Sonunda t olan 3 harfli 61 kelime var. T harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde t harfi olan kelimeler listesine ya da başında t harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BOT

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Küçük gemi
    • "Şu botta bu kadar er var, içlerinde gözüm bir seni tuttu." (Haldun Taner)
  2. Ağaç, plastik veya kauçuktan yapılmış küçük sandal

BET

  1. [isim] Beniz kelimesi ile birlikte, "yüz rengi" anlamında ikileme oluşturan bir söz
    • "... haykırıyordu. Müşterim bu sesi duyunca arabayı durdurdu. Beti benzi kalmadı. Eli ayağı titremeye başladı." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
    • "Baksana, beti benzi kül kesildi." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
    • "Paranın beti bereketi kalmadı."
  2. Bereket kelimesi ile birlikte "bolluk" anlamında ikileme oluşturan bir söz
    • "Ucuzluklarına hayret ettiğimiz her çeşit satıcılar, o bet bereket nereye kaybolmuş?" (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

SET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Toprağın kaymasını veya suyun akmasını önlemek için yapılan kalın duvar
  2. Bulunulan yerden daha yüksekte kalan düzlük
    • "Karşımıza merdivenli bir setin üstünde hamama benzeyen kubbeli bir bina çıktı." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. Seki
  4. Ateşli silahlarda namlunun içindeki helisin çıkıntı bölümü

FUT

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] 30,480 cm'ye eşit olan İngiliz uzunluk ölçü birimi, ayak, kadem

MUT

  1. [isim] Bütün özlemlerin eksiksiz ve sürekli olarak yerine gelmesinden duyulan kıvanç, kut, saadet

ROT

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Motorlu taşıtlarda direksiyon ile tekerlek arasındaki bağlantıyı sağlayan demir çubuk

HAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Çizgi
  2. Yazı
  3. Ulaşım sağlayan bir taşıtın uğradığı yerlerin bütünü, yol, geçek
    • "Demir yolu hattı. Otobüs hattı."
  4. Elektrik akımı taşıyan tel veya kablo sistemi
    • "Bir kablodan muhtelif hatlar çıkar." (Sait Faik Abasıyanık)
  5. Telefon, telgraf, televizyon vb. araçlarla iletişim sağlayan yol, kanal
  6. Sınır
    • "Dalga dalga ilerleyen hücum hatlarımız birinci düşman siperlerine girdi." (Aka Gündüz)
  7. Yüzü biçimlendiren çizgi veya kırışıklık
    • "Yüz hatları bütün bu rivayetleri doğruluyor." (Haldun Taner)
  8. Vücut biçimi
    • "Vücut hatlarını korumak lazım."

ŞUT

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Futbolda bir oyuncunun topu kaleye sokmak için ayağıyla yaptığı sert ve hızlı vuruş
    • "Sol ayağımla değil şutu atmak, topa dokunmak bile mümkün olmaz." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)

KIT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] İhtiyaca yetmeyecek kadar az, bol karşıtı
    • "O devirde bizim gibi henüz askere gitmemiş şoförler çok kıttı." (Aka Gündüz)
  2. Az, yetersiz (duygu, söz vb.)
    • "Sözü kıt bir adamdı." (Halikarnas Balıkçısı)

KİT

  1. [isim] Macun

HİT

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Liste başı
    • "Her şarkı hit oluyordu."

NOT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir şeyi hatırlamak için yazılan kısa yazı
    • "Kitaplardan birinin kenarına bir not yazmışsın." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Not alıyorum, Türkçeye mısra mısra hemen tercüme ediyorum." (Refik Halit Karay)
    • "Cevdet Paşa tezkeresine şöyle bir not düşmek zorunda kalır." (Salâh Birsel)
    • "Bunu not edin de unutmayın."
  2. Okullarda öğrencinin dersle ilgili bilgi ve beceri düzeyini göstermek üzere öğretmenlerce verilen sayı, derece
  3. Bir şeyin niteliği üzerine edinilen kanı

KAT

  1. [isim] Bir yapıda iki döşeme arasında yer alan daire veya odaların bütünü
    • "Yemekten sonra evin üst katında, ocaklı bir odaya çıktık." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Bir yüzey üzerine az veya çok kalın bir biçimde, düzgün olarak yayılmış bulunan şey
    • "Bir kat yufka, bir kat peynir."
  3. Üst üste konulmuş şeylerden her biri, tabaka
  4. Giyeceklerde takım
    • "Birer kat elbise ile kalacağız." (Aka Gündüz)
  5. Apartman dairesi
  6. Ön, yan
    • "Salim, Sait Faik'in Yaşar Nabi katındaki telif ücretini artırmakta büyük rol oynamıştır." (Salâh Birsel)
  7. Huzur
  8. Bükülen veya kıvrılan bir şeyin her kıvrımı
    • "Kumaşın katı."
  9. Makam, mevki
  10. Kez, defa, misil
    • "Bu, ondan iki kat pahalı."
  11. Katman
  12. Tekrarlanan bir sayının toplamı
    • "6, 9, 12 ve 15 sayıları 3 sayısının katlarındandır."

SÜT

  1. [isim] Kadınların ve memeli dişi hayvanların yavrularını beslemek için memelerinden gelen, besin değeri yüksek beyaz sıvı
    • "Şimdi önümüzden süt dökmüş kedi gibi sakin sakin akıyor." (Haldun Taner)
    • "İş söze döküldü mü nedense tutuklaşıyor, süt dökmüş kediye dönüyordu." (Atilla İlhan)
    • "Hacı yenge süt gibi saçları, buruşuk yüzüyle asıl şimdi eli öpülecek bir hacı yenge olmuştu." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Fadime'yi aldım götürdüm, kaynanamın odasına bıraktım, sütten kesmiştim." (Halide Edip Adıvar)
  2. Bazı bitkilerin türlü organlarında bulunan beyaz renkte öz su
  3. Erkek balığın tohumu
  4. Süte benzeyen her türlü sıvı
    • "Acı badem sütü."
  5. Benzin, mazot

KUT

  1. [isim] Mutluluk

ÇİT

  1. [isim] Bağ, bahçe, bostan vb. yerlerin çevresine çalı, kamış, ağaç dalı gibi şeylerden çekilen duvar türü, çeper, barı
    • "Çitten her akşam yaptığım gibi mektepten kalmış bir spor aşkı ile atladım." (Sait Faik Abasıyanık)

POT

  1. [isim] Kötü dikiş sebebiyle kumaşta oluşan büzülme veya kıvrım
    • "Ceketinin arkasındaki potlar, bugün mutlaka her zamandan çok ensesine binmişti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "İşlerin doğru gitmeyen, pot gelen yerleri çok ise de sorulunca söylenecek karşılıklar bulunmuştu." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Gri redingotlu efendi, bir pot kırdığını hemen anlamış olacak ki sözünü çevirdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Poker vb. iskambil oyunlarında oyuncuların tümünce ortaya sürülen eşit miktardaki para veya fiş
  3. Yanlışlık, hata, gaf

JET

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Çok hızlı, tepkili uçak
    • "Otomobil önümden jet gibi geçti."

DUT

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Dutgillerden, kuzey yarım kürenin genellikle ılıman bölgelerinde yetişen, yapraklarıyla ipek böceği beslenen ağaç (Morus)
    • "Sabahtan akşama kadar durmadan söyleyen geveze Çalıkuşu, dut yemiş bülbüle dönmüştü." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Bu ağacın, ak, kara, pembe renkte ekşi veya tatlı, sulu meyvesi

CET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dede, büyük baba, ata
    • "Nice yıl, cetlerimiz kökleşerek bir yerde, manevi varlığının resmini çizmiş havaya." (Yahya Kemal Beyatlı)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü