Başında olan 6 harfli 34 kelime var. Sı ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde sı olan kelimeler listesine ya da sonu sı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında sı bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

I S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

IS

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

SIĞLIK

  1. [isim] Sığ olma durumu
  2. Sığ yer
    • "İskelenin beri yanındaki sığlıktan yürüdük." (Mahmut Yesari)
  3. Yüzeyde kalma durumu, derine inmeme durumu

SIVALI

  1. [sıfat] Sıva vurulmuş, sıva sürülmüş
    • "Sıvalı duvar."
  2. Sıvar gibi bulaşmış, sıvanmış

SIRSIZ

  1. [sıfat] Sır (I) sürülmemiş, sırı (I) olmayan
    • "Sırsız küp."

SINAMA

  1. [isim] Sınamak işi, deneme, tecrübe

SIRTAR

  1. [isim] Kelergillerden bir balık türü

SIVAMA

  1. [isim] Sıvamak işi
  2. [sıfat] Sıvanır gibi üstüne kaplanmış, örtülmüş veya çok sık takılmış
    • "Sıvama pırlanta bir taç."
  3. [zarf] Zemini hemen hiç görülmeyecek kadar kaplanmış, örtülmüş veya takılmış olarak
  4. [zarf] Ağzına kadar, silme
    • "Bardağı sıvama doldurdu."

SIZMAK

  1. [nsz] İnce aralıklardan veya gözeneklerden az miktarda ve belli olmadan yavaş yavaş akmak, çıkmak
    • "Cam kenarlarından sızacak esintiyle hasta olacağından korkar." (Salâh Birsel)
  2. Gizli tutulan haber, sır vb. şeyler duyulmak, yayılmak
  3. Herhangi bir topluluğu, bir örgütü yolundan saptırmak için gizlice arasına girmek
  4. [-e] Gizlice, haber vermeden gitmek, sıvışmak
    • "Bekir, kaşla göz arasında dışarıya sızdı." (Atilla İlhan)
  5. İçki, yorgunluk vb. sebeplerle kendinden geçerek uyuyakalmak
    • "İlacı konyağa döktüm. İki saat sonra Süleyman sızdı." (Aka Gündüz)
  6. Düşman mevzileri arasına gizlice girmek ve ilerlemek
    • "Dağlık bir hudut bölgesinde çıkan ve karşı topraktan sızan yabancı çetelerin yardımıyla günden güne ciddi bir hâl alan alçak bir isyanın bastırılmasıydı." (Reşat Nuri Güntekin)

SIRDAŞ

  1. [isim] Birinin sırlarını bilen kimse, mahrem
    • "Her konuda yardımcı olabilecek güvenilir bir sırdaş bulmam gerekiyordu." (Refik Erduran)
    • "Bu kolay işi güçleştirme yavrum; arkadaş ol benimle, sırdaş ol." (Turan Oflazoğlu)
  2. Birinin sırrını bilecek kadar ona yakın olan kimse

SIKKIN

  1. [sıfat] Çok sıkılmış
  2. Sıkıntılı, bungun

SIZILI

  1. [sıfat] Sızısı olan
    • "Yazıya geçirmiş olduğu dinmez sızılı aşkı okudukça kendi hayatlarımızın belki başka bir rüyada solumaya koyulduklarını hissediyoruz." (Selim İleri)

SIKMAÇ

  1. [isim] Kompresör

SIZICI

  1. [sıfat] Sızma niteliği olan

SINCAN

  1. [isim] Sakızlı bir tür dikenli çalı (Astragalus)

SIKMAK

  1. [-i] Çevresine sarılarak veya bir şey sararak çepeçevre basınç altına almak
    • "Yalnız kalan kadın titriyor, hıçkırarak kucağındaki yavrusunu sıkıyor." (Ömer Seyfettin)
  2. Bir şeyin suyunu, yağını, sıvı kısmını basınçla çıkarıp akıtmak
    • "Limon sıkmak. Üzüm sıkmak."
  3. Dar gelmek
    • "Belimi sıktı kemer." (Halk türküsü)
  4. Basınçlı bir araçla fışkırtmak, püskürtmek
    • "Yangına su sıkmak."
  5. Silahla ateş etmek
    • "Küçük hanım, tabancayı kalbine sıkmak istemiş." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  6. Baskı altına almak, üzmek, bunaltmak, zorlamak
    • "Çocuğu çok sıkıyorlar."
  7. Sıkıntı vermek
    • "... ihtimal inanmayacaksınız. Fakat ben sizi sıkmamak için uzatmayarak anlatacağım." (Ömer Seyfettin)
  8. Yalan söylemek

SIRACA

  1. [isim] Deride ve genellikle boyunda görülen, lenf düğümlenmelerinin şişkinliğiyle beliren tüberküloz türü
    • "Elif'i almış, başında keli, boynunda sıracası, sırtında da paçavra entarisiyle getirmişti." (Ercüment Ekrem Talu)

SIHHAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sağlık, esenlik
    • "Sıhhati yerinde imiş, bir çocuğu daha olmuş." (Refik Halit Karay)
    • "Bir adım geriye çekilir, iç rahatlığıyla koltuktan kalkan müşteriye sıhhatler olsun, derdi." (Necati Cumalı)
  2. Doğruluk

SIKICA

  1. [zarf] Sıkı bir biçimde, iyice
    • "İncecik belini alev renkli ipek bir kemerle sıkıca sardı." (Feridun Fazıl Tülbentçi)

SIRTÇI

  1. [isim] Hamal

SIKICI

  1. [sıfat] İç sıkan, can sıkan, tedirgin eden
    • "Etrafında her şey ona sıkıcı ve manasız geliyor." (Haldun Taner)

SINMAK

  1. [nsz] Kırılmak, parçalanmak, bozulmak
  2. Yenilmek, bozguna uğramak

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü