilmiş resim kopyası
- PÜRİST
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Özleştirmeci
-
[isim]
Özleştirmeci
- VUKUAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Polisi ilgilendiren olay veya olaylar
- "Vukuat aramaya giden, hadise çıkmıyor diye üzülen ... bir adamım." (Refik Halit Karay)
-
Olanlar, olan bitenler
-
[isim]
Polisi ilgilendiren olay veya olaylar
- HİDDET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Öfke, kızgınlık
- "Hiddet ve nefretimden kalbim çarpıyordu." (Ömer Seyfettin)
- "Hele sokakta yüksek sesle gülenler olursa kendisiyle eğleniyorlar sanarak hiddetten kuduruyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Öfke, kızgınlık
- KERRAT
- ...
- KİSPET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yağlı güreşte pehlivanların giydikleri, belden baldıra kadar uzanan, dar paçalı meşin pantolon
-
[isim]
Yağlı güreşte pehlivanların giydikleri, belden baldıra kadar uzanan, dar paçalı meşin pantolon
- NEDRET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Nicelik bakımından alışılanın, umulanın veya gerekenin altında olma durumu, azlık, seyreklik
-
[isim]
Nicelik bakımından alışılanın, umulanın veya gerekenin altında olma durumu, azlık, seyreklik
- TESVİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Karalama, müsvedde yapma
-
[isim]
Karalama, müsvedde yapma
- GRAFİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kurşun kalemi ve bazı araç parçalarının yapımında kullanılan, yumuşak, kolay toz durumuna gelebilen, gri siyah renkli, yapay olarak billurlaşabilen bir çeşit doğal karbon
-
[isim]
Kurşun kalemi ve bazı araç parçalarının yapımında kullanılan, yumuşak, kolay toz durumuna gelebilen, gri siyah renkli, yapay olarak billurlaşabilen bir çeşit doğal karbon
- HİKMET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bilgelik
-
Neden, gizli neden
- "Ben artık korkmuyorum her şeyde bir hikmet var / Gecenin sonu seher, kışın sonunda bahar." (Zeki Ömer Defne)
-
Tanrı'nın insanlarca anlaşılamayan amacı
-
Özlü söz, vecize
- "Biz bize benzeriz sözü ile millî hikmetlerimizin en doğrusunu söylemişiz." (Falih Rıfkı Atay)
-
Fizik
-
Felsefe
-
[isim]
Bilgelik
- HÜCCET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Belgit
-
Tanıt
- "Alnında, göğsünde kalçasında taşıdığı yara izleri bu kahramanlığın inkâr kabul etmez hüccetleri." (Haldun Taner)
-
[isim]
Belgit
- KİRKİT
-
-
[isim]
Dokumacılıkta atkı ipliğini sıkıştırmak için kullanılan, demirden veya ağaçtan yapılmış dişli araç
- "Kirkit bıçak sesleri hep bir anda kesildi." (Ömer Bedrettin Uşaklı)
-
[isim]
Dokumacılıkta atkı ipliğini sıkıştırmak için kullanılan, demirden veya ağaçtan yapılmış dişli araç
- MÜHLET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir işin yapılması veya bir borcun ödenmesi için gösterilen süre, vade, mehil
- "Hatta merkez kumandanı kendisine üç gün mühlet vermiş, hemen yola çıkması için diretmişti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Bir işin yapılması veya bir borcun ödenmesi için gösterilen süre, vade, mehil
- KATRAT
- ...