Başında tü olan 7 harfli 22 kelime var. Tü ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde tü olan kelimeler listesine ya da sonu tü ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında tü bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TÜKÜRME
-
-
[isim]
Tükürmek işi
-
[isim]
Tükürmek işi
- TÜKENME
-
-
[isim]
Tükenmek işi
-
[isim]
Tükenmek işi
- TÜTÜNCÜ
-
-
[isim]
Tütün yetiştiren veya satan kimse
- "Bir tütüncüye girip bir yaprak sigarası daha aldı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Tütün yetiştiren veya satan kimse
- TÜRENTİ
-
-
[isim]
Söz türetmecilik ve uydurmacılık, neolojizm
-
[isim]
Söz türetmecilik ve uydurmacılık, neolojizm
- TÜPLEME
-
-
[isim]
Tüplemek işi
-
[isim]
Tüplemek işi
- TÜNEMEK
-
-
[nsz]
Kuşlar, kanatlı evcil hayvanlar, uyumak için bir dala veya sırığa konmak
- "Bir sene evvel kargaların tünediği çınara, şimdi bir bülbül konmuş ötüyordu." (Ömer Seyfettin)
-
Tabure, yüksekçe iskemle vb. üzerine oturmak
- "Athena, gidip taburelerden birine tünedi." (Atilla İlhan)
-
[nsz]
Kuşlar, kanatlı evcil hayvanlar, uyumak için bir dala veya sırığa konmak
- TÜMLEME
-
-
[isim]
Tümlemek işi
-
[isim]
Tümlemek işi
- TÜKENİŞ
-
-
[isim]
Tükenme işi veya biçimi
-
[isim]
Tükenme işi veya biçimi
- TÜLBENT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İnce ve seyrek dokunmuş, hafif ve yumuşak pamuklu bez
- "Orta hâlli hanımlar renkli yeldirmeler giyerler ve beyaz tülbent başörtüleri örtünürlerdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Bu bezden yapılmış baş örtüsü
- "Mürüvvet bacı, limon küfü tülbendini düşmesin diye bir ucundan ısırmış, elinde süzgeçle çıkageldi." (Atilla İlhan)
-
[isim]
İnce ve seyrek dokunmuş, hafif ve yumuşak pamuklu bez
- TÜKÜRÜK
-
-
[isim]
Tükürük bezlerinin ağza akan salgısı
-
[isim]
Tükürük bezlerinin ağza akan salgısı
- TÜRETME
-
-
[isim]
Ad ve fiillerin kök veya gövdelerine yapım eki getirilerek kelime kurma, iştikak: Göz-lük-çü, söyle-n-ti, sev-gi gibi
-
Bilinen bazı şeylerden yararlanarak düşünce gücüyle yeni bir şey bulma, ihtira
-
[isim]
Ad ve fiillerin kök veya gövdelerine yapım eki getirilerek kelime kurma, iştikak: Göz-lük-çü, söyle-n-ti, sev-gi gibi
- TÜKETİM
-
-
[isim]
Tüketme işi
-
Üretilen veya yapılan şeylerin kullanılıp harcanması, yoğaltım, istihlak, üretim karşıtı
-
[isim]
Tüketme işi
- TÜKENİK
-
-
[sıfat]
Bitmiş, tükenmiş
-
[zarf]
Çok azalmış bir biçimde
- "Uzaklarda coşkun akan Ravi Çayı, suyunu kumluk vadilere içire içire, Lahor'a yorgun ve tükenik gelirmiş." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Bitmiş, tükenmiş
- TÜRKELİ
- ...
- TÜRKÜCÜ
-
-
[isim]
Türkü söyleyen kimse, okuyucu
-
[isim]
Türkü söyleyen kimse, okuyucu
- TÜKETME
-
-
[isim]
Tüketmek işi
-
[isim]
Tüketmek işi
- TÜREYİŞ
-
-
[isim]
Türeme işi veya biçimi
-
[isim]
Türeme işi veya biçimi
- TÜRKLÜK
- ...
- TÜFEKÇİ
-
-
[isim]
Tüfek yapan, onaran veya satan kimse
-
Padişah ve sarayı korumakla görevli olan
-
Savaş gereçleri, silah yapımı ve onarımı ile uğraşan asker sınıfından olan kimse
-
[isim]
Tüfek yapan, onaran veya satan kimse
- TÜREMEK
-
-
[nsz]
Oluşmak, ortaya çıkmak, meydana çıkmak, parçalanıp çoğalmak, üremek
- "Halide Hanım'ın hikâyesinden sonra türeyen bugünkü Turan lokantaları, Turan berberleri, Turan ocakları bütün payitahtı sarmış." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Bir kökten çıkmak
-
[nsz]
Oluşmak, ortaya çıkmak, meydana çıkmak, parçalanıp çoğalmak, üremek