Başında sı olan 11 harfli 50 kelime var. Sı ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde sı olan kelimeler listesine ya da sonu sı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında sı bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
I S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
IS
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SIKIŞABİLME
- ...
- SIVAŞTIRMAK
-
-
[-i]
Bulaştırmak, üstüne sürmek
-
Sıvık veya sıvışık duruma getirmek
-
[-i]
Bulaştırmak, üstüne sürmek
- SIĞIŞTIRMAK
-
-
[-i]
Güçlükle sığdırmak
-
[-i]
Güçlükle sığdırmak
- SIÇANKULAĞI
-
-
[isim]
Farekulağı
-
[isim]
Farekulağı
- SIRITKANLIK
-
-
[isim]
Sırıtkan olma durumu
- "Söz, suratı her zaman asabi bir sırıtkanlıkla gergin olan zayıf, uzun boylu bir efendiye verildi." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Sırıtkan olma durumu
- SIRITIVERME
- ...
- SISKALAŞMAK
-
-
[nsz]
Sıska duruma gelmek
- "Yememek herkesin elinden geldiği için sıskalaşmak revaç buldu." (Falih Rıfkı Atay)
-
[nsz]
Sıska duruma gelmek
- SIHHATLİLİK
- ...
- SITMALANMAK
-
-
[nsz]
Sıtmaya tutulmak
-
[nsz]
Sıtmaya tutulmak
- SILAYIRAHİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anne, baba ve akrabayı ziyaret etme
-
[isim]
Anne, baba ve akrabayı ziyaret etme
- SIRBİSTANLI
- ...
- SIRNAŞIKLIK
-
-
[isim]
Sırnaşık olma durumu veya sırnaşıkça davranış
- "İzdivaç, erkek için solmuş ve yıkılmış bir kadının sırnaşıklıklarına, münasebetsizliklerine aldırmamaktan ibarettir." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Sırnaşık olma durumu veya sırnaşıkça davranış
- SIKIŞIVERME
- ...
- SIÇIRGANLIK
-
-
[isim]
Sıçırgan olma durumu
-
[isim]
Sıçırgan olma durumu
- SIKIŞTIRMAK
-
-
[-i]
Bir şeyi dar bir yere zorla sığdırmak, tıkmak
- "Çamaşırları bavula sıkıştırmak."
-
Bir nesneyi sıkıca duracak biçimde bir yere koymak, yerleştirmek veya orada tutmak
-
Gevşek veya seyrek olan şeyleri birbirine yaklaştırarak sıkı duruma getirmek
- "İstanbul tren yahut vapurunda hele bir kimseyi biraz sıkıştırın, hemen çarpılır, çay semaveri gibi oturduğu yerde fıkır fıkır kaynamaya başlar." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bir şeyin sıkışmasına, kısılmasına, ezilmesine sebep olmak
- "Parmağını pencereye sıkıştırmak."
-
Ansızın, gizlice ve karşısındakinin isteyip istemediğine bakmadan bir şeyi vermek, tutuşturmak
- "Eline dolu bir kadeh sıkıştırdılar." (Refik Halit Karay)
-
Kaçmayacak biçimde çembere almak, kıstırmak
- "Anlattığına göre Niğde yakınlarındaki köylerden birinde imiş, sıkıştırmışlar. Jandarmalarla vuruşmuş." (Memduh Şevket Esendal)
-
Zorlamak
- "Kocakarı odadan çıktıkça ben Nuri'yi sıkıştırıyorum." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Sarkıntılık etmek
-
[-i]
Bir şeyi dar bir yere zorla sığdırmak, tıkmak
- SIZILDANMAK
-
-
[nsz]
Sızlanmak, yakınmak
-
[nsz]
Sızlanmak, yakınmak
- SIRNAŞTIRMA
-
-
[isim]
Sırnaştırmak işi
-
[isim]
Sırnaştırmak işi
- SIVAZLANMAK
-
-
[nsz]
Sıvazlama işi yapılmak
- "Onun hizmetinde çalışmış olanlar, bahtın eliyle alınları sıvazlanmış fânilerdir." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
[nsz]
Sıvazlama işi yapılmak
- SIĞLAŞTIRMA
- ...
- SIVAZLATMAK
-
-
[-i]
Sıvazlama işini yaptırmak
-
[-i]
Sıvazlama işini yaptırmak