Sonunda tı olan 7 harfli 129 kelime var. TI ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde tı olan kelimeler listesine ya da başında tı olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ŞIKIRTI
-
-
[isim]
Şıkırdama sonucu çıkan ses
- "Birden denizin oradan, öteden, su şıkırtısına benzer bir ses çalınıyor kulağına." (Zeyyat Selimoğlu)
-
[isim]
Şıkırdama sonucu çıkan ses
- KITIRTI
-
-
[isim]
Kıtırdama sesi
-
[isim]
Kıtırdama sesi
- LAKIRTI
-
-
[isim]
Söz, laf
- "Biz burada lakırtıya başlayalı iki dakika ya oldu ya olmadı." (Peyami Safa)
- "Sonra tahsisat yoktur, gelecek sene bütçesine para konulacak diye lakırtı çıkardılar." (Memduh Şevket Esendal)
- "Bir gün sinirli olur da ters bir lakırtı ederse ben susarım." (Memduh Şevket Esendal)
- "Birbirine lakırtı yetiştirmeye, cevap bulmaya çalışıyorlar ." (Memduh Şevket Esendal)
-
Boş söz, dedikodu, laf
- "Lakırtıdır o, aldırma!"
-
[isim]
Söz, laf
- CIVILTI
-
-
[isim]
Kuşların ötüşürken çıkardıkları ses
- "Her tarafından kuşların hoş cıvıltıları taşardı." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Sesteki canlılık, ateşlilik
- "Sesin cıvıltısı gitmiş, yerine hüzün konmuştu." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Kuşların ötüşürken çıkardıkları ses
- DIRILTI
-
-
[isim]
Bezdirici bir biçimde söylenme, dırdır
- "Başın dinç gönlün rahat. Karı dırıltısı, çocuk gürültüsü yok." (Necati Cumalı)
- "Rica ederim bey, gelir gelmez ayağının tozuyla dırıltı çıkarma." (Mahmut Yesari)
-
Çekişme, atışma
- "Her gün ana oğul arasında dırıltı eksik değildi." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Bezdirici bir biçimde söylenme, dırdır
- CAYIRTI
-
-
[isim]
Şiddetli yanma, yırtılma sesi, gürültü
-
[isim]
Şiddetli yanma, yırtılma sesi, gürültü
- YAŞANTI
-
-
[isim]
Yaşanılanlardan, görülenlerden, duyulanlardan, edinilenlerden sonra kişide kalan şey
-
Yaşanılan bir an, hayatın bir bölümü
-
Hayat tarzı, içinde yaşanılan şartların tümü, hayat
- "Köy yaşantısı."
-
[isim]
Yaşanılanlardan, görülenlerden, duyulanlardan, edinilenlerden sonra kişide kalan şey
- DARALTI
-
-
[isim]
Dar gibi görünme veya olma
-
[isim]
Dar gibi görünme veya olma
- FISILTI
-
-
[isim]
Fısıldarken çıkan, güçlükle duyulan ses
- "Bahçenin ta nihayetinden birtakım fısıltılar geliyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Fısıldarken çıkan, güçlükle duyulan ses
- KALINTI
-
-
[isim]
Artıp kalan şey, bakiye
-
Bir kentten veya mimarlık eserinden artakalan bölüm, yıkıntı, harabe, enkaz
- "Efes, Bergama'nın kalıntıları, ulaştıkları uygarlığı serer gözler önüne." (Necati Cumalı)
-
İz, işaret
-
Bir toplum, kültür, uygarlık vb.nden artakalan şey
- "Bu babacan, filozof ve hazırcevap insanlar kuşağı, tükenen bir görgü devrinin son kalıntıları gibidir." (Haldun Taner)
-
[isim]
Artıp kalan şey, bakiye
- BAĞINTI
-
-
[isim]
Bir nesneyi başka bir nesne ile uyarlı kılan bağ
-
Görelik
-
İki veya daha çok nitelik arasında matematik işlemleri yardımı ile kurulan bağlılık veya eşitlik
- "Bir dairenin "r" yarı çapı ile alanı arasında şöyle bir bağıntı vardır: S=r²."
-
[isim]
Bir nesneyi başka bir nesne ile uyarlı kılan bağ
- ŞAKIRTI
-
-
[isim]
Şakırdayan bir şeyin çıkardığı ses, şakır şakır ses çıkarma
- "Sokakta nal şakırtılarıyla bir araba durdu." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Şakırdayan bir şeyin çıkardığı ses, şakır şakır ses çıkarma
- SAKIRTI
-
-
[isim]
Korkudan veya soğuktan titreme
-
[isim]
Korkudan veya soğuktan titreme
- HAŞIRTI
-
-
[isim]
Haşırdarken çıkan ses
-
[isim]
Haşırdarken çıkan ses
- SIĞINTI
-
-
[isim]
Bulunduğu yerde kalması istenmeyen, varlığı gereksiz görülen kimse
- "Yıllarca süren sığıntı ezikliğinin hatırlanışı da vardır amcasında." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Bulunduğu yerde kalması istenmeyen, varlığı gereksiz görülen kimse
- TAPIRTI
-
-
[isim]
Yürürken çıkan ayak sesini andırır ses
- "Arkalarında at ayakları tapırtıları duydular." (Yahya Kemal)
-
[isim]
Yürürken çıkan ayak sesini andırır ses
- SIZILTI
-
-
[isim]
Sızlanma, yakınma, şekva, şikâyet
- "Bizim Aksaray kahveleri bu inilti ve sızıltı ile akşama kadar sızlıyor." (Halide Edip Adıvar)
-
Hoşnutsuzluk
-
[isim]
Sızlanma, yakınma, şekva, şikâyet
- DOLANTI
-
-
[isim]
Gezip dolaşılan yer, alan
-
[isim]
Gezip dolaşılan yer, alan
- PATIRTI
-
-
[isim]
Herhangi bir biçimde veya ayakları yere kuvvetle basarak yürüme sonucu çıkan gürültü
-
Pat pat çıkan ses
- "Dışarıdan akseden birtakım motosiklet patırtılarıyla ikimiz birden yerimizden fırlayıp merdiven başına koştuk." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Gürültülü çatışma, arbede
- "Bütün bu patırtının içinde, arkadaşıma bir sokak başında rastladım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Herhangi bir biçimde veya ayakları yere kuvvetle basarak yürüme sonucu çıkan gürültü
- ÇAKILTI
-
-
[isim]
Çakıl taşı vb. kımıldatıldığında çıkan ses
-
[isim]
Çakıl taşı vb. kımıldatıldığında çıkan ses