Başında t olan 4 harfli 89 kelime var. T harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde t harfi olan kelimeler listesine ya da sonu t harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında t bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TANK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Zırhlı ve silahlı, tekerlekleri paletli, motorlu savaş taşıtı
-
Su, yakıt vb. sıvıları depolamaya yarayan araç
- "Akaryakıt tankı."
-
[isim]
Zırhlı ve silahlı, tekerlekleri paletli, motorlu savaş taşıtı
- TAPU
-
-
[isim]
Bir taşınmazın üstündeki mülkiyet hakkını gösteren belge
-
Tapu işlerinin yürütüldüğü kuruluş
-
[isim]
Bir taşınmazın üstündeki mülkiyet hakkını gösteren belge
- TAPİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Pokerde kâğıtlar dağıtılmadan önce oyunculardan birinin fiş veya parasını ortaya sürdükten sonra önünde fişi veya parası kalmadığını belirtmek için söylediği söz
-
[isim]
Pokerde kâğıtlar dağıtılmadan önce oyunculardan birinin fiş veya parasını ortaya sürdükten sonra önünde fişi veya parası kalmadığını belirtmek için söylediği söz
- TEİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çayda bulunan ve kafein niteliğinde olan etkili madde
-
[isim]
Çayda bulunan ve kafein niteliğinde olan etkili madde
- TABİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bağımlı
- "Sanki bütün kamara, bütün halk, onlara tabi, onlara mahkûmdu." (Peyami Safa)
- "Kooperatifler, devletin her türlü kontrol ve denetimine tabi olup siyasetle uğraşmaz..." (Anayasa)
-
[sıfat]
Bağımlı
- TERE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Turpgillerden, yaprakları salata olarak yenen baharlı bir bitki (Lepidium)
-
[isim]
Turpgillerden, yaprakları salata olarak yenen baharlı bir bitki (Lepidium)
- TOGO
- ...
- TEHİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Boş
- "Vallahi rüyasını görmüştüm, geçen gece, tenha, tehi bir yoldaymışız." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Boş
- TİPİ
-
-
[isim]
Kar fırtınası
-
[isim]
Kar fırtınası
- TERS
-
-
Gerekli olan duruma karşıt, zıt
- "Yerden göğe kadar haklı olan bir uyarıyı, içimizden bir arkadaş ters anlamış." (Haldun Taner)
- "Daha sonra o eşsiz lidere ters düşmek bahtsızlığına kapılmıştır." (Haldun Taner)
- "Hacı Ömer'in o gün ters tarafından kalktığına artık şüphe yoktu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Bir şeyin içe gelen yanı, arkası
- "Elinin tersiyle küçük bir tokat vurmuştu." (Çetin Altan)
-
[isim]
Kesici bir aletin kesmeyen yanı
- "Kollarına bıçağın tersiyle birkaç tane vurmuşlar." (Memduh Şevket Esendal)
-
Uygun olmayan, elverişsiz, münasebetsiz
- "Ters sözlerinle, fazilet iddialarınla beni hırpalama." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Gönül ve cesaret kırıcı, huysuz, sert
- "Ters adamın işi de ters gider." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Bir şeyin aksi, karşıtı
- "Anlattığının tersi anlaşılınca utandı."
-
Gerekli olan duruma karşıt, zıt
- TIPA
-
-
[isim]
Tapa
-
[isim]
Tapa
- TİTR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ad, unvan, etiket
-
[isim]
Ad, unvan, etiket
- TABU
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kutsal sayılan bazı insanlara, hayvanlara, nesnelere dokunulmasını, kullanılmasını yasaklayan, aksi yapıldığında zararı dokunacağı düşünülen dinî inanç
-
[sıfat]
Yasaklanarak korunan (nesne, kelime, davranış)
-
[sıfat]
Tekinsiz
-
[isim]
Kutsal sayılan bazı insanlara, hayvanlara, nesnelere dokunulmasını, kullanılmasını yasaklayan, aksi yapıldığında zararı dokunacağı düşünülen dinî inanç
- TAPI
-
-
[isim]
Tanrı
- "Karacaoğlan der ki taptığım tapı / Yıkılmaz Tanrı'nın yaptığı yapı" (Karacaoğlan)
-
[isim]
Tanrı
- TRAS
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
Volkanik tüf
-
[isim]
Volkanik tüf
- TEPE
-
-
[isim]
Bir şeyin en üstteki bölümü
- "Pencere önünde dimdik durmuş, kocaman ağaçların tepesine bakıyordunuz." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Çatık kaşlar ve engin nazarlarla herkese tepeden bakıyor." (Haldun Taner)
- "O sırada babalığını anımsıyordu kötü bir düşü anımsarcasına ve kızgınlıktan tepesi atıyordu." (Muzaffer Uyguner)
- "Nazmiye'nin tepesinden sanki kaynar sular döküldü, yooo ... dedi." (Orhan Kemal)
-
Bir yerin, bir nesnenin vb.nin üstü, hizası
- "Ekşisu'da trenden indikleri sırada güneş tam tepelerindeydi." (Necati Cumalı)
-
Birinin yanı başı, baş ucu
- "Tepemde durup canımı sıktı."
-
Başın üst, kafatasının iki kulak arasında kalan bölümü
- "Güneş sanki yalnız sizin tepenize ışık ve sıcaklık aksettirmeye çalışıyor." (Refik Halit Karay)
-
Yüksekliği genellikle birkaç yüz metreyi geçmeyen, çok kez tek başına, yamaçları yatık yer biçimi
- "Derenin sağ tarafına yükselen tepenin yamaçları daha hafif eğimli, daha genişti." (Necati Cumalı)
-
Çokgende veya çok yüzlüde köşelerden her biri
-
İkizkenar bir üçgende eşit kenarların kesişme noktası
-
Bakışım ekseni bulunan bir eğrinin veya yüzeyin bu eksenle kesişme noktalarından her biri
-
[isim]
Bir şeyin en üstteki bölümü
- TAVA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yağ kızdırma, yiyecek kızartma vb. işlere yarayan, uzun saplı yayvan kap
-
Bu kapta pişmiş yemek
- "Balık tavası. Ciğer tavası."
-
Maden eritilen saplı pota
- "Kurşun tavası."
-
Kireç karıştırılan tekne
-
Deniz veya göllerde suların geri çekilmesiyle kuruyan bölüm
-
Gemilerde borda iskelesinin alt başındaki sahanlık
-
Fide yetiştirmek için ayrılmış toprak bölümü
-
[isim]
Yağ kızdırma, yiyecek kızartma vb. işlere yarayan, uzun saplı yayvan kap
- TURP
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Turpgillerden, yaprakları tüylü, çiçekleri beyaz, sarı, mor renkli bir bitki (Raphanus sativus)
-
Bu bitkinin yenilen etli kökü
-
[isim]
Turpgillerden, yaprakları tüylü, çiçekleri beyaz, sarı, mor renkli bir bitki (Raphanus sativus)
- TİKE
-
-
[isim]
Et, ekmek, peynir vb.nde parça, lokma, dilim
-
[isim]
Et, ekmek, peynir vb.nde parça, lokma, dilim
- TROL
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Teknelerle suyun dibinde sürüklenerek çekilen, huni biçiminde geniş ağızlı balık ağı
-
[isim]
Teknelerle suyun dibinde sürüklenerek çekilen, huni biçiminde geniş ağızlı balık ağı