Başında olan 6 harfli 34 kelime var. Sı ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde sı olan kelimeler listesine ya da sonu sı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında sı bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

I S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

IS

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

SIKMAÇ

  1. [isim] Kompresör

SIRPÇA
...
SIHHAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sağlık, esenlik
    • "Sıhhati yerinde imiş, bir çocuğu daha olmuş." (Refik Halit Karay)
    • "Bir adım geriye çekilir, iç rahatlığıyla koltuktan kalkan müşteriye sıhhatler olsun, derdi." (Necati Cumalı)
  2. Doğruluk

SIZICI

  1. [sıfat] Sızma niteliği olan

SIKLIK

  1. [isim] Sık olma durumu
  2. Sıkça geçme, kullanımı sık olma
  3. Ses, dalga vb.nin birim zamandaki titreşim sayısı, frekans

SIRALI

  1. [sıfat] Sıralanmış, düzenlenmiş, dizili
    • "İki yanda uzun boylu narin andızlar sıralıydı." (Cahit Uçuk)
  2. Yere, zamana, konuya, yönteme uygun olan
    • "Sıralı konuşma."

SIRSIZ

  1. [sıfat] Sır (I) sürülmemiş, sırı (I) olmayan
    • "Sırsız küp."

SIĞLIK

  1. [isim] Sığ olma durumu
  2. Sığ yer
    • "İskelenin beri yanındaki sığlıktan yürüdük." (Mahmut Yesari)
  3. Yüzeyde kalma durumu, derine inmeme durumu

SIKMAK

  1. [-i] Çevresine sarılarak veya bir şey sararak çepeçevre basınç altına almak
    • "Yalnız kalan kadın titriyor, hıçkırarak kucağındaki yavrusunu sıkıyor." (Ömer Seyfettin)
  2. Bir şeyin suyunu, yağını, sıvı kısmını basınçla çıkarıp akıtmak
    • "Limon sıkmak. Üzüm sıkmak."
  3. Dar gelmek
    • "Belimi sıktı kemer." (Halk türküsü)
  4. Basınçlı bir araçla fışkırtmak, püskürtmek
    • "Yangına su sıkmak."
  5. Silahla ateş etmek
    • "Küçük hanım, tabancayı kalbine sıkmak istemiş." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  6. Baskı altına almak, üzmek, bunaltmak, zorlamak
    • "Çocuğu çok sıkıyorlar."
  7. Sıkıntı vermek
    • "... ihtimal inanmayacaksınız. Fakat ben sizi sıkmamak için uzatmayarak anlatacağım." (Ömer Seyfettin)
  8. Yalan söylemek

SIZILI

  1. [sıfat] Sızısı olan
    • "Yazıya geçirmiş olduğu dinmez sızılı aşkı okudukça kendi hayatlarımızın belki başka bir rüyada solumaya koyulduklarını hissediyoruz." (Selim İleri)

SIKICA

  1. [zarf] Sıkı bir biçimde, iyice
    • "İncecik belini alev renkli ipek bir kemerle sıkıca sardı." (Feridun Fazıl Tülbentçi)

SIZMAK

  1. [nsz] İnce aralıklardan veya gözeneklerden az miktarda ve belli olmadan yavaş yavaş akmak, çıkmak
    • "Cam kenarlarından sızacak esintiyle hasta olacağından korkar." (Salâh Birsel)
  2. Gizli tutulan haber, sır vb. şeyler duyulmak, yayılmak
  3. Herhangi bir topluluğu, bir örgütü yolundan saptırmak için gizlice arasına girmek
  4. [-e] Gizlice, haber vermeden gitmek, sıvışmak
    • "Bekir, kaşla göz arasında dışarıya sızdı." (Atilla İlhan)
  5. İçki, yorgunluk vb. sebeplerle kendinden geçerek uyuyakalmak
    • "İlacı konyağa döktüm. İki saat sonra Süleyman sızdı." (Aka Gündüz)
  6. Düşman mevzileri arasına gizlice girmek ve ilerlemek
    • "Dağlık bir hudut bölgesinde çıkan ve karşı topraktan sızan yabancı çetelerin yardımıyla günden güne ciddi bir hâl alan alçak bir isyanın bastırılmasıydı." (Reşat Nuri Güntekin)

SIRTAR

  1. [isim] Kelergillerden bir balık türü

SIYRIK

  1. [isim] Çarpma veya vurma sonucunda vücutta hafifçe kazınmış, zedelenmiş, soyulmuş, kanamış yer
  2. Sıyrılmış yer
  3. [sıfat] Yüzeyinden bir parça sıyrılmış olan
  4. [sıfat] Utanması olmayan

SIKLET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ağırlık, yük
  2. Sıkıntı

SINGIN

  1. [sıfat] Gözü korkmuş, sinmiş (kimse)
  2. Çekingen, ürkek
  3. Üzgün, düşünceli

SINAMA

  1. [isim] Sınamak işi, deneme, tecrübe

SIRACI

  1. [isim] Dört kişilik saz heyeti
  2. Esas çalgı takımı gelmediğinde onların yerine saz çalan ve türkü okuyan kimse
    • "Sıracı elinde kemanla ayağa kalkarak..." (Ahmet Rasim)

SIVAMA

  1. [isim] Sıvamak işi
  2. [sıfat] Sıvanır gibi üstüne kaplanmış, örtülmüş veya çok sık takılmış
    • "Sıvama pırlanta bir taç."
  3. [zarf] Zemini hemen hiç görülmeyecek kadar kaplanmış, örtülmüş veya takılmış olarak
  4. [zarf] Ağzına kadar, silme
    • "Bardağı sıvama doldurdu."

SIRIMA

  1. [isim] Sırımak işi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü