Başında t olan 5 harfli 385 kelime var. T harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde t harfi olan kelimeler listesine ya da sonu t harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında t bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TAŞIM
-
-
[isim]
Kaynama sırasında taşma
-
[isim]
Kaynama sırasında taşma
- TOMAK
-
-
[isim]
Ağaçtan yapılmış top
-
Ağaçtan yapılmış gürz
-
Bir tür kalın ve ağır çizme
-
[isim]
Ağaçtan yapılmış top
- TAMAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Bütün, tüm
- "Paranın tamamını verdim."
- "Vakit tamam oldu."
-
Eksiksiz
- "Bu kitap tamam değildir."
-
Yanlış ve yalan olmayan, doğru
-
Tamamlanmış, bitmiş
- "Haydi Abbas, vakit tamam / Akşam diyordun işte oldu akşam." (Cahit Sıtkı Tarancı)
-
[edat]
Evet
-
[ünlem]
Beğenilmeyen bir iş veya öneri karşısında söylenen bir söz
- "Tamam, başka işimiz kalmadı da şimdi onunla uğraşacağız!"
-
Bütün, tüm
- TEKKE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tarikattan olanların barındıkları, ibadet ve tören yaptıkları yer, dergâh
- "Hemen her ev yarı saray ve yarı tekke gibi bir şeydi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
İşsiz güçsüz kimselerin buluşup sığındıkları yer
-
Esrar içilen üstü kapalı yer
-
Hapishane
- "Bakıyorum, tekke sana yaramış, dedi. Ne zaman çıktın?" (Tahsin Yücel)
-
[isim]
Tarikattan olanların barındıkları, ibadet ve tören yaptıkları yer, dergâh
- TERFİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Derece, makam bakımından yükselme
-
Yükseltme
- "Zafer üzerine orduda terfiler yapılmıştı." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Derece, makam bakımından yükselme
- TOTEM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İlkel toplumlarda topluluğun ondan türediği sanılan ve kutsal sayılan hayvan, ağaç, rüzgâr vb. herhangi bir doğal nesne, ongun
-
[isim]
İlkel toplumlarda topluluğun ondan türediği sanılan ve kutsal sayılan hayvan, ağaç, rüzgâr vb. herhangi bir doğal nesne, ongun
- TRÖST
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Aynı alanda iş yapan çeşitli ortaklıkların hisse senetlerinin, bir denetim teşkilatına teslim edilmesi ve yönetimin bir teşkilatı yöneten gruba aktarılmasıyla oluşan, tekelci sermayedarlığa dayanan ortaklıklar birliği
-
[isim]
Aynı alanda iş yapan çeşitli ortaklıkların hisse senetlerinin, bir denetim teşkilatına teslim edilmesi ve yönetimin bir teşkilatı yöneten gruba aktarılmasıyla oluşan, tekelci sermayedarlığa dayanan ortaklıklar birliği
- TUZLU
-
-
[sıfat]
Tuzu olan
- "Dudaklarımda Boğaz havasının tuzlu lezzetiyle uyandım." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Bu eğlenti bize biraz tuzluya mal oldu." (Ercüment Ekrem Talu)
- "... kendisine tuzluya patlamıştı." (Halikarnas Balıkçısı)
-
Yapılışında tuz bulunan, tuzu çok olan
- "Bu yemek tuzlu olmuş."
-
Çok pahalı
-
[sıfat]
Tuzu olan
- TAALA
- ...
- TAMİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Derinleştirme
-
[isim]
Derinleştirme
- TEPİŞ
-
-
[isim]
Tepme işi veya biçimi
-
[isim]
Tepme işi veya biçimi
- TÜRKÜ
-
-
[isim]
Hece ölçüsüyle yazılmış ve halk ezgileriyle bestelenmiş manzume
- "Kulak ver ki havasında bahçemizin / Gök maviliğinden, dal yeşilliğinden / Bir türkü söylenmede kendiliğinden." (Cahit Sıtkı Tarancı)
- "Dikişine başlarken güzel bir türkü tutturmuştu." (Reşat Enis)
- "İçeride bir yandan türkü söylüyor, bir yandan da iş yapıyordum." (Peyami Safa)
- "Azizim, biz kimsenin arabasında kimsenin türküsünü çağırmayız, kendi havamızı mırıldanırız." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Hece ölçüsüyle yazılmış ve halk ezgileriyle bestelenmiş manzume
- TOPAL
-
-
[sıfat]
Bacağındaki sakatlık sebebiyle seker gibi veya iki adımda bir, bir yana eğilerek yürüyen (insan veya hayvan)
- "Bu sabah, yolda bizim topal postacıya rast geldim." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Ayaklarından biri kısa olan (nesne)
- "Topal masa."
-
[sıfat]
Bacağındaki sakatlık sebebiyle seker gibi veya iki adımda bir, bir yana eğilerek yürüyen (insan veya hayvan)
- TALAN
-
-
[isim]
Dağıtma
- "Her uğradığı yerde çarşılar talandan geçer." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Dağıtma
- TARIM
-
-
[isim]
Gerekli, yararlı bitkileri yetiştirmek amacıyla toprak üzerinde yapılan çalışmaların bütünü, ziraat
-
[isim]
Gerekli, yararlı bitkileri yetiştirmek amacıyla toprak üzerinde yapılan çalışmaların bütünü, ziraat
- TÜMEY
- ...
- TAKSA
-
Kelime Kökeni : Latince
-
[isim]
Pulu yapıştırılmadan veya eksik yapıştırılarak gönderilen mektup için alıcının cezalı olarak ödediği posta ücreti
-
[isim]
Pulu yapıştırılmadan veya eksik yapıştırılarak gönderilen mektup için alıcının cezalı olarak ödediği posta ücreti
- TESİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Etki
- "Orta malı bayağı birinin tesiri altında..." (Refik Halit Karay)
- "Aynı kanunlar, aynı şeylere tesir edince neticeler de aynı olur." (Ömer Seyfettin)
- "Namus sözü, bu saf, temiz ev kadınında her vakit büyük tesir yapardı." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Bu sözler derin ve kuvvetli bir tesir bıraktı." (Peyami Safa)
-
[isim]
Etki
- TOZMA
- ...
- TÜLEK
- ...