Başında t olan 8 harfli 713 kelime var. T harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde t harfi olan kelimeler listesine ya da sonu t harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında t bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TAŞINMAZ
-
-
Taşınamayan
-
[isim]
Ev, tarla vb. taşınamayan mülk, gayrimenkul
-
Taşınamayan
- TEKLİLİK
- ...
- TEZEVVÜÇ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Evlenme
-
[isim]
Evlenme
- TÖRENSEL
-
-
[sıfat]
Törenle ilgili
-
[sıfat]
Törenle ilgili
- TANSİYON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kanın damarlara içeriden yaptığı basınç, kan basıncı
- "Kocasının hiddetten tansiyonu yükseldi." (Haldun Taner)
- "Yüreği dinledi, kaygısı arttı. Tansiyonu ölçtü, telaşa düştü." (Atilla İlhan)
-
Gerilim
- "Hiç değilse önde gelen fırkacıların tansiyonunu düşürmeyi de ümit etmişti." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Kanın damarlara içeriden yaptığı basınç, kan basıncı
- TEHDİTLİ
-
-
[sıfat]
Tehdidi bulunan
-
[sıfat]
Tehdidi bulunan
- TEKNOLOG
- ...
- TERESSÜP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çökelme
-
[isim]
Çökelme
- TILSIMLI
-
-
[sıfat]
Tılsımı olan
- "Tılsımlı kapılarına el sürmedim." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Tılsımı olan
- TÜTTÜRÜŞ
- ...
- TİPOLOJİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İnsan tiplerini belirleme ve ayırt etme yöntemi
-
[isim]
İnsan tiplerini belirleme ve ayırt etme yöntemi
- TAKADDÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Öncelik
- "İşgale takaddüm eden günlerde çevirdikleri fırıldakları..." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Öncelik
- TAKILMAK
-
-
[nsz]
Takma işi yapılmak
- "Kendisine bu ad takılmış, takıldığı gibi de kalmıştır." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-e]
Denge bozulacak bir biçimde bir yere dokunup aksaklık ortaya çıkmak
- "Önünü çok iyi göremeyen hayvanın ayağı bir taşa takıldı." (Osman Cemal Kaygılı)
- "Bekçi çekildi gitti. Fakat çocuğun gözleri pencereye takılıp kalmıştı." (Halide Edip Adıvar)
-
[-e]
Bir yerde bir süre kalmak
- "İğne bir müddetten beri plağın bozuk yerine takılmış, ha babam ha, bir melodiyi tekrar edip duruyordu." (Haldun Taner)
-
[-e]
Olumsuz veya aksayan, eksik bir yanını görerek üstünde durmak
- "Son günlerde bir de usta sözüne takılır oldum." (Nezihe Meriç)
-
Kızdırmak, üzmek, şaşırtmak amacıyla şaka yollu konuşmak
- "İstasyon memuru onun şehre seyrek indiğini bildiğinden her seferinde takılır." (Haldun Taner)
-
Karşı cins ile ilişki kurmayı veya arkadaş olmayı istemek
-
[nsz]
Takma işi yapılmak
- TARAZSIZ
- ...
- TARİHSEL
-
-
[sıfat]
Tarihe dair, tarihle ilgili, tarihî
-
[sıfat]
Tarihe dair, tarihle ilgili, tarihî
- TEREYAĞI
-
-
[isim]
Sütten çıkarılan yemeklik yağ, sağyağ, sadeyağ
- "Tereyağından kıl çeker gibi bu belalı işten sıyrıldı."
-
[isim]
Sütten çıkarılan yemeklik yağ, sağyağ, sadeyağ
- TALİPLİK
- ...
- TEKKEKÖY
- ...
- TELMİHEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Telmih olarak, telmih yoluyla ima ederek
-
[zarf]
Telmih olarak, telmih yoluyla ima ederek
- TÜKENMEK
-
-
[nsz]
Bitmek, sona ermek, kalmamak
- "Vaktiyle yaşamış olan büyük musiki ustaları nesillerinin artık tükenmiş olduğu da söylenirdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Güçsüzleşmek, bitkinleşmek, yılgınlaşmak
- "İnsan sevdiği birini tükenmiş görmek istemez." (Orhan Veli Kanık)
-
Verimliliğini yitirmek, söyleyecek sözü kalmamak
- "Yalnız kendi tecrübelerini yazmaya kalkan romancı çabuk tükenir." (Halide Edip Adıvar)
-
[nsz]
Bitmek, sona ermek, kalmamak